Yaşadığın dünyaya bak: Yüce Allah (cc) hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve sevmekle gidilecek yere tekme ve tokatla erişmeyi tercih edersin? (Mevlânâ)
Hayata olumlu bakış açımızı geliştirebilmek için, en önemli adım başka insanları sevme kapasitemizi geliştirmek olmalıdır.
Sevgi başka insanların durumunu anlamamızı sağlar.
Bu, kendimizi bir yana bırakarak öteki insanın sıkıntısını içimizde hissetmemizi gerektirir. Bunu yapabildiğimizde o insanı severiz.
Bu duygu diğer kişilerin de sorunlarının ve sıkıntılarının bizimki kadar önemli ve gerçek olduğunu belki de bizimkinden daha beter olduğunu anlamamızı sağlar. Bu olguyu kabul edersek, onlara yardım edebiliriz. Onlara yapacağımız yardım ise, kalplerimizi genişletip enginleştirir.
Gerçek sevmeyi öğreniriz. Bunu öğrenmek bizi huzurlu yapar.
Sevgide zorlanıyorsak, bunu geliştirecek özel yöntemler denemeliyiz.
Önce niyet etmeliyiz. Sonra da eyleme geçmeliyiz.
Niyetimiz de; kalbimizde başkalarına da samimî olarak yer açmayı hatırlamak olmalıdır. Sadece kendimizin önemli olduğu duygusundan kurtulup, başkalarının da önemini görüp kabul etmeliyiz.
Eylemimizde ise; önce, bu konuda neler yapacaklarımızı belirlemek olmalıdır. Meselâ, gönlümüze göre bir hayır faaliyetine düzenli ve sürekli maddî destek verebiliriz, az da olsa. Veya zamanımızı ayırabiliriz. Ya da her ikisini yapabiliriz…
Az da olsa devamlılık esastır...
Sokakta karşılaştığımız insanlara gülümseyebiliriz. Selâm verebiliriz. Bu uğurda her yaptığımız önemlidir. Yeter ki bir şeyler yapabilelim. Çok büyük işler yapamayabiliriz. Küçük işleri büyük yapan şey onları sevgiyle yapıyor olmamızdır.
Yaptıklarımıza gerçek sevgiyi katabilmek bize şükretmeyi de öğretir.
Düşüncelerimizin içinde şunlar da olmalıdır: Hayatın mû'cizelerle dolu olduğunu görmeyi başarmalıyız. Hayret edeceğimiz sayısız şey vardır. Her aldığımız nefes sayısı kadar hayret ve hayranlık duygularımızı geliştirmek, huzurlu olmamızı gerçekten sağlarken heyecan içinde canlı kalmamıza yardım edecektir.
Meselâ, görme yeteneğiniz sayesinde bu satırları okumaktasınız. O halde işe gözlerinizin işleyişini düşünmekle ve onları sevmekle başlayabilirsiniz.
Görme işleminize ne kadar katkı sağlıyorsunuz? Bu bir mû'cizedir. Bunu düşünmeye başladığımızda, şükür ibadetimizi doluca gönülden yapabiliriz.
Gözlerimizin şu an yapılıyor, yaratılıyor ve idare ediliyor olmasını anlamak, “Büyük sorunlar” diye düşündüğümüz dertlerimizi de “yapılıyor, yaratılıyor ve idare ediliyor” pencerelerinden bakmaya yöneltebilir bizi. Bunu başardığımızda artık sorunlara daha başka bakabiliriz…
Bunun gibi, daha başka düşünüş ve bakışlarla huzuru elde edebiliriz…
Sevmek için diğer bir eylem de şu olmalıdır:
Hayatımızdan “acaba” ve “keşke” sorularını çıkartabilmeliyiz. Veya da en aza indirebilmeliyiz. Bugün yaptıklarımızı gelecek için düşünmeye kalkmayalım. Gelecekte olacaklar için kaygılarımızı tetikleyip huzurumuzu bozmayalım. "Acaba ne olacak? Acaba şunu mu yaşayacağım?" düşünceleri insan için yıpratıcıdır. Var olan enerjimizi azaltırlar. Bu şekilde, sevmekte başarılı olamayız. Bugünü yaşamayı bilmeliyiz. Geleceği geldiğinde yaşarız. Gelirse tabiî... Bugün olmayanlar için “acaba” demek ne kadar akıllıca? Bunlar sevmemize engel olurlar. Huzurumuzu bozarlar…
Bir de geçmiştekiler için “keşke” düşüncesi ne de yıpratıcıdır. Var olan enerjimizi böylesi pişmanlıklarda kullanmayalım. Geçmişte yaşananlar artık bir düşünceden ibarettir. Zaman içinde yolculuk yapamadığımız için geçmişe gidip düzeltme imkânımız hiç yoktur.
Biz bu ânımızı yaşamakla ve düzeltmekle huzurlu olabiliriz. “Keşke şöyle yapsaydım” dediğimiz şeyleri şimdi yapma fırsatımız vardır. O halde şimdi yapalım… Keşkelerimizi de sadece bir ibret olarak ve tedbir olarak kullanabilmeliyiz... Bunu yapabilmek sevmemizi kolaylaştırabilir. Böylece huzur bulabiliriz.
Allah en güzel işleri kimin yapacağını denemek için hayatı ve ölümü yarattı... (Mülk Sûresi: 2)
02.10.2008
E-Posta:
|