TRT’de kazan kaynamaya devam ediyor. Umut Akyürek, TRT’nin çok önemli bir kurum olduğunu söyleyerek, mahkeme yoluyla geri döndüğünü anlattı.
Birşey daha anlattı.
Kurum içinde kadınlarla el sıkışmayan müdür varmış. (Kanal D) Akyürek’in derdine bakar mısın? Kendisini ateşe attığını söyleyip, bu gerçekleri(!) anlatarak kamuoyunu aydınlatmayı bir borç bilmiş. Cesur yürek!
TRT’yi karıştırmaya yönelik operasyonlar bununla sınırlı değil.
Bekir Coşkun nam yazar “TRT’-nin Atatürkçüleri”ne sesleniyor sütununda. (Hürriyet)
Coşkun, yana yakıla TRT’de “kaybolan 8 bin Atatürkçü’yü arıyor.”
Ne o? Bulursa devrim filan mı gerçekleştirecek? Merak ediyoruz.
Ne hikmetse bir haber daha etrafta dolaşmaya başladı.
Haberin doğruluğu şüphe götürecek cinsten:
Güya; içki içen sanatçılara bir kısım TRT personelince sözlü taciz edilmiş ve şöyle haykırmışlar, “Cehennemde yanacaksınız.”
Bir kısmı başörtülü olan personel, içki içenlere “Burası meyhane değil” demişler. Tartışmalar büyümüş ve bardaklar havada uçuşmuş.
Bu tür haberleri gazetelere servis yapanlar bu satırlar yazıldığı saatlerde TRT İstanbul Radyoevi’nin önünde “önemli” açıklamalarda bulunuyordu. Umut Akyürek, katıldığı bir programda bunun işaretini vermiş ve, “Haber-Sen’le birlikte çok önemli duyuru yapacağız” demişti.
Suyu bulandıranlar kuzuyu yemeye çoktan niyetlenmiş besbelli.
ÇILDIRTAN HATA
Sabah ekranlarında sahte aşklar ve düzmece oyunlar revaçta.
Aptalca bahaneler yüzünden sahte kavgalar, rating uğruna yapılan ucuz tartışmalar bakalım daha ne kadar devam edecek?
İşte bir zaman bu tür “reklam aşkı” yaşayan dizi film oyuncusu şimdi bin pişman.
Bu tür oyunların kendisine yakışmadığını belirttikten sonra, “10 yıl boyunca işini en iyi yapan ben, rol aldığım televizyon dizileri ve sinema filmlerindeki başarılarımla övünürken bir anda kariyerimi ayaklar altına aldım” diyor.
İsim de veriyor Murat Parasayar.
Ahu Tuğba ile yaşadığı reklam aşkından bahsediyor ve şimdi çıldıracak seviyeye geldiğini söylüyor.
“Çok büyük paralar almadım. Gaflet uykusunda gelen teklifi yanlış değerlendirdiğim için üzgünüm. Yıllardan beri beni severek takip eden tüm hayranlarımdan şimdi çok büyük tepkiler alıyorum. Kendi kendime söz verdim. Bir daha böyle bir hata yapmadan sanatımı en iyi şekilde devam ettirmek istiyorum. Yıllarca beni bağrına basan büyük Türk halkından özür diliyorum.”
“Benim yaptığım Türk gelenek ve göreneklerine yakışmadı. Ancak her insan hata yapar. Ahu Tuğba için umarım hakkında hayırlısı olur. Sanat dünyası kendine çeki düzen versin. Yaşanan tezatlıklara bir anlam veremiyorum. Binlerce çirkin olaya şahit oldum. Hangisini anlatsam Türkiye’de olay olur. Ama hep sustum. Benim susmam bir şey değil. Bu tür çirkinlikleri gündeme taşıyan insanlar hâlâ bu ilişkilere çanak tutuyor. Bazı sanatçılar korsan diye Ankara’ya yürüyerek haklarını aradılar. Oysa bu sanatçılar yıllardan beri Türk halkına duygu sömürüsü yapıyor. Haketmedikleri halde halk onları televizyonlarda ve konserlerde yalnız bırakmıyor. Bence korsan hiçbir şey. Önce sanatçılar kendilerini toparlayıp, hayranlarına ve halka karşı yaptıkları yanlışlara dur deyip, özür dilemeli”diyor. (Türkiye Gazetesi)
Yoruma ihtiyaç var mı? Parasayar herşeyi anlatmış bile.
08.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|