Gazze’de ateşkes sağlandı diye Filistin ya da Gazze meselesinin çözüme kavuştuğunu düşünmek büyük hata olur.
Nitekim ateşkese rağmen İsrail elinden gelen fenalıkları yapmaya devam ederken, daha büyük zulümler yapabileceğini de ilân ediyor.
İsrail’in keyfî tavırları, insanları öldürmesi ve evlerini yıkması, yeni yerleşim birimleri kurması ve benzeri her türlü fenalık sona ermiş değil. Çelişki şurada ki, İsrail hem bu hukuksuzluklara imza atıyor, hem de ‘büyük devletler’den destek görüyor. Bu durum devam ettiği müddetçe İsrail zulmüne son vermesi beklenebilir mi?
Neyse ki Avrupa ve Amerika’da İsrail zulmünü unutmayan, gündemde tutan ve kınayanlar var. Meselâ, Amerika’dan gelen haberlere göre, New York’taki Columbia Üniversitesi’nde 30 Nisan 2024 tarihinde polisin düzenlediği baskınla son bulan Filistin’e destek gösterileri yeniden başlamış. Filistin destekçisi göstericilerin kampüste oturma eylemine başlamasından saatler sonra kampüsde “bomba tehdidi” olduğuna yönelik yapılan duyurunun ardından polis, protestoculara kampüsten ayrılmaları çağrısında bulunmuş. Yaşanan arbedenin ardından Filistin destekçisi bazı göstericiler gözaltına alınmış. (AA, 5 Mart 2025)
Columbia Üniversitesi’nin Manhattan merkez kampüsündeki bir kütüphane binasında toplanan Filistin destekçileri, İsrail eski Başbakanı Naftali Bennett’in kampüste konuk edilmesini de protesto etmiş.
Bu üniversite öğrencilerinin Filistin’i unutmamış olması önemli. Çünkü daha önce burada başlayan protestolar Amerika’daki 50’den fazla diğer üniversiteye de yayılmış, gösterilerde polis, çoğu öğrenci ve fakülte görevlisi 3 bin 100’den fazla kişiyi gözaltına almıştı. Bu bakımdan buradaki protestolar yeni protestoların habercisi olarak da görülebilir.
Amerika’daki bu haklı protestolara sevinirken, bir yandan da hem ülkemiz, hem de İslâm dünyasındaki eğitim kurumlarının Filistin konusunda tepkisiz kalmaları dikkat çekici. Hiç kimse “Protesto ne fayda verir?” diye düşünmemeli. Kanunlar çerçevesinde, ‘sivil itaatsizlik’ anlayışıyla her türlü yanlışa fikirlerle itiraz etmek en başta üniversite mensuplarının vazifesi olmalı değil mi? Bir fenalık görüldüğünde ona karşı en azından ‘buğz’ etmek icap ettiğine göre; protesto da bir buğz yöntemi değim mi?
Elbette İsrail’e en fazla ve açıktan her türlü desteği veren Amerika’daki idarecileri ikaz etmek için oradaki üniversite mensuplarının protestosu ve tepkisi çok değerlidir. Haklı tepkiler uzun süre devam ederse ABD’li siyasetçilerin buna karşı ilgisiz kalması pek de mümkün olmaz. Zaten en baştan açıktan destek verdikleri İsrail’e, tepki ve protestolar sonrası ‘dolaylı destek’lere başlamaları bu tepkilerin etkisiyle olmadı mı?
Filistin’i de, Gazze’yi de Doğu Türkistan’ı da Arakan’ı da velhasıl nerede haksızlığa uğrayan bir insan varsa onları unutamayız ve unutmamalıyız.