Yapımcı Osman Yağmurdereli, “sabah programları” için “acil müdahale” çağrısında bulunuyor.
“Bu askerî müdahale mi olur, ne olursa olsun, bir an önce olsun” diyerek tepkisini dile getiriyor.
Aydan Şener de sabah programlarını topa tutanlardan:
“Açlıktan öleceğimi bilsem, böyle iş yapmam” diyor.
“Televizyonlarda yapılan sabah programlarına felâket şaşırıyorum ve dehşetle seyrediyorum. Bazen bakıyorum, inanın sinirlerim bozuluyor. Kanalların böyle şeylere izin vermesi çok acayip. Halkın bir kesimine de kızıyorum. Çünkü bu tip şeylere prim veriyorlar. Ben çok onurlu bir insanım. Açlıktan öleceğimi bilsem böyle bir iş yapmam.”
Ne yazık ki, magazine bulaşmadan kalabilmenin çok zor olduğunu, insanların her halûkârda kendini sevdiğini söylüyor. Bu ülkede çok çabuk şöhret olduğunu vurgularken, sapla samanın da birbirine karıştığını ifade ediyor Şener.
“Herkes star... Star olmak sanatçı olmak kadar ucuz olmamalı” derken, kendisinin de kadınlara yönelik bir program projesi olduğunu hatırlatıyor.
Tavsiyemiz: Sakın girmesin bu işe... Tutmaz. Eğer kaliteli ve düzeyli bir program olacaksa, iki gün sonra yayından kaldırırlar. Yok eğer, Ahu Tuğba’lı kurmaca bir program olacaksa, bir sezon gider...
Malûm:
Sanatçı geçinen kepazelerin gündemde kalabilmek için atmadığı takla yok.
En son örneği M. Ali Erbil’de görüldü. Kendi çevresinden bile ağır eleştiri alan Erbil, zaten son programlarında “atv” ye ince ince “dokunduruyordu.”
Zihinsel özürlü insanları ekrana çıkarıp, kendine malzeme yapan başka şovmen var mı?
Bir okuyucumuz, programı canlı canlı izlemiş, bize gönderdiği mesaj çok sert... Diyor ki:
“Bu yaşanan rezalet dünyada hangi televizyon kanalında izlenir anlamak mümkün değil... M. Ali Erbil denilen şahış 'yevmiyeli elemanlarım' dediği birkaç kişiyi toplayıp; güya show yapıyorum gerekçesiyle, halkın ahlâkını yozlaştırmak, halkın ahlâkî durumlarını bozmak için elinden geleni yapmaktadır. Bu ülkenin cumhuriyet savcıları nerededir? Bu ülkenin aydınları, gazetecileri nerededir? Dinci yazarlar bu tip TV’yi incelemezler, bu bilinen şeydir. Ancak laik cumhuriyet yazarları nerededir? Bu ülkenin sivil toplum örgütleri nerededir? Bu televizyonda canlı olarak yayınlanan; show programı denilen rezaleti kim ve kimler içine sindirebilecektir? M. Ali Erbil denilen şahsın RTÜK denilen kurum tarafından ayrıcalığı, dokunmamazlığı mı vardır?”
***
Dedik ya, rating için her abuk-sabukluğu mübah görüp gündemde kalabilen nadir isimler var.
Onlardan biri, Cumartesi günü kendi adını taşıyan program yapar. Ama öyle anlamsız sorular sorar ki, her hafta sonu gazetelere manşet olur. Abuk subuk derken, belden aşağı soruları kastediyoruz... Amaç rating değil mi, gündemde kalabilmek değil mi?
Hele yaptığı şov programı, muhafazakâr bir kanalda ise... Sorduğu sorularla tam bir tezat teşkil ediyor.
Denilebilir ki, toplum mühendisleri başarılı oldu. İnsanların ideolojilerini, düşüncelerini “sulandırıp” tek tip kalıbına soktular.
Mübarek(!) olsun!
15.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|