Bir kardeşimiz, “Masûmlara yapılan haksız, hukuksuz tutuklama, hapis ve işkenceleri belki yüz sefer anlatıyoruz. Ne ki, iktidar ve destekçilerinin insafa gelme ihtimali yok gibi!” dedi.
Eskiden burnundan kıl aldırmayan AKP’nin oy ve itibarının düşüşü ve düştüğü hazin hâllere bakınız! Demek etkili olmuşsunuz! Esasında Risale-i Nur ne diyor, ona bakmalı.
Cenab-ı Hak, en seçkin kulları için meâlen, “Peygambere düşen, ancak tebliğ etmekten ibarettir.”1 buyurmuş. Onlar yalnızca “uyarıcı ve müjdeleyici”dir; vazifeleri hidayete erdirme, sonuç alma değildir! Onlara tebliğden başka hiçbir imtiyaz, yetki vermeyen Rabbimiz bize mi verecek? “Tarik-i hakta çalışan ve mücahede edenler, yalnız kendi vazifelerini düşünmek lâzım gelirken, Cenab-ı Hakk’a ait vazifeyi [işi] düşünüp, harekâtını ona bina ederek hataya düşerler.”2 Celaleddin-i Harzemşah, “Ben Allah’ın emriyle, cihad yolunda hareket etmeye vazifedarım. Cenab-ı Hakkın vazifesine karışmam. Muzaffer etmek veya mağlûp etmek Onun vazifesidir…” der. 3
Risale-i Nur dairesinde hizmetler şahısların düşünce, arzu ve talepleri üzerine yürümüyor, yürütülmüyor, yürütülemez: “Siz de, size ait olmayan vazifeye harekâtınızı bina etmekle karışmayınız ve Hâlıkınıza karşı tecrübe vaziyetini almayınız.”4 O’nu tecrübe etmek hakkımız da, haddimiz de değildir.
Ancak şu prensibe göre hareket ederiz: “Birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet eder.”5 Bir yanlışlık, sapma varsa “mihenge” vurup hatırlatmak, ikaz etmek; “tahakkümle değil, belki lütufla ıslâhına çalışmak”6 gerekir. Lütufla ıslâh: Saygıyla, önem ve değer vererek iyileşmesine yardım etmek, nezaket ve nezahetle düzelmesine çalışmaktır.
Maddî-manevî işlerimizde, hizmetlerimizde rızay-ı İlâhîyi, sünnetullah’ı, âdetullahı gözeterek; tabiat kanunlarına ve hikmet dünyasında sebeplere uyarak çalışmayı esas almalıyız. “Rıza ve hizmet odaklı” çalışmalıyız, “sayı, başarı ve sonuç odaklı” değil! Şu ikaz bize yetmez mi?
“Sen neci oluyorsun ki, böyle hırsla ‘Herkes beni dinlesin?’ diye vazifeni unutup vazife-i İlâhiyeye karışıyorsun? Kabul ettirmek, senin etrafına halkı toplamak Cenab-ı Hakk’ın vazifesidir [işidir]. Vazifeni yap, Allah’ın vazifesine karışma.”7
Dipnotlar:
1-Nur Suresi: 54.; 2-Lem’alar, Enst./inter., s. 134.; 3-Age., s. 135.; 4- Age., s. 136.; 5- Age., s. 164.; 6-Mektubat, s. 254.; 7-Lem’alar, s. 156.