Mekke’nin ve bilhassa Kâbe’nin faziletlerini konu hakkındaki muteber kaynaklardan öğrenmek mümkündür.
Ayrıca hocalarımız vaaz ve hutbelerinde hem hac, hem de umre bahsi açıldığında bu meseleleri etraflıca anlatırlar. Dolayısı ile milletimizin büyük çoğunluğunda hac ve umre iştiyakı ‘zenginlik’ten bağımsız olarak vardır.
Tabiî ki Mekke ve Kâbe denildiğinde hemen Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (asm) hatırlarız ve hatırlamak da gerekir. Hatırlanacağı üzere Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Peygamberimizi (asm) anlatırken şöyle vasıflandırır: “Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber; o bürhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatib, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkeb bir halka-i zikrin serzâkiri...” (Sözler, 19. Söz, s. 370.)
Başta hac farizasını yapmak için Kâbe’ye gidenler olmak üzere Umre ziyaretçilerinin ortaya koyduğu muazzam tabloyu bundan daha güzel anlatan bir ifade var mıdır? Yeryüzü bir mescid olarak düşünüldüğünde Mekke mihrap (imamın namaz kıldırırken durduğu yer), Medine minber (hutbe okunan yer) oluyor. Peygamberimiz de bütün insanlara hatip...
Kâbe etrafında zikrederek tavaf edenleri bu manaları düşünerek takip etmek bu ibadete ayrı bir anlam katıyor. Dilleri ayrı, renkleri ayrı, görünüşte ‘yabancı’ olan milletlere mensup yüzbinler ve milyonlar, “Allah büyüktür” diyerek aynı inancı paylaşıyor ve bunu dünyaya ilan ediyor.
Hac ve umrede ortaya çıkan bu mana umumîleşse ve İslâm ülkelerine de yayılsa “ittihad-ı İslâm” ortaya çıkmış olmaz mı? Hac ve umre ziyaret ve ibadetlerinin İslâm ülkelerinin ittihadına vesile olması mümkündür. Ancak bunun tahakkuk etmesi için bir kişi değil, belki bin kişinin çalışması icap eder. Dolayısı ile bu ziyaretlerin ittihad-ı İslâma vesile olması yönünde ciddi gayretler gerekir. Metaf alanlarında, namaz aralarında ve kısa karşılaşmalarda tanış ve sohbetler elbette yapılıyor. Fakat bu buluşma ve tanışmaların çok daha planlı, programlı ve netice alıcı şekle gelmesinde fayda var.
Bir taraftan hac ve umre ibadeti yapılırken öte yandan hacıların birbirini daha yakından tanıması iyi olmaz mı? Bugün itibarıyla böyle bir çalışma için uygun zemin olduğu söylenemez. Ama bu ihmal edilmemesi gereken bir ihtiyaç...
Mekke mihrabından İslâm alemine ve insanlığa ulaşan ittihad duasının netice vermesini temenni edelim...