Değerlerimiz tahrip edildi

Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 46. yıldönümü münasebeti ile Yeni Asya Gazetesi Zonguldak Temsilciliği "ahlâk" konulu panel düzenledi.

Zonguldak Kapalı Spor Salonu’ndaki panel, Avukat Hamza Kara’nın takdim konuşması ile başladı. Kur’ân-ı Kerim tilavetinin ardından "Bize ne oldu?" isimli sinevizyon gösterimi ile devam eden panelde, yazarı Nejat Eren kısa bir konuşma yaptı.

‘Gayemiz vatan sathını bir mektep yapmaktır’ parolası ile otuz yedi yıl önce yola çıkan Yeni Asya’nın, bu çerçevede ülkenin her köşesinde "okumayı" hayatın vazgeçilmez bir parçası yapmak için çalıştığını ve bu çerçevede bir milyon Risâle-i Nur kitabını evlere ulaştırdığını belirten Eren şunları söyledi: "Türkiye’de, bilhassa basın sahasında çalışan birçok yetişmiş yazar ve ilim adamı, Yeni Asya’da yetişip çok çeşitli dallarda çalışmalarına devam ediyorlar. Yeni Asya camiası, ailenin temelinden başlayan hizmet çizgisi çerçevesinde; ‘Çocuklara Can Kardeş, gençlere Genç Yaklaşım, ailelere Bizim Aile ve akademisyenlere ise Köprü’ dergileriyle bu anlayış ve çizgisini devam ettirmektedir" dedi.

Nejat Eren’in ardından kürsüye gelen Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular konuşmasında, Bediüzzaman Said Nursî’nin bütün hedefinin İslâma ve bütün insanlığa hizmet etmek olduğunu belirterek, günümüz toplumunun en büyük tehlikesinin maneviyat ve ahlâk zaafı olduğuna dikkati çekti.

Kutlular, "ahlâk denilince akla hemen Hz. Peygamberimiz (a.s.m.) ve Kur’ân-ı Kerim gelir. Bizim bütün ahlâkımız İslâmdır. Bu değerler son dönemde büyük tahribe uğramıştır. Buna mukabil Bediüzzaman’ın, ‘elli sene sonra gelecek nesli anarşiden ve ahlâksızlıktan kurtarmak için uğraşıyorum’ demesi de çok dikkat çekicidir. Ancak ne gariptir ki, insanı yücelten mukaddes dinimizi ve emirlerini bazı mihraklar en büyük tehlike olarak görüyor ve buna irtica diyorlar. İrtica dedikleri dinimizdir, İslâmdır" şeklinde konuştu.

"Bizim ahlâkımız Kur’ân’dan besleniyor" diyen Kutlular, İslâm dininin ve ahlâkının, ırk, dil, din, görüş ayrılığı olan toplulukları birarada, kardeşlik içinde barındırdığını, bunun en güzel örneğinin de Osmanlı Devletinde yaşandığını kaydetti.

Yazar Halil Uslu ise, son asırda içinde bulunduğumuz toplumun ahlâk durumunu tahlil ederek, bireylerin ve toplumun ahlâkını zedeleyecek çok fazla engel, küfür ve günahın olduğunu ifade etti. Ahlâki çöküntüden kurtulmak, toplumun manevi hastalıklarına çare bulmak için "Çağların doktoru Hz. Muhammed (a.s.m.) ve onun sünneti"ne sarılmak gerektiğini kaydeden Uslu, şunları söyledi: "Peygamberimiz bunu şu hadisi şerifinde belirtiyor: ‘Kim ki fesad-ı ümmetim zamanında benim sünnetime yapışırsa yüz şehidin ecrini, sevabını kazanır.’ Sosyal hayatta, eğitimde, sağlıkta, sanayide, kısacası hayatın her safhasında rehber Peygamberimiz olmalıdır."

Program, Ali Oktay’ın verdiği mini konserle sona erdi. Sanatçı, müziğin İslâmdaki yerine değinerek, kişiyi ahlâksızlığa itmeyen müziğin güzel olduğunu ifade etti.

İsmail YÜKSEL / ZONGULDAK

15.06.2006