Mustafa Bey: “Kastamonu Lâhikasının 153. sayfasında, ‘Risâle-i Nur, altı rükn-ü imaniye ile bu esas ubudiyeti ispat edip Seb’ül-Mesânî cilvesine mazhariyeti muraddır’ cümlesini açıklar mısınız? Seb’ül-Mesânî nedir?”
Seb’ül-Mesânî kelimesi, kavram olarak, Kur’ân’ın Hicr Sûresinin 87. âyetine dayanır. Övülen yedi âyet, Kur’ân’da senâ edilen ve namazlarda tekrar tekrar okunan yedi âyet, Kur’ân’ın açış sûresi olup mübarekiyeti yine Kur’ân ile bildirilen yedi âyet mânâlarına gelir. Seb’ül-Mesânî, Fatiha Sûresinin isimlerindendir.
Fatiha Sûresi, Kur’ân’ın vahiy diliyle özetlenmiş halidir. Kur’ân’ın çekirdeğidir. Kur’ân’ın özüdür, özetidir. Kur’ân’ın köküdür. Kur’ân’ın tohumudur. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “Kur’ân-ı Azimü’ş-Şanın bir timsâl-i münevveridir.”1 Bundandır ki, her namazda okumamız emredilmiştir. Fatiha Suresi Rahman’ın rahmetinden gelen ve rahmete vesile olan çok kuvvetli bir sure olması hasebiyle her duamızı onunla yaparız, her duamıza onunla başlarız, onunla bitiririz.
Cenâb-ı Hak Peygamber Efendimiz’e (asm) ve onun ümmetine Fatiha Sûresini bir rahmet ve bir müjde eseri olarak indirmiş ve bunu Kur’ân’ında şöyle beyan buyurmuştur: “And olsun ki Biz sana Seb’ül-Mesânî’yi (usandırmaksızın tekrar tekrar okunan yedi âyetli Fatiha’yı) ve azametli Kur’ân’ı verdik.”2 Bu âyetiyle Kur’ân, Fatiha Sûresinin yedi rahmet ayetiyle birlikte dillerden ve gönüllerden düşmeyeceğini haber vermiştir. Peygamber Efendimiz (asm) kendisine Fatiha Sûresi verilmekle taltif edilmiştir.
Kur’ân’dan âyet olarak ilk inen, Alak Sûresinin ilk beş âyeti; sûre olarak ilk inen ise Fatiha Sûresidir. Fatiha Suresi, Alak Sûresinin ilk beş âyetinden hemen sonra ve ilk sûre olarak nazil oldu.
İlk beş âyet indiği zaman Peygamber Efendimiz (asm) Hazret-i Hatice’nin amcası oğlu olan ve bir Nasraniyet alimi bulunan Varaka ibn-i Nevfel’e gitmiş ve ona yaşadığı hali anlatmıştı. Varaka bu halin bir vahiy hali olduğunu, kendisine daha önce Hazret-i Musa’ya da gelen Cebrail’in geldiğini ve kendisini böylece peygamberlikle müjdelediğini haber verdi.
Ardından çok geçmeden, Peygamber Efendimiz’e (asm) baştan sonuna kadar Fatiha Suresi nazil oldu. Peygamber Efendimiz (asm) Varaka’ya tekrar giderek Fatiha Sûresini de okudu. Yaşlı ve gözleri kör bulunan Varaka bu defa âdetâ yerinden fırladı:
“Müjde! Müjde ya Muhammed! Ben şehadet ederim ki, Sen İbn-i Meryem’in müjdelediği zatsın. Sen, Musa’nın namusu gibi bir namus üzerindesin. Sen Nebiyy-i Mürselsin. Sen cihada memur olacaksın.”3
Fatiha Sûresi baştan sona kadar hamd ve şükür ifade ediyor. Bizi dünyada ve ahirette ihya edecek ihtiyaçlarımızı içine alacak çapta zengin bir duâ ifade ediyor. Önce Rabbimize hamdü sena, ardından ibadetimizi ve kulluğumuzu yalnız Ona tahsis ettiğimizi beyan, ardından ömrümüz boyunca ne istersek tamamını yalnız Ondan isteyeceğimizi ikrar ve onun ardından en mühim isteklerimizi sıralayan zengin bir metin içeriyor.
Yarın inşallah devam edelim.
Dipnotlar:
1- Sözler, s. 45
2- Hicir Sûresi: 87
3- Hak Dini Kur’ân Dili, 1/10
04.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|