Dört yaşındaki Ebubekir Said, annesine sordu: “Anne, bu kadar hazırlığı ne için yapıyorsun?”
Annesi: “E Ramazan için oğlum.” Ebubekir Said biraz düşündü.
Aklına geçen gün babasının marketten çok şey aldığı geldi. Babasına da “Baba, neden bu kadar fazla aldın?” diye sormuştu. Babası da aynı cevabı vermişti: “Ramazan için oğlum”
O akşam kapı zili çaldı. Ebubekir Said “Ben açarım!” diye fırladı. Babası “Dur oğlum ben bakayım” diyene kadar Ebubekir Said kapıyı açtı bile. Kapıda bir adam vardı.
Şöyle diyordu: “Merhaba küçük bey. Ben site yönetiminden geliyorum. İsmim Ramazan. Baban evde mi?” Ebubekir Said şöyle cevap verdi: “Evet, babam ve annem de sizi bekliyordu. Babam size bir şeyler aldı. Annem de hazırlık yaptı.”
Ebubekir Said telaşla “Babaaaa Ramazan geldi” diye seslendi. Kapıya gelen babası durumu anladı ve Ramazan Bey’e de izah edince ikisini de bir gülme tuttu. Mutfağa annesinin yanına koşan Ebubekir
Said: “Anne nerede Ramazan için aldıklarınız? Hadi ver Ramazan kapıda bekliyor” dedi. Annesi de gülmeye başladı ve “Dur oğlum, sen yanlış anlamışsın. Biz Ramazan ayından bahsediyorduk. Ramazan, bizim için mübarek bir aydır.
Kur’ân-ı Kerim’in indirildiği, Allah’ın bize çokça sevaplar verdiği, bol bol affettiği, bereketli bir aydır.”