"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kesik parmak, dikik dudak, ooooy oy…

Ahmet BATTAL
21 Kasım 2024, Perşembe
Türkiye’de gündem MİT’in AKP’ye verdiği “FETÖ brifingi”ni “bizim neyimiz eksik biz de isteriz” diyerek talep ve elde eden CHP’nin bu “brief”ten ne elde edip ne öğrendiği.

Gerçekten, her şeyiyle yargıya intikal etmiş bir olgu ve olay hakkında milletin ve en azından meraklılarının bilmediği ve MİT’in bildiği ve dolayısıyla parti genel merkezlerini gezerek oralarda bildirdiği ama millete bildirilemeyen ne var?

Mesela kapatılan Turgut Özal Üniversitesi’nden ÖSYM’ye denildiği gibi bir kopya hattı vardı da delili yeni mi bulundu. Oysa basit ve temel bir mantık kuralı var: Bir şey varsa delili de vardır ve ispat edilebilir. Bir şey yoksa delili de yoktur ve ispat edilemez. İspat edilebiliyorsa vardır ve ispat edilemiyorsa yoktur.

Mesela şimdiki Genel Başkan Özgür Özel bu vesileyle eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aslında seyyid olmadığını ve “…öcü” olduğunu mu öğrenecek.

Mesela “şifreli” dedikleri “bir dolar”ların bu zamana kadar çözemedikleri hangi şifrelerini çözdüler de Mahkemeye bildirmek yerine sırasıyla siyasî partilere bildiriyorlar? Basından neyi neden gizliyorlar?

İnsanın aklına “Ağam neticede bir şey değişmediyse biz bu naneyi neden yedik” sorusu ile biten fıkra geliyor.

***

Bizde böyle de komşuda farklı mı?

İran’da siyasî tutukluların serbest bırakılması talebiyle ve protesto amacıyla dudaklarını diken Hüseyin Ronekî, bu yetmemiş, bir de Tahran’da oturma eylemi başlatacağını duyurmuş.

Fotoğrafını görünce kanımız dondu. Cesarete gıpta ettik. İnsaniyete hayret ettik.

Bizde de pek farklı değil. Muhalefeti susturmak için ne lâzımsa yapılıyor.

Hatta denildiğine göre yeni bir makas icat etmişler! Muhaliflerin parmak uçlarını klavye ve akıllı telefon kullanamayacak şekilde kesiyorlarmış. Ama bundan parmakları kesilenlerin çok azının haberi oluyormuş…

***

Yazarlık her yerde zor zanaattır. Hele bizde lebdeğmez oynamayı gerektirir. (Lebdeğmez oynamak, halk ozanlarının dudaklarının arasına iğne koyup dudak kapatamadan türkü mani söylemesi mecburiyetine denir).

Bizde sınırlar keskindir. Dil kestirir, dudak diktirir, parmak kaşındırır ve hatta yürek söndürür.

Ama yine de yapılır ve yapılmalıdır. En az zayiatla en çok verimle yapılmalıdır.

***

İnsan hata görürse susamaz. Vicdan emreder ve insan konuşur. Yazar, söyler muhatabına. İkaz ve yakaza vazifedir.

İnsan bazen de susarak konuşur. Hatta dudaklarını dikerek. Ronekî gibi.

Konuşmak yazmaktır da. Tarihe not düşmektir. Ahirete azık göndermektir. “Ben demiştim” diyebilmektir.

Fikir azizdir. Konuşamayan insan sözünü yutar. Karnından konuşan ise kötü kokulu konuşur. Cemiyeti de kokutur. Ama sebebi kendisi değil ağzını kapattıranlardır.

Yazamayan insan kelimesini sivriltir ve saklar. Günü gelince diken gibi batırır. Sorumlusu yazdırmayanlardır.

Bediüzzaman’ın, yüz yirmi sene önce fikir hürriyetinin noksaniyetinden muhakeme edildiği Divan-ı Harb-i İdare-i Örfî’de (Örfî İdare Savaş Mahkemesi’nde) sorduğu şu sual bu coğrafyada halen de kıymetlidir:

“Fikir ve söz hürriyeti verilse sonra da muahaze olunsa [muhalefet ettin diye hesap sorulsa], acaba bîçare milleti ateşe atmak için bir plân olmaz mı?”

“Olağan şartlar var ve fikir açıklamak kanunen serbest” diyerek konuşana “hayır o kanunu biz askıya almıştık; konuştun, yazdın suçlusun” demek, bırakın hukuku, insafa sığar mı.

Biz demokratik hak hukuk devleti istiyoruz. “İkinci Gazi Hazretleri”nin MİT mitit devletini değil.

Coğrafyanın yakın mazisi kaderdir. İstikbali ise cüz-i irademize bağlıdır. Değişebilir ve değişecek. Gayret bizden tevfik Allah’tan…

Okunma Sayısı: 2255
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yahya

    22.12.2024 06:41:02

    Uzun sözün kısası: hakikatı yorumculardan Cafer bey anlatmış.

  • Abdullah tunç

    21.11.2024 23:01:39

    Herkes devlet gibi düşün mek zorunda değil.Doğru. Tamamen katılıyorum. Aynı zamanda herkes b,c d adamı gibi de düşün mek zorunda değil.Hele her türlü hataları yapan şaibeli ve tescilli bir yapı nın başını ve cemaatını da savunmak zorunda değil. Öyle bir yapı ki hiçbir za man Üstad'a ve cemaatı na dost olmadı.Daime zimni bir adavet besledi. En son düşmanlığını, kini ni Risale-i Nur'ları sadeleş tirme adı altında sahteleş tirme ve tahrip etmekle gösterdi.Kimse bunları da savunmak zorunda değil.

  • Abdurrahman AYDIN

    21.11.2024 17:25:59

    Evet, birileri "oy" için susarken, kimileri "oh" çeker. Bunları gören ehl-i vicdan ise işte böyle "ah" der! Sami Selçuk'un da şu sözü ne kadar anlamlıdır: "Demokrasilerde herkes devlet gibi düşünmek zorunda değildir. Herkesin devlet gibi düşünmeye zorlandığı bir yerde düşünmeye de gerek yoktur." Fakat ne yapalım, elimizde değil, şu akıl durmuyor, şu vicdan susmuyor! Mağlatalarla ikna ve tatmin olmuyor! Yüreğinize sağlık!

  • Mehmet Türeli

    21.11.2024 17:06:08

    Giriş kısmındaki taraflar bir birilerinin hatalarını, yanlışlarını, kanunsuz yaptıkları işleri iyi biliyordur, menfaat çatışması olunca bir birlerine düşman olup öküz ölünce ortaklık bozuldu, başı muvazaa ile başlarsa sonu hüsranla biter. Farklı bir konu olan son kısımdaki Üstadın sözü de müthiş bir şey: “Fikir ve söz hürriyeti verilse sonra da muahaze olunsa [muhalefet ettin diye hesap sorulsa], acaba bîçare milleti ateşe atmak için bir plân olmaz mı?”

  • süleyman ALIÇ

    21.11.2024 13:36:29

    Tebrikler ve Teşekkürler Ahmet hocam Kelamınıza ve kaleminize pardon klavyenize dokunan parmak ucunuza, Daha bir şey söyleyecektim fakat "susarak konuşmak" istiyorum

  • Halil

    21.11.2024 11:44:37

    Konuşmama (susma) hakkın var, ama konuşursan, konuştukların aleyhinde delil olabilir!!

  • Raşit örenel

    21.11.2024 11:43:18

    Yazıdaki en önemli kısım budur: "Hatta denildiğine göre yeni bir makas icat etmişler! Muhaliflerin parmak uçlarını klavye ve akıllı telefon kullanamayacak şekilde kesiyorlarmış. Ama bundan parmakları kesilenlerin çok azının haberi oluyormuş…"

  • Nahit Topaloğlu

    21.11.2024 09:59:57

    Kalemine kuvvet Battal Kardeşim. Tebrik ederim. Bâki selam ve muhabbetler. Fî emânillah!

  • cafer

    21.11.2024 09:30:59

    Kesik parmak, dikik dudak, olur üç şekilde ooooy oy… ya merdane, bedel ödeyerek, zalimin yüzüne tükürerek... ya da zalimane, müstabidane, istibdatkarane... veya seyyadı bi insafa hizmetkarane. eblehçesine...

  • Abidin.Özturk

    21.11.2024 08:41:08

    Yüreğinize, emeğinize sağlık...Bilginin konuşması, bu kadar güzel olur!

  • Hüseyin İlhan

    21.11.2024 07:16:41

    Bize ne bitten yahu.Bize lazım sakız istihbaratçı başı enişte.Bakın tüm haberlerin hası onda.Ver sakızı çocuklara,al haberin hasını ulaştır kayınçoya.

  • Oğuz Yiğiter

    21.11.2024 06:45:48

    Harika. İyi ki varsınız, iyi ki böyle zor günlerde tarihe not düşmek için istihdam olunuyorsunuz Hocam. En kalbî duygularımla tebrikler, dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı