Kur’ân, “İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki siz Tevrat’ı okuyan kimselersiniz. Hiç akıl etmez misiniz?”1 diye seslenir İsrailoğullarına.
Emr-i bi’l-maruf ve nehy-i ani’l-münker dediğimiz iyiliği emredip kötülüğü nehyetmek dinin farz kıldığı emirlerdendir.
Mü’min yeryüzünde iyiliğin hâkim olması, kötülüğün akamet bulması için bu farz görevi yapmakla mükelleftir.
İyiliği emreden herkesten önce ona uymakla yükümlüdür. Çünkü böyleleri model kimselerdir. Sözleriyle, davranışlarıyla topluma örnek olacaklardır.
İşte Kur’ân, Tevrat’ı okuyup anlatan, fakat anlattıklarının tamamen tersini yapan insanları böyle kınar. Hatta daha şiddetli ifadeler kullanır: Buyurur ki: “Kendilerine Tevrat verildiği halde onun hükümlerini yerine getirmeyenlerin hâli, ciltlerle kitap yüklenmiş eşeğe benzer. Allah’ın âyetlerini yalanlayanların misâli ne kötüdür! Allah zâlimler gürûhuna yol göstermez.”2
Aynı hitap Kur’ân’ı okuyup, anlatıp uygulamayanlar için de geçerlidir. Nitekim Kur’ân-ı Kerim inanan herkesi şöyle uyarır: “Ey îmân edenler, yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında pek büyük bir gazap sebebidir.”3
Bu gerçekler çerçevesinde, “Hocanın dediğini tut, gittiği yoldan gitme” sözünün ne kadar yanlış olduğunu anlıyoruz. Hoca, âlim önce örnek olacak, sonra anlatacak, anlattıklarıyla yaşadıkları birbirine ters düşmeyecek, aksine örtüşecek, biri diğerini teyit edecek ve o zaman söylenenler etkili olacak, faydalı hâle gelecek.
İlmin kalbe yerleşen ilim, yani marifet ilmi; dilde olup kalbe, ruha nüfuz etmeyen sözde kalan ilim olmak üzere iki kısım olduğunu belirten Peygamberimiz (asm) bu ikinci ilmin sorgu sebebi olduğuna da dikkat çekmektedir.4
Bu sorgu sonuçta şiddetli bir azabı da getirir. Buharî’de yer alan bir hadis-i şeriften öğrendiğimize göre ateşe atılan ve bağırsakları dışarı fırlayan, kendisi de etrafında dönen insana Cehennemlikler gelir ve derler ki: “Ne oldu sana? Sen bize iyiliği emredip kötülükten sakındırmıyor muydun?” O da: “Evet,” der. “Yalnız ben iyiliği emreder, uymaz; kötülükten sakındırır, onu da pervasızca işlerdim.”
Ne kadar dehşetli değil mi?
Dipnotlar:
1- Bakara Sûresi: 44.
2- Cum’a Sûresi: 5.
3- Saf Sûresi: 2-3.
4- et-Terğib, H. no: 223.
11.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|