Başkan Trump'la Ankara-Washington arasında ilk dönemde ciddi krizler yaşanmıştı.
Yeni dönemde kısa vadede somut kazanımlar beklense de uzun vadede sorunlar yaşanabilir. Ankara-Washington ilişkilerinde Trump'ın yeni bir sayfa açması bekleniyor. Uluslararası ilişkilerde, kazan-kazan formülünden ziyade bu dönemde (ABD eksenli) tek taraflı olabileceği ihtimalide ön görülüyor.
Trump’ın ilk döneminde Suriye'nin kuzey-doğusunda konuşlanmış olan, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile iş birliği devam ediyor, Ankara ise SDG’ ye karşı 2019'da Barış Pınarı Harekâtı’nı başlatmıştı. Türkiye, SDG'nin omurgasını, PKK'nın uzantısı YPG olarak görüyor ve bu konudaki görüşlerinde değişiklik göstermiyor. ABD ise bu tutumunu 2015’ten beri sürdürüyor, Türk-Amerikan ilişkileri de bu yüzden olumsuzluklar yaşanıyordu. Eğit-donat taktiği ile ABD, PKK/YPG unsurlarını donatıyor ve eğitiyordu. Washington’ın Trump ile Suriye politikasında nasıl bir tavır alacak, SDG ve bileşenlerine yönelik askerî destek verip vermeyeceği netlik kazanmadı. Trump bir önceki başkanlığında Suriye’den çekilmeyi düşünürken, Pentagon ise karşı tavırda idi.
HTŞ’nin tam bağımsız bir şekilde yapılanması da bir nevi buna bağlı gözüküyor. ABD’nin Suriye’den olası çekilme planı, İran, Türkiye ve Rusya’yı etkileyecektir. İran'ın bölgedeki nüfuzu Esed sonrasında değişime uğramış durumda. Türkiye ise son diplomatik tavırları Suriye’nin yanında yer aldığını bizzat dış işleri bakanı ile Şam’da göstermiş durumda.
Üstünde durulması gereken sorunun enerji paylaşımı olduğu görünüyor. SDG’nin elinde tuttuğu topraklarda petrol ve barajlardan elde edilen elektrik enerjisi söz konusu. SDG ile ABD arasındaki bu enerji paylaşımı çözümü hızlandırabilir. Trump ta ABD’nin kazandığı bonusları HTŞ'den alabiliriz düşüncesi hâkim olursa ki Colanî’nin bunda cevabı önemli sorun çözülebilir. Türkiye SDG’nin bu topraklarda olmasına izin vermeyeceğini, ABD petrol getirisini, HTŞ ise terör listesinden çıkmayı masaya getirebilir. Ortak çözüm burada düğümlenmiş durumda.
Biden döneminde yürürlüğe konulmak istenen "Mega Proje" ye göre, Akdeniz’e açılan bir Kürdistan koridor hâlâ söz konusu, Gazze ve Güney Kıbrıs limanı devreye alınarak, Hindistan üzerinden gelen ticarî malların sevkiyatı düşünülmekte. ABD’nin Suriye’den çekilmesi projeden vaz geçmesi anlamı da taşır. Pentagon SDG için hâlâ bastırıyor. Ateşkese rağmen, bölge halkları silahlanarak SDG ye karşı savaşıyor. HTŞ lideri Colanî de bu konuda adım atmış değil. Silahlarını bırakmalarını ve sistemin içinde olmalarını istiyor. ABD, Türkiye, İran ve İsrail denkleminde sorun gidip geliyor.
ABD bölgeden çekilmesi durumunda, HTŞ yönetimi ve Türkiye alanı daraltarak koridorun açılmasını bloke edecektir, mutabakat için Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasını bekleniyor olabilir.
Trump, İsrail’e desteğini sürdürecek, yeni ofisine Theodore Herlz in fotoğrafını astırması boşuna değil. Bunun yanında dünya kamuoyundaki yükselen seslere de kulak verebilir. Gazze’de soykırım ve kabarık savaş suçlarının delillerle sabitlenmesi, Trump’ın tutumunda değişiklik oluşturabilir. UCM kararları gereği Netenyahu’nun tutuklanması da olası. Bir diğer konu İsrail’e yaptırım içinde olan ülkelere karşı Trump’ın tutumu da önem kazanmakta. AB de farklı çıkışlar söz konusu, özellikle İrlanda, İspanya ve İtalya bu konuda başı çekiyor.
Ankara'nın Hamas yanlısı tutumu ile birlikte Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden İsrail’e taşınmasının devam etmesi, Trump’ın İsrail politikalarıyla örtüşmekte. ABD’nin İran konusunda İsrail’in yanında pozisyon alması beklenilen bir durum fakat yine de bölgesel istikrarsızlık uzak değil. Suriye’nin şuan ki durumu bölgede hala tam bir netlik oluşturmuyor. Trump, İsrail'in "Tahran'ın nükleer tesislerini vurabilir" şeklindeki çıkışı, HTŞ lideri Colanî’ye "İran’la ilişkileri azalt" söylemi, Elon Musk'ın seçim sonrasında İran lideri Pezeşkiyan ile acele görüşmesinin anlamı ne olabilir?
2. dönem de Trump iktidarının Türkiye üzerindeki olası ekonomik etkileri ne olabilir? ABD, 2018’de Rahip Brunson krizi sırasında Türkiye’ye yaptırımlar getirmiş, dolar kuru tavan yapmış, ABD ye ihraç edilen demir-çeliğe ek gümrük vergisi uygulamış, sonrasında ciddi ekonomik kayıplar yaşamıştık. 2019’da Barış Pınarı Harekâtı’nın başlamasının ardından Trump Türkiye’nin “sınırı aşması” durumunda ekonomisini “yok etme” tehdidinde bulunan bir mektup kaleme almıştı. Trump, uluslararası kuralları yok sayan bir güç ekonomisi politikasına dönebilir mi? Çünkü Temsilciler meclisi ve kongreyi de kazanmış ve güç bende çeklinde, tek adam profili çizebilir. (Twetter) X üzerinden yapacağı paylaşımlar, dünyanın gidişatına yön verecek tipte olabilir, alışmalıyız.
ABD’nin AB’yi doğal gazı bizden alacaksınız sıkıştırması ile karşı karşıya. ABD, Dünya ticaretine karşı bir savaş açarsa (Çin ve AB) Türkiye bundan zarar görebilir. Türkiye AB ile ticaret noktasında iyi bir ortak konumunda. Birde Türkiye'nin BRICS’e üyelik durumu gündemde. Her ne kadar Hindistan destek vermese de tutumlar değişebilir. Bir diğer önemli konu, Pekin'in Türkiye'ye yatırımlarına (Cherry ve BYD) Trump’ın sempatik bakmayabileceği konusu. Elektrikli araç üretimi Çin de çerez üretimi şekline dönmüş durumda. Dünyayı kasıp kavuran model ve yenilikler, Avrupa ve ABD’yi geride bırakmış durumda. Özellikle Mercedes ve BMW 2024 yılı 3. Çeyreğinde ciddi zarar açıkladılar.
Ankara, Çin yatırım yapsın diye TOGG’dan bile vaz geçebilecek bir süreci düşünebilir. Kaldı ki TOGG’un BYD, CHERRY ile kıyasıya rekabette olması şimdilik hayalcilik olur.
Trump, Ukrayna’daki savaşı bitirmek istiyor. “Türkiye, Trump, Putin ve Zelensky üçgeninde diplomatik rol oynayabilir” Türkiye, 2022'de Rusya, Ukrayna ve BM'nin parçası olduğu ve "Tahıl Koridoru" olarak da anılan Karadeniz Tahıl Girişimi müzakerelerine ev sahipliği yapmıştı. Trump'ın Ukrayna'ya askerî yardımı büyük oranda kesmesi bekleniyor. "Ukrayna'yı ikna etmesi, 60 milyar doların hesabını sorması, "iyi bir tüccar" dediği Zelensky’i yola getirmesi ve savaşı bitirmesi bekleniyor. Ayrıca Biden'ın giderayak balistik füze kullanımına izni vermesi de Trump’ın beklemediği bir durumdu. Pentagon Trump gelmeden bazı savaş çığırtkanlığı yapmayı planlıyor gibi. Putin hala soğukkanlı ve savaşın kızışmasını istemiyor ve barış masasına yakın. Zelensky ise tam tersi bir tutum içinde. AB ise savaşa karşı fakat İngilizler kışkırtıcı pozisyonda çünkü uzun menzilli füzelerin kullanılmasına Fransa ile birlikte onay verdiler. Ekonomik olarak sıkıntıda olan Almanya ise sessiz kaldı.
Trump’ın NATO'yu zayıflatacak bir politika yürütmesi beklenmiyor, sadece sınırlarını genişletecek bir pozisyondan uzaklaşacaktır. Ayrıca enerji maliyetlerini düşürmeyi, petrol çıkarılmasını teşvik etmeyi ve fosil yakıtlara dönüşü destekliyor. O yüzden Paris İklim Anlaşmasından ilk çıkan ülke ABD olmuştu.