Bir kardeşimiz sosyal medyada da sordu: “Problemleri nasıl bitirir, mânileri nasıl aşarız?”
Engelli koşu; pist veya sahaya yerleştirilen engellerle zorlaştırılmış ve bir sporcunun bir dizi engelin üzerinden atlayarak geçtiği atletizm sporudur. Hayat, engelli bir koşu gibidir!
Hepimiz “verilen ni’metler ve gücümüz nisbetinde” problem ve engellerle de imtihan ediliriz. “Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır mânileri olur. Şeytanlar o hizmetin hâdimleriyle çok uğraşır.”1 Problem ve engeller bitmez. Biri biter, öbürü başlar. Onları bitirip kaldırmakla değil, çözmek ve aşmaya çalışmakla mükellefiz.
Öncelikle, bu mânilere ve bu şeytanlara karşı ihlâs kuvvetine dayanmak gerektir.
Saniyen, fevkalade sebat ve metanet ve sadakat ve hamiyet-i İslamiye, yani, yüksek bir gayret lazımdır: “Hamiyet ise, şiddet-i mevanie karşı şiddetle metanet etmektir.”2
Salisen, sabrı doğru anlamak ve uygulamak gerekir. Sabır, oturup beklemek değildir. Tabiat ve sosyal kanunlara, sebepler zincirine müracaat etmektir. “Sahife-i âlemde yaratılan delâil, uhûd-u İlâhiye hükmündedir. O delâile muhalefet eden, Cenab-ı Hak’la fıtraten yapmış olduğu ahdini bozmuş olur. Ve keza, ifrat ve tefrit, hayat-ı nefsiye ve ruhiyenin maraz ve hastalığını intâc eden esbabdandır.”3
Rabian, aynı zamanda tevekkül olan tedbir almalı. Tabiat kanunları, tekvini şeriat, Sünnetullah, Adetullaha, şeriat-ı fıtriyeyedirler; onlara itiraz isyandır ve yüzde yüz tokat gelir. Hikmet dünyasında olduğumuza göre, sabır, sebat, metanetli olmalı. “Esbabı tamamen ihmal ve terk etmek iyi değildir. Çünkü o zaman, Cenab-ı Hakkın hikmet ve meşietiyle kâinatta vaz’ edilen nizama karşı bir temerrüd çıkar.”4
Hamisen, “[...] zalimler ise ve beşerin perişaniyetini ihzar eden gaddarlar ve kendi menfaati için insan âlemine ateş veren hodgâm, alçak insî şeytanlar”a5 karşı başta Hak, Adil ve Hakim isimleri gereği adalete sarılmalı.
Sadisen, ye’sin, ümitsizliğin başını “Lâ taknatû…” kılıcı ile kesmeli. Zira, “Yeis, mâni-i herkemaldir.”6 Ferd ve milletlerin en dehşetli bir hastalığıdır. İslâmiyetin inkişâfına set çeker, perde olur.
İ’lây-ı Kelimetullah yani Allah’ın dinini yaymak, yeisin ölmesiyle mümkündür.
Dipnotlar:
1-Lem’alar, s. 275.; 2-ESDE, Münazarat, s. 163.; 3-İşârâtü’l-İ’caz s. 254.; 4-Age., s. 38.; 5- Kastamonu Lâhikası, s. 117.; 6-Münazarat, s. 163.