İstanbul’dan Avukat Ahmet Fıçıcı’nın sorusuna:
1-Allah’ın isimleri vahiy kaynaklıdır. Vahiyden beslenmeyen bir isim ile Allah’ı anmak doğru değildir. Allah’ı andığımız isimler Kur’ân veya hadis-i şeriflerle desteklenmelidir. Tanrı adı vahyin öğrettiği isimlerden olmadığından Allah adı yerinde kullanmak doğru değildir.
2- Cebbar isminin—hâşâ—despotlukla hiçbir ilgisi yoktur ve olamaz. Çünkü despotizmde zulüm vardır, haksızlık vardır, keyfîlik vardır, kanunsuzluk vardır. Allah bu sıfatlarla tavsif edilmez. Cebbar ismine göre Cenâb-ı Allah bilakis zalimleri, haksızlık yapanları, keyfîlik taraftarı olanları, kanun nizam tanımayanları, despotları tokatlar. Onları cebren kanuna, nizama uymaya, hak ve hukuk noktasına, İlâhî hikmet ve İlâhî irade noktasına getirir. Meselâ, keyfince zulüm yapan despot birisi, Hakim ismine göre zamanı geldiğinde, Cebbar isminin tokadını mutlaka yer. Yaptığı zulmün tokadına doğru hikmetini de anlayarak cebren sürüklenir. Buna mahkûm edilir. Çünkü bunu hak etmiştir. Cebbar ismi onun yakasını bırakmaz. Çünkü masumun hakkı vardır. Cebbar ismini kanuna hizmet eden polisin suçluyu cebren sevk etmesi misâliyle açıklamak sanırım daha isabetli olur.
3- Kötü niyeti, olumsuz davranışları, isyanı ve hainliği nedeniyle dalaleti ve şaşmayı tercih eden insanlar vardır. Hak, Adl, Hakim ve Cebbar isimleri gereği onlar şaşkın ve sapkın davranışlara mahkûm edilirler. Hak ettiklerini bulurlar. Şu âyetler bunu haber veriyor. “Allah’ın saptırdıkları hüsrana düşenlerin tâ kendileridir.”1 Diğer bir âyet de şöyledir: “Allah’ın saptırdığını kimse yola getiremez. Allah onları azgınlıkları içinde bırakır da, şaşkın şaşkın bocalayıp dururlar.”2
4- Peygamber Efendimiz’in (asm) hadis-i şerifinin açılımı, ‘Allah insanı sûret-i Rahman’ı tamamıyla gösterir şekilde yarattı’ olacaktır. İnsanın Allah’ın isimlerini gösterir şekilde yaratıldığı ifadesi doğrudur. Fakat bundan çok farklı mânâlar çıkarmak doğru değildir. Böyle bir niteleme insanın ene’sine yarar ve insan için tehlikelidir.
İnsan, kelimenin tam anlamıyla Allah’ın kuludur. Allah’ın kâinatta tecellî eden isimlerinin tamamının insanda tecellî etmesi, insanı eşref-i mahlûkat makamına ve ahsen-i takvim koltuğuna oturtur. Fakat bunlardan dolayı insan ancak şükretmeli ve yaratılışının sırrına ermeye çalışmalıdır. Ahsen-i takvim sırrını anlamaya çalışmalıdır.
Yarın inşallah devam edelim.
Dipnotlar:
1- A’râf Sûresi: 178
2- A’râf Sûresi: 186
18.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|