Çok yakın bir arkadaşım Kayseri’den evliydi. Uzun yıllar Kayseri’de çalıştıktan sonra memleketine dönmüştü. Haliyle memleketinde olmayan bir ticaret, pazarlık, sıkı çalışma ve gayret azmi elde etmişti.
Bazen çocuklarına takılırdım, “nerelisiniz?” diye. Cevapları hazırdı: “Kayseriliyiz.” Üç çocuk da bu ezberlerini hiç bozmadı. Biraz da haklıydılar. Çünkü orada doğmuşlardı. Babaları da o kültürün hakkını veriyordu.
Bir gün, “Artık Şanlıurfa’dasınız. Buralısınız” demiştim. “Hayır, annemin görevi bitince Kayseri’ye döneceğiz” demişti çocuğu. Esprimi bu kadar ciddiye alınca, ben de şaka yollu “O zaman babanız burada kalır, gereğini düşünür” dediğimde, biraz gülümseyerek “O maliyet olarak mümkün değil. Babam iki masrafa giremez” demişti.
Bir çocuktan beklediğim duygusal tepki yerine, anne baba ayrılığının maliyet açısından yorumlanması farklı gelmişti bana. Ortamın öğrettikleri, kalıcı etki ve bakış açısı kazandırıyor.
Yıllar önceki bu hatıradan hareketle, her Kayseri’ye gittiğimde, buranın dinamizmini anlamaya çalışırım. Bunun sonucu olarak Kayseri, tasarrufu önemseyen, çalışkan, ticareti sanayi boyutuna taşımış ve bugün Türkiye’nin ekonomisine lokomotif etkisi yapan muazzam bir tabloyu yansıtmaktadır.
1071 Malazgirt Zaferinden sonra Danişmentliler tarafından fethedilen Kayseri, 1169 tarihinde Anadolu Selçukluları tarafından Selçuklu devletine bağlanır. 1243 yılında Moğol istilâsına uğrar. Fatih Sultan Mehmed zamanında, 1463’te Osmanlı’ya katılır.
Kayseri, bugün ticarî başarısı, sanayi kültürü, dünya piyasalarına ihracat yapan ve rekabet eden girişimci medeniyet şehirlerimizden biridir. Son zamanlarda AB’de dayalı bir raporla Kalvenizm kıyaslaması yapılması bile, çalışkan ve gayretli bölge insanının batılı gözüyle sadece yorumlanışıdır.
Rahmetli Sabancı’dan Kadir Has’a ve Boydak’lara kadar uzanan girişimci halkası, uluslararası yeterliliklerimizin birer kabul nişanesidir. En son Kayseri 1. Organize Sanayi Bölgesinde bir anda 101 sanayi tesisinin temelinin atılması, Guinnes Rekorlar kitabına girdi. Erciyes Üniversitesi, özel sektörün diktiği yeni fakülte binaları ve ek tesislerle çok anlamlı bir eğitim seferberliğine örnek olmaktadır.
Kayseri, Mimar Sinan’ın memleketi. Koca Sinan Belediyesi onun ismiyle yaşıyor. Sinan, Ağırnas köyünden çıkıp, bir medeniyetin mimarî dokusunu, dört padişahla inşa etmiş bir beyin ve estetik ustası.
Bugün her Kayserili, bir Sinan gibi cami minarelerinin yanına fabrika bacaları tesis etmekle meşgul. Manevî mirasın maddî unsurlarını tamamlıyorlar. “Sistem ve Yenilenme” seminerini paylaştığımız gönül dostlarımızla, Kayseri’de anlamlı bir beraberlik yaşadık. Erkilet’in yüksek bir noktasında, gündüz gözünde ve gece aydınlığında Kayseri’yi temaşa ettik.
Erciyes dağının zirvesinde karlı beyazlığa dalan gözler, dağın eteklerine indikçe Tekir Yaylasını fark eder. Batı eteğinde ise Hisarcık bağları yeşillenir dünya gözüne. Hacılar ilçesi, eteğin zirveye ulaşacak yakınlığına şahitlik eder, kirazı ve Muhterem Ali Mutlu’yu hatırlatır. Gözler uzak temaşanın doyumsuz ufkuna yoğunlaştıkça, duruş menzilinizden sola nazar ettiğinizde Ali dağının doğusunda ve eteğinde yer alan Talas dikkatinizi çeker. “Ali dağda, koltuğuna almış Talas’ı” müziği kulağınıza fısıldanır bu arada.
Doğu-batı eksenlerinde gelişen ve açılan şehrin, güney ve kuzey cephelerinde yükselen bu zirve noktaları ve tepeler sayesinde, geniş tabanlı bir çanağın uzunca bir kayığı andırırcasına yerleşik ve planlı istikşaf alanlarına doğru sizi sürükler. Hacı filminde sosyal ve siyasî olaylarla sanayi eksenli bir muhafazakârlığın parametrelerine ışık tutulan Kayseri, Gesi bağlarını da hatırlatıyor.
Kayseri ve Erciyes’in kuzeyinde Erkilet bağlarının bulunduğu bir mevkiden mihmandarımız Muhterem Yücetürk ve Sabri Beyle bu tanımların zihin haritasını gözlemliyoruz. Erkilet, Hıdırellez tepesinden kuzeye doğru platosuyla, diğer yanda bağları, bazalt taşı ve ovasıyla Kayseri büyük şehir sınırlarına girmiş bir belde.
Kayseri’de Sinan olmak, zekânın maddî yansımalarını fabrika bacası olarak göstermektedir. Tıpkı büyük Sinan’ın san'at eserleri gibi. Bu vesileyle Ali, Mehmet ve Mevlüt Beylere de teşekkür ederim.
20.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|