Geçtiğimiz günlerde biz de umre yaptık, elhamdülillah. Altmış civarında değerli ve seçilmiş bir toplulukla, Sözler Turizm’in ustaca organizesinde, Mekke’ye ve Medine’ye gitmek ve umre yapmak nasip oldu. Haza min fazli Rabbi. 

Önce hemen belirteyim: Organize çok verimliydi. Allah razı olsun. 

Umre Kâbe’yi tavaf ile Safa ve Merve tepeleri arasında sa’y yapmaktan ibaret bir ibadet. Yorucu bir ibadet. Birçok ülkeden akın eden Müslümanları topluyor. Tam bir kardeşlik ibadeti. 

Herkes birbiriyle kırk kat yabancı. Ama kadın erkek herkes birbirine kırk kat kardeş! Böyle bir örnek var mı dünyada?

Bu defa Kâbe ve civarı iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktı. Bir hac kadar kalabalık diyenler oldu. Hac kadar olmasa da, normal bir umrenin çok ötesinde bir hareketlilik vardı. 

Onca kalabalık iç içe döndü Kâbe’nin etrafında. Bir Mevlevî ahengi içinde. Kızmak yok! Kabalık yok! Efelik yok! Küstahlık yok! Tam bir nezaket, tam bir nezahet, tam bir kardeşlik duyarlılığı! Yaşanan, herkesin birbirine sabrettiği, anlayışla karşıladığı duyarlılık yüklü bir süreçti. 

Çok Duygulandırıcı

Cidde’den Mekke’ye, Taif’e, Medine’ye, yolculuklarımız oldu. İslâm coğrafyasında para çok. İslâm coğrafyası fakir değil! Dolayısıyla teknik var; ama tamamen ithal! İnsan buna üzülüyor. Kafanıza ne olmuş diyorsunuz!

İslâm’ın bin küsur yıllık tarihi geçmişine beklenen ilgi ve hizmet verilmemiş.

İbadet değeri taşıyan eserlerde hizmet var, evet. Mesela Kâbe’nin düzeninden tutun, ibadetinin organizesi hususunda hizmetler gayet güzel. Kâbe olabildiğince genişletilmiş, hala çalışmalar sürüyor. Kâbe’nin içi ve etrafı tertemiz. 

Ama Mekke’nin sokakları maalesef temiz değil! Belediyecilik düşük not alır.

Taif’de Resulullah’ın (asm) taşlandığı bölgeden eser kalmamış. Resulullah’ın sığındığı üzüm bağı ortalarda yok. 

Mekke’de Resulullah’ın (asm) doğduğu ev, orta yerde Kabe’nin civarında masum ve garip. Bina bakımsız… Ziyarete kapalı. 

Mekke’de konuşan sadece kabirler var. Onlar da toprakla aynı düzlemde; ama eski eskimez günleri haykırıyor.

Hıra Dağı dimdik bir sütun gibi göklere doğru uzanıyor. Yol ve merdiven dağın zirvesine kadar yapılmış. Dağın doğal durumu, bozulmamış… İlk vahyin geldiği taşlar ve mağara yerinde duruyor! Bu güzel! Çok duygulandırıcı! 

Semüre Ağacı Kesilmiş

Birer Asr-ı Saadet hatırası aradığınızda pek fazla hatıra bulamıyorsunuz. Hudeybiye’de altında Rıdvan Biatı alınan Semüre Ağacı, taa Hazret-i Ömer döneminde kesilmiş. 

Hicretin altıncı yılında sadece umre yapmak için gelen Müslümanlara Mekke’den izin çıkmayınca, elçi olarak giden Hazret-i Osman’ın da şehit edildiği haberi gelince, Müslümanlar Allah ve Resulü için canlarını feda edeceklerine ve çarpışmaktan yüz çevirmeyeceklerine bu ağaç altında söz vermişlerdi. 

Resulullah’ın (asm) vefatından sonra bazıları bu ağacın etrafında dönmeye başlayınca, Hazret-i Ömer bu ağacı kestirmiş. 

Kesilme gerekçesi ağacın kutsallaşmasını önlemek. Gerekçe kabul! 

Fakat insan düşünüyor, başka önlem alınamaz mıydı, ağaç yerinde kalsaydı diye.