Namazın her rekatında ve her işin sonunda, “Elhamdulillâhi Rabbil'alemîn/Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun” diyoruz, demeliyiz. Bu ne demektir?
Atom, atomaltı parçalar ve DNA’da birer âlemdirler. (1 gram DNA’da 3 milyar veri depolanır.) İşte Allah sayısız atomları terbiye ediyor. Yağmur damlaları, kar tanelerini de terbiye ediyor? Atom bombası, nötron, protonların yörüngelerinden çıkarılıp terbiyesizlik yaptırılmasıyla patlar! Kâinatta ne kadar atom var? Allah bütün bunları terbiye etmeseydi, ne olurdu?!
70 kilo ağırlığındaki bir insanın vücudu 7 milyar milyar milyar atomdan oluşturulur! Ve yaklaşık 40 trilyon (100 trilyon rakamları da telaffuz ediliyor!) hücresi olduğu tahmin edilmektedir.
Herbirisi ortalama 300 milyar yıldız barındıran 11 trilyon Samanyolu veya Andromeda Galaksi var ve bunlar tek tek terbiye ve idare ediliyor! Kâinat; nötron, proton, foton gibi, tesbit edilen 200 parçası ile atomlardan hücre; uzuv, su, bitki, hayvanlar, unsurlar, yıldızlardan galaksilere, galaksilerden nebulalara kadar sayısız esrarlı varlık, girift-karmaşık hâdise ve enteresan faaliyetlerin cereyan eder. Her şeyin bir şey, bir şeyin her şeyle irtibat; düzen, sayısız, bağ, irtibat ve alış-veriş içinde olduğu âlem içinde âlemdirler!
Rab, terbiye ve idare edendir. Terbiye nasıl anlaşılmalı? Meselâ biz ağaçları terbiye ediyor, kapı, masa, ahşap eşyalar ve kâğıt yapıyoruz. Allah ağaçları terbiye ediyor, binler çeşit meyve, şerbet, baklava, çikolatalar akıtıyor! Toprağı terbiye ediyoruz, kerpiç, çanak, çömlek yapıyoruz! Allah yüz binlerce sebze, meyve çıkarıyor ve milyarlarca canlıları orada yaşatıyor!
“Elhamdulillâhi Rabbil'alemîn/Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun’1 dahi, pek çok hakaiki câmidir (hakikatleri toplamıştır)… Semâvatta binler âlem var. Yıldızların bir kısmı, herbiri birer âlem olabilir. Yerde de herbir cins mahlûkat birer âlemdir. Hattâ herbir insan dahi küçük bir âlemdir. ’Rabbul alemiiin/Alemlerin Rabbi...” tabiri ise, "Doğrudan doğruya her âlem, Cenâb-ı Hakkın rububiyetiyle idare ve terbiye ve tedbir edilir" demektir.”2
İşte “Elhamdulillâhi Rabbil'alemîn/Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun” derken sayısız, sınırsız varlıkları, yani kâinatı terbiye eden Zat-ı Zülcelâle hamd olsun, diyor ve şöyle düşünüyoruz:
Fesübhanellah! Sayısız varlıkları yaratan, idare ve terbiye eden, bir Kadîr-i Zülcelâl, Kàdiri ve âlim-i Külli Şey ve bir Nakkaş-ı Zülcelâle nasıl mağrur olup secde ve hamd etmeyiz!?
Gayb âlemleri varlıkları, atomaltı, atom, hücre, uzuv, unsur, varlıklar, galaksilerin her saniye, her salise, her rabia… her aşire biribiriyle çarpımından hasıl olan rakamların biribiriyle çarpımı sayısınca Subhanellah, Elhamdulillah, Allah’uekber!..
Dipnotlar:
1-Fatiha, Suresi, 2.; 2-Mektubat, Enst./intr., s. 315.