"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyasal zorbalık ve tehdit mi?

Ahmet BATTAL
30 Mart 2025, Pazar
AKP sözcüsü Ömer Çelik boykot meselesi ile ilgili olarak önceki gün şunları söylemiş:

“Özgür Özel millî şirketleri boykot etme çağrısı yaparak, sadece kendisinin CHP Genel Başkanlığına liyakatini boykot etmiştir. Özgür Özel'in medya kuruluşlarını ve şirketleri açıkça bu şekilde tehdit etmesi, siyasal zorbalıktan başka bir şey değildir.”

Bu sözlerdeki “millî şirketler” lafının iktisadî ve hukukî kıymetsizliği ve siyasî anlamı meselelerini şimdilik geçelim. 

Çelik bu açıklamalarıyla siyasî literatürümüze yeni iki kavram daha katmış oldu. 

Birincisi dolaylı tehdit. 

Gerçekten, bir siyasetçinin kendi taraftarlarına “Şu şu medya kuruluşlarını boykot edin” demesi ve bunun üzerine bu kuruluşların tiraj/tıklama kaybetmesi bir “tehdit” oluşturur mu?

Olsa olsa dolaylı tehdit oluşturur. Ama bu da kanunlarımızda suç olarak tarif edilmiş değil. 

Yakında TBMM’den bu yönde bir kanun geçerse şaşırmayalım. Hatta metni de biz verelim. 

Şöyle olabilir: “İktidarı destekleyen medyanın eleştirilmesi ve tirajının düşürülmesi için tavsiye ve telkinde bulunulması tehdit sayılır ve bu suçtur!” 

Gerekçesini de şöyle yazarlar: “Medyanın haber verme ve siyasî yönlendirme yapma hakkını korumak demokrasinin en temel şartlarından biridir. Muhalif medya elbette bu hükümden istisnadır. Zira medya dediğiniz iktidara hizmet ederse medyadır!”

Ne demokrasi ama…

İkincisi de siyasal zorbalık kavramı.

Bu zorbalık nasıl ve nerede yapılıyor? Söz söylemek ve muhalefet etmek zorbalık olabilir mi? 

Söz ve söylem tehdidin bir unsuru olursa elbette zorbalık var denilebilir. Ama ortada tehdit yoksa bu durumda bir zorbalıktan nasıl bahsedilebilir. 

Üstelik zor kullanma yetkisi iktidarın elinde ve hatta “tek”elinde iken “sadece konuşabilen” muhalefet nasıl oluyor da “konuşan zorba” sayılıyor? Anlamak mümkün değil. 

Ömer Çelik’in Ekrem İmamoğlu meselesindeki şu beyanları kanaatimizce daha da vahim hatta merd-i kıpti meselini çağrıştırıyor. 

“Bazı CHP'liler, bazı CHP'li belediyelerin yolsuzluk yaptığını söyleyerek, aylardır gündemdeki iddiaları dile getirdi. Bazı CHP'liler, geçmiş kurultayda hile yapıldığını öne sürerek CHP Olağanüstü Kurultayı'nın iptali için mahkemeye başvurdu. CHP yönetimi konuyu saptırmamalı, iddia sahibi CHP'lilere cevap yetiştirmelidir.”

O cevabı biz kendi adımıza “yetiştirelim”:

Yirmi üç senedir iktidar olan ve iktidarda kalabilmek için her türlü hukuksuzluğa imza atmaktan çekinmeyen bir partinin, elindeki imkânlarla muhalif partilere bir tür ajan-provokatör yerleştirmediğini düşünmek ne kadar güzel ve konforlu bir düşünce olurdu. 

Ama bu ülkenin vatandaşları o konforu kaybedeli çok oldu. 

Milletvekili ve belediye başkanı transferlerinde yaşanan hallere bakıldığında “insanın gerçekten hayret edesi geliyor, ama onu bile yapamıyor”. 

Bizce Ömer Çelik kendisine ve partisine şunu sorsun: “Biz neyi yanlış yaptık ki apolitik dediğimiz bir neslin içinden muhalif politik tutum alabilen milyonlarca genç çıkardık? Her biri bir ateş parçası durumuna gelen bunca gençle baş etmek için gelecekte ne yapıp edeceğiz?”

Okunma Sayısı: 1654
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Tahir Mekki

    30.3.2025 16:53:36

    عيدكم مبارك

  • Hüseyin İlhan

    30.3.2025 13:43:43

    Bir ülkede ADALET katledilmiş,hukuk çiğnenmiş,hak'lar gaspedilmiş ve yüce rabbimizin haram kıldığı israfı yapmak 'İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ,diyerek milleitn vergileri iç edilmiş,güya fakir-fukaraya kömür yardımı diyerek alınan kömürün yarısı taş olarakalındığı Sayıştay tarafından tespit edildiği halde gereğini yapma şöyle dursun birde milyarlarca bu hırsızlara destek veren iktidarın günahalrı ne ilk ne de sondur. Şehidini canilere,din kardeşini komünist ÇİN ve siyonist katillere satacak kadar den'ileşen bir iktidar 5 değil günde 500 vakit namaz kılsa,zalimliği,zinayı suç olmaktan çıkarması,faizi yayarak bu haram ile müslümanı dejenere etmesi asla affedilemeez. Bu tablo din istismarcılarının maskesi ni düşüren ve siyonistlerle kolkola olduklarının bir değil onlarca delili,belgesi ile ortada iken ve 28 Şubat zalimleri ile ortak olanalrın tüm maskeleri düşmüştüür vesselam.

  • Salih baş

    30.3.2025 12:48:28

    Arda kardeş gençlik 20 sene sonra toplumun geneli oluyor

  • Pelin Kurukahveci

    30.3.2025 06:26:55

    Bayramınız mübarek olsun hocam 💐💐

  • Arda Yıldız

    30.3.2025 00:56:53

    Sen anaokulundan üniversiteye kadar gençleri kemalist bir süzgeçten geçirirsen olacağı budur. Kemalist ideolojiyi kazıyıp atmadıkça gençlerin solcu olmasının önüne geçemezsiniz. Ancak şunu unutmamak lazım, gençler halkın genelini temsil etmiyor. Nihayet sandıkta toplumun her kesiminin sözü cereyan ediyor. Ve kemalist gençler heveslendikleri ile kalıyorlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı