İlgi hâli de denen tamlayan ekinin (-in, -nin…) fazladan kullanılması anlatım kusurudur. Sık karşılaştığımız bir hatâ olduğundan üzerinde fazlaca durmamız, farklı misallerle konuyu işlememiz israf olmasa gerektir.
Umûmiyetle uzun cümle kuranlar, bu eki ekledikleri bir kelimeyle devam edip cümleyi uzattıklarında ipin ucunu kaçırmaktalar. Aradaki kısımları atlayıp fiil veya fiilimsilerle nihâyetlenen kısmı okuduğunuzda hatâ göze görünür hâle geliyor.
*“Organizmanın canlılığını sürdürebilmesi için gereken besin maddelerinin ağızda çiğnendikten sonra, işlenmek üzere mideye gönderilirken, 25-30 santimetre uzunluğundaki yemek borusu geçidinden kaydırılarak, mideye ulaştırılır.”
Bu uzun cümlede yazarımızın gözünden kaçan anlatım pürüzünü göze görünür kılmak için cümleyi, ilgili kelimeden sonra kısaltıyorum:
“...besin maddeleriNİN … mideye gönderilirken…” “...besin maddeleriNİN ulaştırılır.” diye kısalttığınızda hatâ göze batar. Hatâyı bu şekilde görebilince, düzeltilmesi çocuk oyuncağıdır:
“...besin maddeleri … mideye gönderilirken…” “…besin maddeleri … mideye ulaştırılır.”
* “Biz meseleNİN kelâmî ve fıkhî zâviyesinden ziyâde günlük hayattaki kullanım ve sebebiyet noktasından ele almak istiyoruz.”
“MeseleNİN … ele almak istiyoruz. ” şekline getirdiğinizde hatâ el kaldırıyor.
“Meseleyi… ele almak istiyoruz.”
* “Uçak yolculuğumuzUN İstanbul’dan başladığında…”
“Uçak yolculuğumuz … İstanbul’dan başladığında…”
* “…yolcularIN Avrupa’ya giden tarzda şıklık yarışı içinde bir görünümde idiler.”
Bu cümle, atladığımız baş tarafı da göz önüne alındığında, müşkül hatâlar barındırıyor idiyse de biz diğer kusurları es geçip sadece “ilgi hâli”ni ilgilendiren kısmı nazara verdik:
“ …yolcularIN… şıklık yarışı içinde idiler.”
“…yolcular… şıklık yarışı içinde idiler.”
* “…Tekbir getirmek ve etiNİN üç paya ayırmaktır.”
“…Tekbir getirmek ve etini üç paya ayırmaktır.”
* “Reisî’ye karşı oluşmuş bir yapılanmaNIN harekete geçmiş…”
“Reisî’ye karşı oluşmuş bir yapılanma harekete geçmiş…”
* “…dinamik genç nüfusumuzUN büyük bir sermayemiz.”
“… dinamik genç nüfusumuz büyük bir sermayemiz.”
*”…benzetme unsurlarıNIN gerçekmiş gibi algılanıyor.”
“… benzetme unsurları gerçekmiş gibi algılanıyor.”
* “Kur’anî tespitlerİN, hakiki mânâda bütün insanlığa Kur’an medeniyeti projesiyle ortaya koyulmalıdır.”
“Kur’anî tespitlerİN… ortaya koyulmalıdır.”
“Kur’ânî tespitler… ortaya koyulmalıdır.”
*”…Ama insanların çoğu aynı şey olduğuNUN kanaatindedirler.”
“…Ama insanların çoğu aynı şey olduğu kanaatindedirler.”
* “İngilizlerin; bizim bu gibi tedbirlerimizden çekinir, çünkü, ancak bu gibi çârelere baş vurarak onların kurduğu oyunları bozabiliriz.”
“İngilizlerİN; … çekinir, çünkü…”
“İngilizler; bizim bu gibi tedbirlerimizden çekinir, çünkü …”
*“OnlarIN, Risâle-i Nur’dan istifade ettikleri ve bulundukları seviyeye Nurların sayesinde geldikleri halde…”
“Onlar, Risâle-i Nur’dan istifade ettikleri ve bulundukları seviyeye Nurların sayesinde geldikleri halde…”
*“BekçiNİN sıkıştırılması sonucu kitapların kaçırıldığı deponun yerini söyledi.”
BEKÇİ, sıkıştırılması sonucu kitapların kaçırıldığı deponun yerini söyledi.
*“Özellikle günümüzde kurumsal yapılarIN öne çıktığı için bu yapıyı ve sistemi başarı ile oluşturan, kurulları ve kurumları çalıştıran liderler başarılı olurlar.
“… kurumsal yapılar öne çıktığı için…”
*“…etki ajanlığı”NIN iktidar partisince ek önergelerle daha da katmerlenerek “yeni torba yasası”na konulup Meclis’in önüne getirilirken,…
“… ‘etki ajanlığı’ … Meclis’in önüne getirilirken…”
*“Avrupa Birliği’ni oluşturan birçok ülkenin İtalya başta olmak üzere İspanya, Almanya, Fransa savaşın kendilerine sıçramasından çekiniyorlar.”
“Avrupa Birliği’ni oluşturan birçok ülkeNİN… savaşın kendilerine sıçramasından çekiniyorlar.”
“… birçok ülke … savaşın kendilerine sıçramasından çekiniyorlar.”
*“İslamî meselelerin , özellikle de temsil ve hakikatlerin yorumlanması konularındaki farklı yaklaşımlar üzerinden analiz edilebilir.”
“İslamî meselelerİN, …analiz edilebilir.”
“İslamî meseleler, …analiz edilebilir.”
*“…belli kimliklere gösterilen imtiyazIN kaldırılmalıdır.”
“… belli kimliklere gösterilen imtiyaz kaldırılmalıdır.”
***
“Uçak yolculuğumuzUN İstanbul’dan başladığında…”,
“İslamî meselelerİN , …analiz edilebilir.”
“…belli kimliklere gösterilen imtiyazIN kaldırılmalıdır.”
Bu cümleleri okuyan kimi okurlarımız, “Böyle de hatâ mı olur yâhu! Yazarlığa soyunmuş bir kalem, böyle bir sehiv yapar mı? Nahit Hoca acaba KARİKATÜRİZE etmek için, misalleri kendi mi uyduruyor?” diyebilirler.
Bu başlıktaki bütün örneklerin –diğer örnekler gibi- gazetemizde neşredilen/neşri için gönderilen yazılardan olduğunu belirtelim.
Kendi kalemlerimizin ürünü bu cümlelerin bazısı, 6 ay önce kaydedilmiştir. Bir kısmı 3-4 ay, bazısı da 1-2 ay önceye ait olup, anlatım bozukluklarını işlediğimiz seride sıranın “tamlama yanlışları”na gelmesini beklemişlerdir. Çok azı, -ilgili başlığa bir daha dönemeyebilirim diye- yeni tespit ettiğim taze misaller olup -sırası kaçmasın diye- bekletil(e)meden bu başlık altında nakledilmiştir.
Misallerde bir KARİKATÜRİZE var, evet. Fakat bu, uzun cümleler içinde kalem sahiplerinin bile gözden kaçırarak yaptıkları ifâde kusurlarının, okuyucularca anlaşılmasını temin için yapılan kısaltmalarla hatâyı görünür kılmak mecburiyetinden kaynaklanmakta. Misaller o kadar fazla ki, az bulup kendimden hayâlî cümleler uydurmak zorunda kalmama gerek yok maalesef.
Yeterince misal olmasa, konunun anlaşılması maksadıyla gerçek iktibaslara ilâveten hayal ürünü örneklerle misalleri çoğaltmanın hiçbir mahzuru da yoktur. KEŞKE hakikat böyle olsa, anlatım bozukluklarını işlerken kendi kalemlerimizden kâfi miktarda misal bulamayıp da hâriçten veya hayal ürünü cümlelerle işlesek mevzûyu.
Yazı serimizin bir hedefi de bu “KEŞKE”nin tahakkukuna bir katkı sağlamak arzusu zaten.
Tamlama yanlışlarına, ilgi hâli eksiklikleriyle devam edeceğiz.