"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nur'un kumandanı: Zübeyir Gündüzalp

Yıldız FIRTINA
15 Nisan 2025, Salı
Külliyatta geçen Demokrat Nur Talebeleri namıyla yazılmış mektuplar, Sözler ve Gençlik Rehberi’nin arkasındaki Konferanslar, Nefis Muhasebesi, Altın Prensipler, Hizmet Rehberi, Beyanat ve Tenvirler, Tarihçe-i Hayat’ın hazırlanması ve o muhteşem müdafası..

Ziver Gündüzalp; Nurun Sadık Kumandanı. Ona üstadı; Zübeyir ismini koymuştu. Adı sorduğunda; Ziver deyince Hz. Üstad; “Hoş geldin Zübeyir, evet Zübeyir, tamam Zübeyir” diye karşılık verir. “Herhâlde yaşlılıktan beni duymuyor” diyerek kabullenir; ancak sonra anlar ki mesele başkadır. Asrın İmamı’nın Zübeyir Bin Avvam’ıdır o artık!1

Bir Nisan yağmurunda düşmüştü Eyyüb Sultan’ın bağrına. Kısa ama bereketli bir ömür.. Hasta kalbine kocaman bir sevda sığdırmıştı. Üstadının, Risale-i Nur’larının ve davasının sevdası. Bütün çile ve sıkıntılara rağmen hizmetten bir an bile geri durmadı. En hasta olduğu zamanlarda bile hizmetle ilgili bir şey olsa, hasta yatağından fırlar, kendi derdini hastalığını unuturdu; tıpkı üstadı gibi! Ağabeylerin, “Ağabey kabul edersen seni hastanede tedaviye alalım” teklifine karşı sorar: “Bu tedavi kaç gün sürer kardeşim?” On beş gün cevabını alınca; “Olmaz kardeşim! Hizmet için on beş gün çok uzun bir süre!”der.2

Hizmette fani olmak, davasında fani olmak, üstadında fani olmak, Risale-i Nur’da fani olmak bahtiyarlığında bir talebeydi. Fena-fis Said olmak! Bunu en veciz kendi ifadesinde görmekteyiz: “Bizim muvaffakiyetimiz ancak Üstada sadakatle mümkündür.”3

Bugünün hizmet erlerinin ondan alacağı ne çok şey var aslında. İdealist her genç gibi onun da  gayesi vardı; her gencin olduğu gibi, hayalleri vardı. Allah ona, çok daha hayırlısını nasip etti ve  Risale-i Nur gibi bir servetle, Bediüzzaman gibi bir sevda ile nasiplendirdi. Yani Risale-i Nur’ları tanıdıktan sonra hayatı, hayalleri, gayesi değişir. Bu değişim onu, dünya zenginliğinden alıp “Ford’un servetini verseler kalemini Risale-i Nur’un satırlarından kaldırmayacak”4 bir boyuta taşır.

Risale-i Nur’a talebe olabilmenin şartı tam sadakattir. Sadakat nedir? En veciz, en tecessüm etmiş hâliyle hiç şüphesiz “Zübeyir Gündüzalp” demek yerinde olur. Zira Bediüzzaman’ın tabiriyle; “sadakatte birinci”5 talebedir. Ve buna liyâkatini hayatı boyunca göstermiştir. Bir mesele olduğunda;  “Ağabey ben bunu Üstaddan duymadım, Risale-i Nur’da okumadım”6 diyerek sadakatin timsalini gösterir. Üstadı kendi namına konuşturmamıştır. Demek ki; sadakat bir imtihan ve “Mehdi’nin talebelerinin imtihanı sadakatten olacak ve onların çoğu bu imtihanı kaybedecek”7 hakikati günümüze bakan yönüyle gözler önünde! 

Zübeyir Gündüzalp.. Onu anlatmak öyle zor ki! Öyle bir talebeyi anlatmak çok zor. O ki “talebeliğe binine bedel” kabul edilmiş. “Sende Risale-i Nur’un talebesiymişsin?”8 diye sorulduğunda, en ufak bir tereddüt bile göstermeden; “Üstadım kabul ederse, evet ben de Risale-i Nur’un talebesiyim derim” 9 deyince, Hz. Bediüzzaman’ın, “binine bedel” demesi onun değerini bir kez daha ortaya koyar. Buradan anladığım, pahasına “kâinata değişilmeyen”10 bir dava adamı. 

Zübeyir Gündüzalp deyince akla gelen en önemli şeylerden biri de, Yeni Asya ve tabiî ki Mehmet Kutlular.  “Lahana yaprağı kadarda olsa”11 diyerek samimiyetiyle kurdurduğu naşir-i efkârımızı Kutlular Ağabey’e teslim eder. O da bu vazifeyi -en ağır bedellere- rağmen sapa sağlam bir şekilde temsil etti.

Son söz: Annesinin “gül selveri”, üstadının “kainata değişilmeyeni” Risale-i Nur’un kumandanı ve biz dava adamı namzetlerinin hizmette takip ettiği istikametli çizgisi Zübeyir Gündüzalp’i vefatının 54. yılında rahmetle anıyoruz, arıyoruz, özlüyoruz. Bu vesile ile “ Ben Üstadı bilfiil göremediğim için sadakat dersini Zübeyir Ağabey’den aldım. Davaya sadakat meselesini de, taviz vermeme meselesini de, hayatım pahasına da olsa onu savunma ve müdafaa meselesini de ondan aldım.”12 merhum Mehmet Kutlular Ağabey’i de rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Allah onlardan ebeden razı olsun. Amin, amin, amin. 

Dipnotlar:

1- İ. Kaygusuz , s. 101-102, YAN-2009

2- A.g.e, s. 463

3- A.g.e, s. 358

4- Şualar, s. 469, YAN

5- https://www.yeniasya.com-latif-salihoğlu/zubeyir-sadakatte-birinci_457830

6- Agg

7- https://www.yeniasya.com.tr/m-latif-salihoğlu/meslege-sadakat-yemini-1_216412

8- Şualar, s. 522, YAN

9- A.g.e, s. 522

10- İ. Kaygusuz, s. 206, YAN-2009

11- https://www.yeniasya.com.tr/dizi/gazetemiz-yokken-neler-yapiyorduk_470254

12- İşte Hayatım, s. 172, YAN.

Okunma Sayısı: 755
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Filiz

    15.4.2025 21:30:04

    Allah razı olsun .daim olsun inş hoşgeldin

  • Rabia

    15.4.2025 20:22:00

    Allah razı olsun kardeşim

  • HÇeşitcioğlu

    15.4.2025 13:29:36

    Yine yeniden fırtına esintili bir üslupla ehlen sehlen…

  • Nimet

    15.4.2025 09:03:28

    Tebrikler.Zübeyir ağabeyin sadakati ,hizmeti bizlere her zaman yol gösterici olacaktır inşallah

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı