"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Anlatım bozuklukları-5 - Şapka Deyip Geçmeyin-24

Nahit TOPALOĞLU
30 Ekim 2024, Çarşamba
Uygun kelime kullanmama

Bu başlık altında misaller vereceğimiz anlatım kusurları, kasr-ı kelâmdan kaynaklanmaktadır. 

Kelimelerin mânâlarını bilmemek / yaz-ımları, telaffuzları birbirine yakın lafızları karıştırmaktan mütevellid ifâde pürüzlerine misaller:

• Bir aydır yazılarım YAYINlanmıyor. 

Doğrusu:

Bir aydır yazılarım YAYIMlanmıyor.

Yayın: Neşriyat

Yayım: Neşir, yayma işi.

• Fiyatlar çok PAHALI olduğu için satışlar çok durgun.  

Pahalı: Fiyatı yüksek olan

Doğrusu:

“Fiyatlar çok YÜKSEK olduğu için satışlar çok durgun.”   

• Yemeğini erken yemesi gerektiği halde, hasta bu YASAĞA uymuyor.

Doğrusu:

Yemeğini erken yemesi gerektiği halde, hasta bu KAİDEye uymuyor.

• Salonu göz ucuyla TARADI.

Taramak, dikkatle bakmayı gerektirir; göz ucuyla olmaz.

Doğrusu:

Salonda göz gezdirdi./ Salonu gözden geçirdi ./ Salonu uzun uzun süzdü. Vs.

• Ayşe arkadaşımızın SÖYLEDİĞİ soruya cevap vereyim. 

Doğrusu:

Ayşe arkadaşımızın SORDUĞU soruya cevap vereyim.

• Hükümetin kısa sürede düşeceğini SAVUNUYORDU.

Doğrusu:

Hükümetin kısa sürede düşeceğini İDDİA EDİYORDU.

• Bugün DİKİLEN küfür tohumları acı meyvelerini istikbalde elbet verecektir.

Doğrusu:

Bugün EKİLEN küfür tohumları acı meyvelerini istikbalde elbet verecektir.

• …en yüksek puanları alarak birinci GELDİĞİ hâlde mülâkatta elendi. 

Doğrusu: 

…birinci OLDUĞU hâlde mülâkatta   elendi. 

• Öğrenciler uzun bir tatile ÇIKACAK olmanın sevinciyle... 

Doğrusu: 

Öğrenciler uzun bir tatile GİRECEK olmanın sevinciyle…

(Tatile çıkmak başka şeydir)

• …Kemalizm gibi yolunu şaşırmış   FELSEFİK akımların pençesinde!

Doğrusu: 

…Kemalizm gibi yolunu şaşırmış FELSEFÎ akımların pençesinde!

(Felsefik diye bir kelime lügatlerde     mevcut değildir.)

• KAMELYAda ders yapıp çay içeceğiz.

Doğrusu;

KAMERİYEde ders yapıp çay içeceğiz.

Kamelya: Çin gülü denilen bir çiçek

Kameriye: Çardak

*İşin MAİYETini bilmiyorduk. 

Doğrusu:

İşin MÂHİYETini bilmiyorduk.

Mâiyet: Alt kademedekiler; tevâbi

Mâhiyet: Vasıf, nitelik

• ÖLENLERİN önemli bir kısmı açlık sebebiyledir.

Doğrusu:

ÖLÜMLERİN önemli bir kısmı açlık sebebiyledir.

• …fânilerin fenaya KAVUŞTUĞU bir nesildir.

Doğrusu:

…fânilerin fenâya MÂRUZ KALDĞI/DÛÇAR OLDUĞU bir nesildir.

• İnsanlık, yolunu şaşırmış, DELÂLET vâdilerinde at koşturuyor.

Doğrusu:

İnsanlık, yolunu şaşırmış, DALÂLET vâdilerinde at koşturuyor.

Delâlet: Yol gösterme, rehberlik; delil, nişan, işâret

Dalâlet: Sapıtma, sapkınlık

• Bu nâzik dâvetten çok MÜTEHASSIS oldum.

Doğrusu:

Bu nâzik dâvetten çok MÜTEHASSİS oldum

Mütehassis: Duygulu

Mütahassıs: Uzman

• NÜFUSunu kullanarak bu işi halledebileceğini düşünüyordu.

Doğrusu:

NÜFUZunu kullanarak bu işi halledebileceğini düşünüyordu.

nüfus : kişi, insanlar, canlar

nüfuz : sözü geçme, saygınlık, itibar

• ÖĞRENİM programında bu konu var mıydı? 

Doğrusu:

• ÖĞRETİM programında bu konu var mıydı? 

öğretim : öğretme, bilgi verme işi talim, tedrisat.

öğrenim : öğrenme, bilgi alma işi, tahsil.

• Ona da bu meseleyi söylemekte bir MAHSUR görmedim.

Doğrusu:

Ona da bu meseleyi söylemekte bir MAHZUR görmedim.

Mahsur : etrâfı kuşatılmış

Mahzur : engel, mâni

• İki yıldır MUHAREBEmiz kesildi, telefonu da bende yok.

Doğrusu:

İki yıldır MUHABEREmiz kesildi, telefonu da bende yok.      

Muhabere:  haberleşme

Muharebe: savaş, harp

• Kazâzedeyi güç belâ TEZKEREye bindirdiler.

Doğrusu:

Kazâzedeyi güç belâ TESKEREye bindirdiler.

Teskere: Dört kollu tahta sedye

Tezkere : Küçük mektup, pusula.

• Çocukluğumda, doyuncaya kadar tulumba tatlısı yiyemeyişim, içimde UHDE kalmıştı.

Doğrusu:

Çocukluğumda, doyuncaya kadar tulumba tatlısı yiyemeyişim, içimde UKDE kalmıştı.

Ukde: Düğüm

Uhde: Yüklenme, sorumluluk

SERÎnin ikincisinde bu konuya temas edeceğini duyurdu.

Doğrusu:

SERİnin ikincisinde bu konuya temas edeceğini duyurdu.

Serî: Hızlı, çabuk, sür’atli.

Seri: Dizi 

Mahkeme uzun sürdü, ama neticede bihakkın BERAT ettik.

Doğrusu:

Mahkeme uzun sürdü, ama neticede bihakkın BERÂAT ettik.

Berâat: Bir dâvâdan temiz çıkma, aklanma.

Berat: İmtiyaz belgesi, izin.

• Yanına gelirsem EYER beni de oraya götüreceksin.

Doğrusu:

Yanına gelirsem EĞER beni de oraya götüreceksin.

Eğer; Şâyet

Eyer: Semer

•••

Sıra şapkayla hitâma geldi:

Bir yazarımızın güzel yazısında gözüme çarpan şapka dahil bir iki hususu, yorum köşesine yazmıştım; çünkü daha önce mailinden ses gelmemişti.

“Misafirhâne sahibinin rahmeti yâr ise, herkes yârdır, her yer yarar. Eğer

yâr değilse, her yer kalbe BARdır.”

Bilmem şapka sehvi içinde bir inták-ı Hak da mı olmuştu? O, yâr olmayınca, her yer kalbe BÂR olunca,  belki her yer o kişiye aynı zamanda “BAR” olup efkârını dağıtmak için “şâribü’l-leyli ven-nehâr” (gece gündüz içen bir ayyaş) mı oluyor?

Siz gene de, şapkadan geçin, şapka deyip geçmeyin; velev intâk-ı Hak da olsa!

Okunma Sayısı: 1750
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hikmet Günaydın

    30.10.2024 12:31:05

    "Şapka Deyip Geçmeyin" serisini ( *SERÎ* olmadığını da bu yazınızdan öğrenmiş olduk) okudukça Türkçeyi ne kadar kusurlu kullandığımızı anlıyoruz. Allah râzı olsun; devam hocam! İnşâallah bu yazılarınız bir kitap olarak da neşredilir.

  • metin tezcan

    30.10.2024 12:26:00

    değerli hocam edebiyat dersi gibi algıladığım edebi yazınızı okudum,eğer bir edebiyat dergisine yazsaydınız çok alkış ve ödül bile alırdınız,ama Yeni Asya ve bugün ki sıkıntıların içinde son satırlarda olmasa sıkıntılı bir yazı gibi geldi,bir çuval kelime yığını zaten yorgun olan zihnimi iyice yordu.daha güzel günlerde bol edebiyatlı şevk ve moral verici yazılarınızda buluşmak dileğiyle,fiemanullah

  • Müjdat Bayar

    30.10.2024 08:52:29

    Allah razı olsun. Bir de talebelerin karıştırdığı hafriyat kelimesi var. Bu kelimeyi "harfiyat" şeklinde hatalı kullananlar var.

  • A. AYDIN

    30.10.2024 02:03:07

    Dinayet mi, Diyanet mi? Madden mi, maddeten mi? Harfiyat mı, hafriyat mı? Dahî mi, dâhî mi? Hâdis mi, hadîs mi? Hâkim mi, hakîm mi? Aman Hocam, devam... Yabancı dil öğrenemedik, bâri Türkçe'yi öğrenelim.

  • Ali Dinar

    30.10.2024 00:39:56

    Güzelmiş..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı