"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kanun devletinden keyif devletine

Ahmet BATTAL
05 Aralık 2024, Perşembe
Son yazımızda hukuk devletinden kanun devletine gerilediğimizi yazdık.

Yaşananlar bizi mahcup etti. Meğer öyle değilmiş.

Doğrusu şöyleymiş. Biz kanun devleti bile değilmişiz, doğrudan “eyle dümdük” keyif devletiymişiz.

Delice keyfimiz de buradan geliyormuş. Zira kimin keyfi neyi isterse o oluyormuş. Bunu da gördük ve anlamış olduk!

Zira aynı günlerde pek güzide hükümetimizin ve çok kıymetli Cumhurbaşkanımızın Filistin konusundaki hikmetli tutumunu anlamaya çalışmak ve anlayamamışsa susup oturmak yerine hikmet-i hükümeti bilmeden ve düşmana alet olarak protesto eden bazı “vatan hainleri” hemen tutuklandı ve derhal cezalandırıldı.

Zira Emniyetimiz de Müslüman görünen o protestanların “belirli bir organizasyon dahilinde ve iştirak halinde hareket ederek bir araya geldikleri”ni ve böylece işledikleri “protesto etme” suçunun cezasını kat kat hak ettiklerini anlamış ve gereğini de yapmış oldu.

Muhterem Erdoğan’ın “Yavrum, siyonistlerin, burada, dili ağzı olma” diyerek ikaz etmesinden sonra suç için başka delil aramaya gerek yoktu ve yoktur ve yok ve olmayacak.

***

Adliye dediğin böyle olur: Derhal yargı, derhal karar, derhal infaz. Adalet gecikirse adalet değildir ki!

Bu kararlar ibret-i âlem oldu ve muhalefet etme riski olan başkaları da böylece dersini almış oldu.

Hem muhalefet etmenin meşru olduğunu kim söylemiş ki. Meşru olan iktidardır. Muhalefet neden meşru olsun ki. İktidarın meşru olmak için muhalefete neden ihtiyacı olsun ki. Hele dindarların muhalefetine…

Bilhassa olağanüstü günler içindeyken, milli birlik ve beraberliğe tam da en çok ihtiyacımız varken, “beni seven arkamdan gelsin, karşımda duran hapse girsin” diyerek cihad ilan edip bayrak açan liderimizin arkasında durmak varken, “liderimizin karşısında durma suçu”nu işleyen ve üstelik bunu siyaset için ve organize olarak yapan hainlere elbette geçit verilmemeliydi.

Zaten ceza adaletinin amacı da caydırıcılık değil midir? Çıkıntılıktan caymışlardır ve araziye uymuşlardır herhalde.

***

Gerçi bilinen kanunlarımızda “liderimizin karşısında durma suçu” diye bir suç yok ama bizim keyfimiz öyle isterse ya “var” deriz ya da var ederiz.

“Organize protesto” suçu da kanunlarımızda yazılı değil ama olsun, olmasa da oldururuz, olmadı uydururuz.

Önemli olan milli birlik ve beraberliktir. Liderimizin etrafında kenetlenmektir. O nereye dönerse oraya dönmektir. (Gerçi o geriye dönünce arkasındakiler karşısına geçmiş oluyor ama o da onların kusuru. Yoksa liderde püsür kusur…, haşa haşa!)

Önemli olan, ona “dönek” demeye kalkanın haddini bildirip ağzının payını vermektir (Bahçeli hariç).

***

Hakikat bitti komediye başlayalım(!):

Bazılarının zannettiğinin aksine keyfiyet ile keyfilik farklı iki şeydir.

Keyfiyet kalitedir. Bir devletin kalitesi kanun devleti olmakla yetinmeyip hukuk devleti olmasındadır.

Keyfilik ise keyifle ilgilidir. Keyfine göreliktir.

Bir savcı, isimsiz bir ihbar ya da emniyet amirinin emri üzerine kanunlarda suç sayılmayan bir eylemi sebebiyle bir kişiyi şüpheli yapar ve “bu delil yeter, tutukla” diyerek hâkimin önüne atarsa keyfiliktir.

Bir hâkim bir şüpheliyi “savcı şüphelendiğine göre vardır bir hikmeti” diyerek tutuklarsa bu da keyfiliktir.

Bir başka hâkim tutukluluğa itirazı değerlendirirken “başıma iş açmayayım, bu adam muhalif, iktidarı kızdırmaya gerek yok, içeride yatsın, yesin içsin, keyfine baksın” derse bu da bir keyfiliktir.

Zira gün gelir o savcıya da o hâkime de birileri “gel şimdi de sen içerinin keyfine bak bakalım” der. Demiştir de netekim… (Bkz. “ETÖ/FETÖ/GETÖ/TETÖ” hikayeleri…)

Okunma Sayısı: 2038
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet Şimşek

    6.12.2024 09:27:57

    Türkiyede hukuk; ancak ve ancak bu kadar GÜZEL, bu kadar HÂRİKA resmedilir; bu kadar güzel örneklendirilebilir, kafalara nakşedilebilir, netleştirilebilir. Üstadım gurura, kibire kapılmasın ama cân-ı gönülden tebrik ediyorum, alkışlıyorum.

  • Arda Yıldız

    5.12.2024 17:56:48

    Hem bu ülkede iktidarın alternatifi kemalistler değildir. CHP iktidara gelsin diye yol açamayız. Ak parti gidecekse Demokrat parti iktidara gelmeli.

  • Arda Yıldız

    5.12.2024 17:54:22

    Hüseyin İlhan bey merhum Demirel'in "baş örtülüler Arabistana gitsin" gitsin sözü çok özgürlükçüydü değil mi? Ben siyasal islamcıları desteklemiyorum ama sizler ilk iş hükumet değiştirmek diye düşünüyorsunuz. Ben ise bizim işimiz iman hizmetini ihya etmek diyorum. Bunun için hükumeti değiştirmeye ihtiyaç yok. Hükumet değişsin diye beklemeye de gerek yok.

  • Kamil Yunt

    5.12.2024 15:51:57

    Kazım beyin attığı taziye mesajına cemaatimizin ihtiyacı mı vardı? Fetoculardan başka sevinen de olmamıştır. Macera arayan bir mesaj olmuş.

  • Hüseyin İlhan

    5.12.2024 14:59:55

    'Birşey tam elde edemediğinizde,tamamen mi terk ediyoruz.Dolayısıyla geçmişteki şeflik,tekadam idarelerine olduğu gibi şimdi de müslüman gibi görünerek siyaonist katillere hizmet eden iktidara karşı olmak ,olanalrı susturmak için keyfice tutuklamaların akarşı dimdik olmak insani,vicdani,hak,hukuk ve adalet ile hürriyet için gerekli değil mi.Zira 'Ekmeksiz yaşarım amma hürriyetsiz asla,diyen aziz üstadın talebelerine bu yakışır.

  • Hüseyin İlhan

    5.12.2024 14:15:27

    Klasik siyonist artıkalrının savunamsı şu:AKP den öncekiler de öyleydi.Yahu ne zeka sahibisiniz. Hali hakiakt öyle mi idi.Bakın merhum şehit başbakan İTTİHADI İSLAM için komşu din kardeşlerimizle hangi paktları kurdu.Merhum DEMİREL hem siyasal islamcı hemde İNÖNÜ gibi ordu ile elele verdikleri halde ülkede din ve inanç hürriyeti için kaç defa ihanetlere,muhtıralar,darbeye maruz kaldı. Şahsen 'At sahibine göre kişner ,atasözümüz var bunu hatırlatarak derim. İktidarının ilk icraatlarından milletine matrah arttırımı soygunu,siyonist devlete de OECD'ye üyeliği olan,müslümanalrı mali,makam ve entrikası ile yozlaştıran varken bu ülkede millete de müslümana da hayat zındandıııır.

  • Mehmet Asım

    5.12.2024 13:49:32

    Kâzım Güleçyüz’ün haksız ve keyfi olarak tutuklanmasını gazetemiz manşetten her gün ilan etmeli. Sahipsiz olmadığını herkese göstermeli. Gazetemiz mazlumların yanındadır. ayrıca Demokrat millet vekillerimiz ve partimiz de bu durumu haksızlığı gündemden düşürmemeli .Kanun devletinden keyif devletine itirazımızı yüksek sesle söylemeliyiz. Kâzım Ağabeyin boşluğunu etkili siyasi analizlerini çok çalışarak gazetemiz doldurmalı. Eksikliğini hissediyoruz..

  • Said Emre Dağ

    5.12.2024 10:31:04

    Türkiye kurulduğundan beri kanunlardan önce kemalist ideoloji gelmektedir. Kemalist ideoloji bertaraf edilmeden yönetime hangi görüşten insanlar gelirse gelsin kanun devletine kavuşamayız. Demokratlar gelse dahi kanun devleti olamayız.

  • S.topuz

    5.12.2024 04:26:23

    [Dördüncü bir sebeb de Haz-ret-i Hüseyin'in taraftarlarında bulunuyordu ki; Emevîlerin Arab milliyetini esas tutup, sa-ir milletlerin efradına "mema-lik" tabir ederek köle nazarıyla bakmaları ve gurur-u milliyele-rini kırmaları yüzünden, milel-i saire Hazret-i Hüseyin'in ce-maatine intikamkârane ve müşevveş bir niyetle iltihak ettiklerinden, Emevîlerin asa-biyet-i milliyelerine fazla do-kunmuş, gayet gaddarane ve merhametsizcesine meşhur faciaya sebebiyetvermişler-dir. Mezkûr dört esbab, zahirî-dir. Kader noktasından bakıl-dığı vakit; Hazret-i Hüseyin ve akrabasına o facia sebebiyle hasıl olan netaic-i uhreviye ve saltanat-ı ruhaniye ve terakki-yat-ı maneviye o kadar kıy-metdardır ki, o facia ile çektik-leri zahmet, gayet kolay ve ucuz düşer. Nasılki bir nefer, bir saat işkence altında şehid edilse; öyle bir mertebeyi bu-lur ki, on sene başkası çalış-sa, ancak o mertebeyi bulur. Eğer o nefer şehid olduktan sonra ona sorulabilse, "Az bir şey ile pek çok şeyler kazan-dım" diyecek-tir.] M

  • Orhan Ali YILMAZ

    5.12.2024 04:11:01

    12 Eylül Askeri Darbesi'nin lideri -şu toprağı, hem de azabı bol olsun- haklı olarak diyordu ki, "Benim söylediğim Anayasaya uygundur; velev ki değildir; öyleyse söylediğim Anayasa'dır..." Az kaldı o eşiğe varmaya.. biraz sabretmek lâzım... Demokrasi de, kanun da, hukuk da neymiş... Ayak bağımız... Güçlü Devlet, Güçlü Millet; ancak ve ancak gücünü ve iradesini SÖZÜ GÜÇLÜ şu LİDERİNDEN alır... İri olacağız, diri olacağız, Bir'i olacağız...

  • S.topuz

    5.12.2024 04:09:37

    [Üçüncü sualiniz: "O mübarek zâtların başına gelen o feci gaddarane muâmelenin hikmeti nedir?" diyorsunuz. Elcevab: Sâbıkan beyan ettiğimiz gibi, Hazret-i Hüseyin'in muarızları olan Emevîler saltanatında, merhametsiz gadre sebebiyet verecek üç esas vardı: Birisi: Merhametsiz siyasetin bir düsturu olan: "Hükûmetin selâmeti ve asayişin devamı için, eşhas feda edilir." İkincisi: Onların saltanatı, unsuriyet ve milliyete istinad ettiği için, milliyetin gaddara-ne bir düsturu olan: "Milletin selâmeti için herşey feda edi-lir."Üçüncüsü: Emevîlerin Hâşimîlere karşı an'anesinde-ki rekabet damarı, Yezid gibi bazılarda bulunduğu için, şef-katsiz bir gadre kabiliyet göstermişti. Dördüncü bir sebeb de; Hazret-i Hüseyin'in taraftarlarında... ] Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat - 55 - 😢🇹🇷🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😭😭😭😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı