CHP ile özdeşleşen bir isimdi Bülent Ecevit... “Karaoğlan”dı.
Sonra “bir bölen” dediler.
DSP’yi kurdu. İktidar oldu. 28 Şubat’a verdiği destek sonrası, partisi paçavraya döndü.
Lâfı uzatmayacağım. Hakkında o kadar çok şey yazılıyor ki, biz tekrarına girmeyeceğiz. Ecevit, Türk siyasî tarihine “damga” vurmuş.
Ama iyi, ama kötü... Detaylarına girmeyeceğim, fakat ölümü anında acaba televizyon kanalları ne yaptı, çok merak ettim.
Meselâ, Show TV’de Petek Dinçöz göbek atıyordu (Uçan Kuş).
Star’da Bülent Ersoy, “rakı” muhabbeti ediyordu. Armağan Çağlayan’ın evlenme teklifini “değerlendiriyordu.” (Popstar Alaturka)
ATV’de İbrahim Tatlıses, Hülya Avşar’a gelinlik giydirmiş, “beşi biryerde” takıyordu... Ki, izleyicilerden birinin “Ecevit’i kaybettik” pankartını gördükten sonra, Avşar “Hayat bu” diyerek kulise kaçtı. Tatlıses’te duygusal bir konuşma yaptı. (İbo Show)
Kanal D’de İlker Yasin, “Ali Tandoğan stoper özelliklere sahip bir oyuncu değil’ diyordu büyük bir ciddiyetle... (Stadyum)
Demek ki, Ecevit’in öldüğü sıralar, önemli kanallarımız “daha önemli” konular işliyordu.
DARBE ÇIĞIRTKANLARI
CHP dedik de... Bazı televizyon kanal sahipleri işlerini yapmaktansa, ülke yönetmeyi tercih ediyor.
Cumhuriyet gazetesi öncülüğünde düzenlenen “Halk Yürüyüşü” mitinginde Kanal Türk’ün sahibi Tuncay Özkan “durumdan vazife çıkarmış...”
CHP’nin otobüsüne çıkıp, siyasî parti temsilcisi gibi bangır bangır bağırıyor!
Mevcut iktidara “faşist” diyor. DYP’yi sert eleştirilerle topa tutuyor: “Teröristler düzen kuruyor, onlar için düz ovada siyaset isteyen”lere “lânet” okuyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için “Çankaya’ya barikat” kurmaktan bahsediyor. AB maskesi altında şeytan saklandığını söylüyor. Daha önce de CHP’li gençleri “sokağa” çağıran Özkan için acaba Türkiye Cumhuriyeti savcıları ne gibi işlem yapacak?
Suç işleyen “ikinci portre”ye bakalım:
Ferhan Şensoy.
Etiketinde, “tiyatrocu” yazıyor.
Ama resmen “darbe” çığırtkanlığı yapıyor!
Çünkü o da, “Cumhurbaşkanlığı” konusuna kafayı takmış!
Çankaya adayını konuşurken, haddini aşan sözler de ediyor:
“Cumhuriyet kurulmuş, ortada tesettür yok, türban yok. O zaman neymişiz, şimdi nereye gelmişiz. Yasak olan her şey bugün mevcut. Kılık kıyafet yasasını tekrar hatırlatayım diyorum.”
“Sezer çok değerli bir cumhurbaşkanıdır. Bundan sonra bu kadar güzel bir cumhurbaşkanı olamayacağı konusunda endişelerim var. Yobazın biri Çankaya’ya çıksa çok üzülürüm.”
Yani:
“Hiç bir b... tepki göstermemiş bir millet olarak buna da tepki koymayacağız. Umarım ordu buna izin vermez. Bütün askerî darbelere karşı olmuş bir insan olarak canım darbe istiyor.”
“Yobazlıktan çok sıkıldım. Yarın askeri darbe olsa çok mutlu olurum. Bunlar camilerine gitsinler, beni de askere alacaklarsa alsınlar anasını satayım. Arabistan’mıyız lan biz. Atatürk ilkeleri nerede! Büyükanıt darbe yapsa, sabah erkenden kalkıp davul çalıp kutlarım. Faşist olarak algılanmak istemiyorum ama bulunduğumuz duruma bakınca askerî düzene razıyım. Bunların hepsi hapse! Yarın sabah bile çok geç...”
Hızını alamıyor Şensoy:
“Türkiye’de her şey darbeyle çözülmemiş mi, ne duruyorlar, laikliğin koruyucularını şimdi görmek istiyorum. Askerî hükümet rica ediyorum. Başka kimse bu işi temizleyemez. Eğer bu iktidar Çankaya’ya çarşaflarıyla, türbanlarıyla çıkacaklarsa, ben bu Türkiye için boşu boşuna mı sanat yapmışım, öleyim daha iyi. Nerede bu ülkenin aydınları. Ben solcu olarak bunu söylüyorsam bir durun düşünün bakalım ülkede neler oluyor.” (Vatan, Çikolata eki)
Bunları niye yazıyoruz?
Tarihe not düşmek için. Türkiye’de ne zaman insanlar kendi işini yaparsa, o zaman çağ atlarız.
Bunları niye yazıyoruz?
Eğer “adalet” varsa, Türkiye Cumhuriyeti savcılarını göreve çağırmak için!
08.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|