Bir insan hakkında olumsuz bir haber geldiğinde hemen “tenkit ve cezâya” sarılmak Kur’ân ahlâkıyla bağdaşmaz.
Zîrâ, meâlen, “Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”1 diye ferman edilir.
Yanlış şeyleri yaymak aynı zamanda sû-i zandır. Kesinlikle Peygamberî ahlâka uymaz: “Bizi aldatan bizden değildir.”2 Üstad Bediüzzaman, “İnsan hüsn-ü zanna memurdur…”3 der. Yani, esas olan herkes için iyi, güzel düşünceler beslemektir. Tâ ki, doğru şahit ve “âkıbet” ortaya çıkana kadar.
Meselâ, bir kardeşimiz tenkit edilse önce mihenge vurmalı. Yani, o söz ve davranışı Kur’ân, Sünnet-i Seniyye ve tefsiri Risale-i Nur’a aykırı mı? Günah mı, haram mı, mekruh mu, mübah mı? Hukuka, örf ve teamüllere ters mi? Aksi hâlde körü körüne tenkit etmek ve suçlamak suç değil midir?
Mihenge vurmadan, ölçüp biçmeden tenkit etmenin dehşetli sonuçları var: Az bir zaaf gösterseniz, ehl-i nifak istifade edip sizlere büyük zarar verebilirler. “Gizli düşmanlarımız iki plânı takip edip; biri beni ihanetlerle çürütmek, ikincisi mabeynimize bir soğukluk vermektir. Başta Hüsrev aleyhinde bir tenkit ve itiraz ve gücenmekle bizi birbirimizden ayırmaktır. Ben size ilân ederim ki Hüsrev’in bin kusuru olsa ben onun aleyhinde bulunmaktan korkarım. Çünkü şimdi onun aleyhinde bulunmak, doğrudan doğruya Risale-i Nur aleyhinde ve benim aleyhimde ve bizi perişan edenlerin lehinde bir azîm hıyanettir.” 4
Öte yandan, farz edelim ki, bir kardeşimiz gerçekten hata etmiş, kusur işlemişse ne yapmalıyız? “Mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır”5 prensibini işletmeli.
Ayrıca, “Hasenâtı seyyiâtına, sevâbı hatâsına tereccüh edenler, mağfiret ve affa müstehaktırlar.”6 prensibini devreye sokmalı. Hasenâtı, yani doğru, iyi, güzel yön ve amelleri; seyyiâtına, yanlış, olumsuz yönlerine üstün gelirse iyidir. O hâlde, hasenâtı terazinin bir kefesine, seyyiâtını diğer kefesine koyup tartmalı.
Hangisi fazla?
Dipnotlar:
1- Hucurat Suresi: 6.
2- Müslim, İman, 164.
3- Mesnevî-i Nuriye, s. 79.
4- Şualar, s. 543.
5- Mektubat, s. 254.
6- Münazarat, s. 13.