"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bir göz diğer gözünü tenkit ederse” ne olur?

Ali FERŞADOĞLU
26 Aralık 2024, Perşembe
Bir kardeşimiz, “İhlâs Risalesi’ni müzakere ederken, ‘Nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü tenkit etmez, dili kulağına itiraz etmez, kalb ruhun ayıbını görmez.’1 ne demektir?” diye sordu. Şöyle bir cümle ile başlayabiliriz:

Tek kollu işçiler, ustalar, mucidler, kâşifler, sanat, bilim ve teknoloji üreten kahramanlar var, ama, iki elle çalışan kahramanlar daha çoktur! Bir el, bir işe uzanırken, diğer el onu engellemez, bilâkis yardım eder. Tek elle yapılan iş nerede, iki elle yapılan nerede!

İşte, her insan, cemaat fertlerinin her birisi bir eldir. Yekdiğerine yardımcı oldukları zaman işler de, üretim de katlanarak büyür. Tek başına çalışan bir iğne ustası günde üç iğne üretir! On usta bir araya gelse, “üç iğneye bedel her birisine üç yüz iğne” üretir…

“Bir gözü bir gözünü tenkit etmez”: Tek gözlü olsaydık, derinlik algımız, idrakimiz olmazdı. Tek göz uzaklığı tam olarak belirlememizi engeller, hayatımız zorlaşırdı. İki göz beyindeki görüntülerin “üç boyutlu” olmasında çok önemlidir. Dolayısıyla “Bir gözü bir gözünü tenkit ile engel” olmamalı, yardımcı olmalı ki, işler yürüsün!

“Kalb ruhun ayıbını görmez”: Vücudumuz bütün organların tam dayanışması ile çalışır. Hayatın devamı tüm organların ahenk ve uyum içinde çalışmasına bağlı. Mesela kalp çalışmasa, beyin çalışmaz, sair organlara kan ve gıda gitmez. Akciğerler vazifesini yapmazsa, böbrekler iş yapamaz. Birisi diğerine engel olsa, ya da rakibâne hareket etse, vücut dağılır ve ölür!

Peygamberimiz (asm), “Bir din kardeşimin parmağına batan diken, benim parmağıma batmıştır; birinin ayağına çarpan taş, benim ayağımı acıtmıştır. Bir kalpte hüzün varsa, o kalp benim kalbimdir.”3 Müslümanlar bir vücuttur. “Kalb ruhun ayıbını görmez”, yani nasıl ki, kendi hatalarımızı tek tek sıralamayız, bilakis örteriz.

“Aynı şekilde manevî vücud olan aile, cemaat ve toplumda da harika bir uyum ve işleyiş olmalıdır. Mesela bedenimizde beyin ne ise, manevî bedenimizde akıl odur. Maddî vücudumuzda kalp ne ise, manevî kalbimiz de odur. Akciğerimiz ne ise, vicdanımız da odur. Gözümüz ne ise basiret de odur vs...”

İşte, nasıl ki, vücudumuzu ayakta tutan azalar arasında uyum ve ahenktir. Manevî bedenimiz olan aile, cemaat ve milletimizi de ayakta tutan kollektif akıl, şuur ve kalptir. Şayet akıl kalbe, kalp basirete, basiret vicdana muhalefet etse, yani, menfî tenkit etse, manevî bedenin nizamı, intizam bozulur, manevî hayat söner...

Dipnotlar:

1-Lem’alar, s. 164.; 2-Mesnevî-i Nuriye, s. 116.; 3-Attar, Tezkiretü’l-Evliya, s. 604. 

Okunma Sayısı: 605
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı