Burası dünya ve insanoğlu da ‘çiğ süt’ emdiğine göre kötülük yapanları savunanların olması da mümkündür.
Nitekim dünyanın her yerinde fena işle yapan ve bu işleri yapanları destekleyenler de olmuştur. Fakat kötüyü ve kötüleri savunmanın ‘çok kötü ve yanlış’ olduğunu herkes bilir ve bilmeli.
Son zamanlarda Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmeler üzerine iktidar mensupları ve taraftarları, kendileri gibi düşünmeyenleri “Hırsızları savunmak”la itham ediyor. Böyle yapanların olması da insan tabiatı gereği mümkündür; fakat iktidarın icraatlarına itiraz edenlerin ekseriyetin böyle bir gayesi ve niyeti yoktur. İtiraz büyük ölçüde ‘haksızlığa, adaletsizliğe ve çifte standarda’ karşı yükseliyor. İnsaf ehli biri çıkıp da, “Bu gelişmeler, bu hadiseler, bu kararlar yolsuzluğu önlemek için yapılıyor” diyebilir mi? Elbette böyle diyenler de var, ancak bu kanaat kabul görür mü?
Yolsuzluk iddiaları karşısında büyük bir çifte standart yaşandığına bütün Türkiye şahit olmuştur. Geriye dönüp bakıldığında, adını herkesin bildiği belediye başkanları için hem de ‘kendi partidaşları’ tarafından canlı yayınlarda “Bu şehri parsel parsel sattı. En az yüz tane dosya var” mealinde beyanları olmadı mı? Peki, bu beyanlar sonrasında konuşmada adı geçen belediye başkanları hakkında bir işlem, bir mahkeme süreci yaşandı mı? Üstelik bu iddialar en üst seviyeden dikkate alınmış olacak ki adı geçen ve geçmeyen belediye başkanları görevlerinden alındılar. Dikkat edilsin, belediye başkanları görevlerinden alındı, ama haklarında dava açılıp mahkemelerde yargılanmadı ve iş sürüncemeye bırakılıp unutturuldu. Belediye başkanlarının ne sebeple görevden alındığı net bir şekilde millete izah bile edilmedi. Bu kadar keyfî işlerin yaşandığı bir yerde haktan, hukuktan ve adaletten ne ölçüde bahsedilebilir? Eğer o belediye başkanları ‘kötü işler yaptı’ diye görevden el çektirildiyseler niçin ‘âdil mahkemelerde’ hesap vermediler? Yok, bir kabahatleri yoksa ne diye milletin oylarıyla başkan olan kişiler görevden el çektirildiler? Bu hadiselerin konuşulmaması, tartışılmaması ve tahlil edilmemesi garip değil mi? İktidar taraftarı olanlar bu yaşananları nasıl içlerine sindirebiliyorlar, gerçekten merak edilecek bir durum.
Tabiî ki şimdi de ciddi iddialar gündemde. Fakat o kadar tarafgir hareket ediliyor ki gerçeklerin ortaya çıkması mümkün olmuyor. İktidara mensup belediye başkanlarını görevden alıp gün boyu sosyal medyadan ahkâm kesmesine ses çıkarmayan bir idare ve iktidarın, muhalif belediye başkanlarını görevden alıp tutuklaması ve peşinen ceza anlamına gelecek şekilde hapse atması nasıl bir adalet anlayışı?
Yapılanlara ve yaşananlara itiraz edip, “Bu nasıl bir çifte standart, bu nasıl adalet anlayışı?” diye soranlara; “Hırsızları destekliyorlar” demek insafla, iz’anla, hakkaniyetle izah edilebilir mi?
Adalet, adalet, adalet... Hemen ve herkes için...