İzmir’den okuyucumuz: “Cennet kadınlarının ve hurilerin özelliklerinden ve birbirine göre üstünlük derecelerinden bahseder misiniz?”
Cennette hurilerin göz kamaştıran bir ihtişam içinde olacakları haber verilmiştir. Bir hadiste bildiriliyor ki, Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm): “Ey Cibril! Allah hurileri nasıl yaratıyor, bana bildirir misin?” diye sordu. Hazret-i Cebrail (asm) bildirdi ki: “Allah hurileri anber ve zaferan ağacından yarattı. Onlar güzel köşklerdedir. Onlardan ilki, çok güzel kokan, bembeyaz ve bütün bedeni saran misktendir.”
Abdullah bin Abbas (ra) der ki: “Allah hurileri ayak parmaklarından dizlerine ve göğüslerine kadar çok güzel kokan miskten, göğüslerinden boynuna kadar göz alıcı anberden, boynundan başına kadar beyaz kâfurdan yaratmıştır. Üzerlerinde gelincik çiçekleri gibi kat kat yetmiş bin elbise vardır. Yürüdüklerinde yüzleri güneşin dünyaya parladığı gibi parlar. Her tarafa aydınlık saçar. Elbisesinin şeffaflığından ötürü cildinden kalbine kadar rahatlıkla görülür. Başında çok güzel kokulu miskten yetmiş bin zülüf vardır. Her zülüfün eteklerini toplayan bir hizmetçi vardır. O hizmetçi şöyle der: ‘İşte bu velilerin elbisesidir. Onların yaptıkları güzel amellerinin mükâfatıdır.’”1
Bediüzzaman Hazretlerine göre, hurilerin kat kat elbise giydikleri halde ciltlerinin görülmesinin hikmeti, bu güzelliklerin insanın dünyada ibadet için, Allah’a kulluk ve itaat için seferber ettiği ve haramdan alı koyduğu bütün duygularına ayrı ayrı mükâfat olarak takdir edilmiş olmasıdır. Öyle ki kendini haramdan alı koyan ve helâl ile yetinen her bir duyguya karşılık Cenâb-ı Allah hurilerde Cennet cinsinden bir güzellik yaratmıştır. Ve insanın ibadet eden, isyan etmeyen ve güzel ahlâkı yaşayan duyguları, hurilerin yetmiş kat elbise giydikleri halde ciltlerine kadar dizilmiş güzellikleriyle ve ziynetleriyle gerçek biçimde mükâfatlandırılır. Her bir elbise Cennetin bir ziynetini üzerinde taşıdığından göz kamaştırıcı biçimde güzeldir. Nitekim Kur’ân, “Orada nefislerin iştiha duyacağı ve gözlerin zevk alacağı her şey vardır”2 âyetiyle buna işaret ediyor.3
Böylesine güzellikte ihtişam içinde olan hurilerle dünya kadınlarının üstünlük derecelerine gelince… Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Hurilerden bir topluluk Cennette mahlûkatın duymadığı yüksek bir sesle şöyle seslenirler: ‘Biz ebediyiz. Yok olmayız. Yumuşak kadınlarız. Üzülmeyiz. Üzmeyiz. Allah’ın takdirine razıyız. Kızmayız. Bizimle olacak insana ne mutlu!’”
Hazret-i Âişe (ra) der ki: “Huriler bunu söylediklerinde dünyadan Cenneti hak edip gelmiş mü’mine kadınlar şöyle cevap verirler: ‘Biz namaz kıldık; siz kılmadınız. Biz sadaka verdik; siz vermediniz. Bizim başımıza ne belâlar geldi. Biz türlü türlü imtihandan geçtik; siz geçmediniz.’ Huriler susacaklar. Onlar karşısında konuşmayacaklar. Yenik düşecekler.”4
Şüphesiz dünya kadınlarının kocasına katlanmak, çocuklarına katlanmak, şefkatle çocuklarını himaye etmek, haramdan uzak durmak, nice zor şartlarda takvayı yaşamak, Allah’ın emirlerine itaat etmek, yasaklarından kaçınmak, helâlinden ayrılmamak ve nice zorluklardan geçmek gibi bizzat yaşadıkları ve Allah’ın yardımıyla başardıkları imtihanlar vardır. Sabır, itaat, güzel ahlâk, güzel huyluluk, şefkat, merhamet dünya kadınının Cennet ziynetlerindendir. Bu yüzden dünya gibi bir zor geçitten aşıp gelmiş, imanını ve ahlâkını muhafaza etmiş mü’mine kadınların Cennette hurilerden üstün ve güzel olmaları, onların—tâbir caizse—haklarıdır. Nasıl insanoğlunun imtihan dünyasının zorlukları içinde takvası ve Allah’a itaati onu meleklerin üstüne çıkarabiliyorsa, dünya kadınının keza imtihan dünyasının zorlukları içindeki sabrı, itaati ve takvası da dünya kadınını güzellikte, değerde ve makbuliyette hurilerin üstüne çıkarmaktadır. Nitekim Peygamber Efendimiz’in (asm): “Cennet ehlinden olan Âdemoğlunun kadınları, hurilerden yetmiş bin derece üstündür” müjdesi bu üstün dereceye işaret etmektedir.
Hayyan bin Cebele diyor ki: “Dünya kadınlarından Cennete girenlerin hurilerden üstün olmaları, dünyanın zor şartlarında Allah’a itaat etmiş olmalarındandır” demiştir.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri de, kişinin eşini güzel ahlâkı sebebiyle sevmesi ve onu haramlardan koruması halinde, eşinin Cennette hurilerden daha güzel, daha ihtişamlı ve daha cazibedar şekilde ve dünyadaki eski hatıraları da canlandıracak biçimde ebedî dost ve sevgili olarak kendisine tekrar verileceğini haber veriyor.5
Dipnotlar:
1- Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, İmam-ı Şarani, 354 2- Zuhruf Sûresi: 71 3- Sözler, s. 813 4- İmam-ı Şarani, 349 5- Sözler, s. 1056
03.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|