Sayın Baykal, ölmüş ama cenazesi kaldırılamayan bir siyaset anlayışıyla milletten partisine destek istiyor. Defalarca değindik, CHP’nin siyaseti ve sosyal demokrat anlayışı Avrupa’daki hiçbir sosyal demokrat partide ve sivil teşekküllerde yok. CHP hiçbir zaman sosyal demokrat parti olamadı ve olamaz da.
Bakınız AKP’ye karşı tüm vatandaşları kendi çatısı altında toplanmaya ve iktidara gelmede destek olmaya çağırıyor. Ama bu çağrı, o kadar otomata bağlanmış ve o kadar sathî, o kadar sığ ki inanmak için ilkokul çocuğu bile kendini zorlasa inanın başaramaz.
Aynı tas aynı hamam ve üstelik tellak bile değişmemiş. Sayın Baykal’ın 12 Eylül sürecinden bu yana eski solcu kavgasını terk edecek bir olumlu tecrübeleri oldu. Bir çok konuda kafa değişimine uğradı. Daha pozitif ve gerçekçi bir perspektife kavuştu. Ama ne yazık ki günlük siyaset ve başında bulunduğu CHP’nin devletle sıkı fıkı oluşundan dolayı sürekli bir yerlerin telkinatları doğrultusunda hep ezber bozmak zorunda kaldı. Neticede itibarı sıfıra indirecek kadar zikzaklar, kırılmalar, kısır çekişmeler yaşadı.
Bir takım ilginç ve kurmaca olaylardan sonra Baykal’ın verdiği demeçler o kadar ısmarlama ve sipariş eseri ki sayın Baykal’a acımamak elde değil. Şimdi kalkmış Danıştay suikastı, Şemdinli dâvâsı, Ergenekon ya da Atabeyler çetesinin vukuatından sonra oy kaybeden tarafın AKP olacağı zehabıyla iktidara geleceği, CHP’nin oy patlaması yapacağı hayaliyle sürekli sağa sola emirler yağdırıyor ve umut dağıtıyor.
Baykal’ın vaadlerinde yeni bir şey yok. Sol cephesinde yeni bir şey yok. Aynı pilav tekrar ısıtılıyor. Ve vaad edilenleri yapacak hiçbir kan ve kadro değişimi müşahede edilmemiş Baykal’ın CHP’sinde. Bütün Türkiye’yi kucaklayacak ortak değerleri şöyle sıralıyor sayın Baykal: “Türkiye’ye, Anayasa’ya, Mustafa Kemal’e, Laik Demokrat Cumhuriyete inanıyor musunuz? Bunlar yeterli…” Bence yetersiz... Yetmez sayın Baykal. Bunların hiçbiri yetmez. Daha fazlasını isteriz… Türkiye’ye inanıyoruz. Ama Türkiye’nin önünde takoz gibi duranlara inanmıyoruz. Anayasa’ya gelince, başka yan anayasalar, yeşil, kırmızı renkli yasalar da var galiba. Bunlar ne olacak? Laikliğe gelince Avrupa ülkelerindeki laiklikle Türkiye’deki laikliğin aynı olmadığını tarladaki kuşlar bile biliyor. Demokratlık ise CHP’nin ağzına pek yakışmıyor. Hakimiyet millette mi, başkalarında mı hâlâ tartışılan bir Türkiye’de demokrasicilik oynandığı inancı daha ağır basıyor. Hangi Mustafa Kemal. Meselâ Türk Solu dergisindeki veya Perinçek’teki gibi bir Mustafa Kemal’se o da yetmez. 12 Eylüldeki M. Kemal mi, 28 Şubat’taki M. Kemal mi? Hatta genç subayların Mustafa Kemal’i ile emekli subayların M. Kemal’i bile değişik. Önce orta yolu bulacaksınız.
Sayın Baykal’ın vaadlerine gelince bunlar yoruma açık. Ve belirsiz. Bu vaatlerin daha fazlasını çok daha önceleri yapmıştı. Amma velâkin netice boş çıktı.
Sayıyor Baykal: 1- Yargı bağımsızlığı güvence altına alınacak. Şemdinli savcısının başına gelenlerden sonra bu çok zor. Bırakın bağımsızlığı, itimat bile sarsıldı. Yargıya itibar kazandırmak da eklenmeliydi. 2- Terörle mücadele edilecek. Edilmeyecek diyen var mı? 12 Eylül ve 28 Şubat sürecinde bile 25-30 yıldır mücadele edildiği halde sorun ortada duruyor. Demek ki metodda yanlışlık var. Terör bir rantiye ve strateji malzemesi oldu maalesef. 3- Dokunulmazlık kalkacak. Bu dediğiniz sadece milletvekilleri içinse çok ayıp. Türkiye’de dokunulmazlığı olan bin bilmem kaç makam ve görevli statüsü var. Önce onlardan başlanmalı. 4- Ekonomi rantiyenin değil, emeğin olacak. Bu ucuz bir emek sömürüsüdür. Devletçi anlayışla KİT’ler zaten arpalıktı ve rantiye bunların üzerinde dönüyordu. Sadra şifa bir şey yok. 5- Turizm hamlesi yapılacak. Terör oldukça turizme yönelik her yatırım “ham”diye gidiyor. 6- Tarım ve hayvancılık iyileştirilecek. Eğer bu konuda sübvansiyon olacaksa devlet, dolayısıyla millet zararda demektir. 7- KOBİ bakanlığı kurulacak. Bakanlık kurmakla bu işler olmuyor. Geçmişte otuz bilmem kaç tane bakanlık vardı. Hatta hükümete katılan tek bir milletvekiline bile bir bakanlık verilmişti. N’oldu. Türkiye ileriye değil geriye gitti. 8- Sosyal güvenlik modeli oluşturulacak. Bakın bu sosyalist güvenlik modeline benzeyecekse hakkımı helâl etmem. 9- Eğitimde atılım sağlayacağız. Bu herhalde AKP’li diye damga vurup tüm kadroların azl edilerek atılması demek. Veya başörtülü öğrencilerin ve memurların okullardan, kamusal alanlardan atılması, kovulması olabilir.
Görüldüğü gibi sayın Baykal’ın vaatleri hep ortada ve yoruma açık. Yine de karar hür milletindir.
18.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|