Avrupa’daki Nur Talebelerinin geleneksel bahar bayramları… Kim bilir, belki de elli sene önce başlamış. Kendimizin şahit olduğu kırk dördüncü bayram… Önceleri Köln’de kutlanıyordu. Sonra Ahlen/ Westfalen şehrinde daha geniş ve güzel imkânlar çıkınca, oraya taşındı. 1987’den bu yana ise mekânı değişmedi.

Küçük kıtanın ücra bucaklarına kadar ulaşan İslâmiyet’le birlikte, Risale-i Nur’lar da gitmiş. Ve sonra Nur Risalelerinin etrafında pervaneler gibi öbek öbek toplanan Nur Talebeleri halkalar oluşturmuşlar. Bazıları bu güzelliğin 1954’te, Berlin’de; Bediüzzaman’ın müstesna talebesi Abdülmuhsin El-Konevî ile başladığını söylüyorlar. Dedim ya, yaşımız bu güzel hikâyenin o mutlu zamanlarını görmeye müsaade etmemiş. Merhum Ali Uçar Ağabey’den dinlemiştim, bu hikâyelerin bazılarını… Bilhassa Almanya’nın kuzeyinden güneyine, batısından Viyana’ya kadar dur durak bilmeden nasıl koşuştuklarının hikâyelerini… Ondan sonra tam dört nesil geçmiş. Veya sancağı yüklenmeye başlayanlar dördüncü nesil. Onlar, henüz gençler ve üniversitelerde okuyorlar. Babalarının veya ağabeylerinin omuzlarındaki ağır yükün altına girmeye başlamış en son nesilden bahsediyoruz.

Buraya gelen ilk nesil, niyeti hemen dönmek olunca bu dili öğrenmemiş. Ancak iş yerinde veya alışverişte meramını anlatacak kadarıyla yetinmiş. Bu hikâyede bahsettiğimiz neslin iki anadili var: Türkçe ve Almanca… Her ikisini de mükemmel konuşuyor. Bilhassa evlerinde programlı olarak Nurlarla meşgul ailelerde yetişen gençlerin Türkçeleri fevkalade güzel. Bu güzelliğin Almanca’da da kendisini gösterdiğini tahmin edebilirsiniz. İşte bu neslin ekseriyetini teşkil ettiği ve organizasyonunu omuzladığı Avrupa Nur bayramının hikâyesi. Bu sene inşaallah 19 Nisan Cumartesi günü Ahlen’de te’sis edecekmiş Nur’un bayramı… Londra’dan, Edinburgh’tan Üsküp’e kadar… İsveç’ten Milano’ya… Türklerin en çok toplandıkları Kuzey Ren eyaletine geleceklermiş.

Bir güzel âdet, elli-altmış sene boyunca gelişerek ve yeni yeni uygulanma yerleri bularak zamanımıza gelmişse, adını tarihe yazdırmış anlamına gelir. Almanya’nın ve hatta Avrupa’nın tarihini yazanlar, bu manzaraları ister istemez çiziyorlar. Ve en güzel resimleri de, Bediüzzaman’dan aldıkları program çerçevesinde dindar Hıristiyanlarla ortak proje ve çalışmalardan çıkararak kitaplarında neşrediyorlar. Merak edenler, Almanya’nın meşhur teologu Karl Josef Kuschel, en önemli tarihçilerinden Peter Scholl-Latour gibi araştırmacıların Müslümanlarla ilgili yayınladıkları kitaplara baksınlar. Ursula Spuler-Stegemann ise, Alman devleti için bizatihi Nur talebelerini araştırmıştı.

Hıristiyanların, Türkçe dilinde “Paskalya,” Almanca’da “Ostern” kelimeleriyle anılan önemli günlerinin ve bayramlarının Almanya’daki kıymeti ve ağırlığı diğer ülkelerdekinden fazladır. (Cuma’dan başlayarak Salı’ya kadar devam eden dört günlük süre… Cuma’yı ölüm ve Pazar’ı da diriliş kabul ediyorlar.) Çok gariptir ki, biz oruçlarımız, bayramlarımız ve diğer önemli günlerimiz için hilâli esas kabul ederken, Hıristiyanlar Ostern için Mart’ın son haftasından başlamak üzere dolunayla belirliyorlar, bayramlarını. Hz. Musa’dan (as) kalma kırk günlük orucun bittiği ve Hz. Mesih’in semaya çekildiği (bazılarına göre, çarmıha gerilip semaya yükseldiği) zamanları tedai ettiren bu bayramdan, Müslümanların Avrupalılardan daha fazla yararlandıklarını söyleyebilirsiniz. Zira Avrupa’nın on binlere varan mescidinde/camiinde, tatilde dinlerini öğrenmeye çalışan çocuklarımız, Müslümanların sosyal aktiviteleri ve Avrupa içindeki Müslümanların tatil fırsatıyla  kendi aralarındaki diyalogları, iddiamızın mübalağa olmadığını size de gösterebilir.  

İnşaallah bu geleneksel bayramımızı, Almanya’nın son otuz senesinin en güzel geçen Nisan’ında kutlayacağız. Türkiye başta olmak üzere Avrupa’nın uzak merkezlerinden Ahlen’e gelecek misafirlerle, 2025 senesindeki Nur’un bayramının; geçmiş zamanlardaki gibi tahassürlerin izalesi, karşılıklı şevk mübadelesi ve simalardaki beşuşiyetlerin yansımaları içinde geçmesine dua ediyor ve imkânı olan kardeşlerimizi, bu vesile ile dostlarıyla birlikte “Nur’un bayramı”na davet ediyoruz.