Hepimizin başı sağolsun! İnsanlığımız ihmaller sebebiyle toprağa gömüldü.
Allah’tan (cc), acılı ailelere dayanma gücü diliyorum. Evlât acısı kolay mı? Yaşayan bilir. İsterse anne karnında ölsün, isterse büyüsün vefat etsin, evlat acısı kalbinde incecik sızıdır, hiç geçmez.
Bolu’da Grand Kartal Otelde çıkan yangını izledikçe şunu düşündüm: Bu kadar acı bir son olamaz! Rabbim Üç Aylar gibi mübarek zamanda tatil sevincini yaşayan çocuklara bu acıyı hissettirmez. ‘Çocuklar yanarak öldü’ düşüncesi kalbimde sonsuz yara açtığı için bu cümleyi kuramıyorum. Çocuklar belki duman vesilesi ile bayılmışlardır ve yangını hissetmemişlerdir. En büyük tesellim ise şu hadis oldu: Cabir bin Atik’ten rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallâllahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “…Siz neyi şehitlik sayıyorsunuz?” diye sordu. (Onlar da): “Allah yolunda öldürülmeyi” dediler. Rasulullah da (asm), “Allah yolunda öldürülmekten başka yedi (tane daha) şehitlik vardır.
“Taundan ölen şehittir. Boğularak ölen şehittir. Karın ağrısıyla ölen şehittir. Yanarak ölen şehittir. Göçük altında kalarak ölen şehittir. Doğum üzerine ölen şehittir.” 1
Türkiye’nin en lüks otellerinden birinde yanarak ölmeyi düşündüm. Ne pahalı bir ölüm... Dünya zevk ve lezzetleri acılaştıran ne keskin bir bıçak... Nimetlerin açık büfe olduğu bir mekânda son gece… Korkulu anlar ve çaresizlik… Sanki korku filmi izler gibi bir hal. Belki de dünya zevk ve lezzetlerinden sonsuz güç ve kudrete sığınma hali. Tüm lezzetler içinde tüm acıların yaşandığı aynı yer... Çocuklar Cennettedir tesellisi ile acılı yüreklere bizden manevî destek…
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, vefat eden bir çocuğun kederli ailesine şu mektubu yazar.
“Kardeşim, çocuğun vefatı beni müteessir etti. Fakat 'Hüküm Allah'ındır'2 kazâya rıza, kadere teslim İslâmiyet’in bir şiarıdır. Cenab-ı Hak sizlere sabr-ı cemîl versin. Merhumu da size zahîre-i ahiret ve şefaatçi yapsın. Size ve sizin gibi müttakî mü’minlere büyük bir müjde ve hakikî bir teselli gösterecek Beş Noktayı beyan ederiz.”3 şeklinde başlayan mektuptaki müjde ve teselliler, sırf karşı tarafı rahatlatmak için öylesine söylenen teselli sözlerinden değildir. Kaynağı ayetlere dayanan hakikatlerin ta kendisidir.
Dipnotlar:
1- Ahmed, 23804; Ebu Davud, 3111; Nesaî, 1846.
2- Mü’min Suresi: 12.
3- Mektubat, s. 94.