Evet, Risale-i Nur Talebesi olduğumu memnuniyetle ve ilân edercesine söyleyebilirim. İnkâr etmek, Risale-i Nur’un bana verdiği fazilet dersleriyle zıt olduğu için, bu cürmü işlemem. Risale-i Nur’un okuyucusu olan bir kimse, okuduğunu gizleyemez; bilakis, iftiharla bilâperva söylemekten çekinmez. Zira çekingenliği icab ettirecek hiçbir cümlesi veya kelimesi yoktur.
***
Sorgu hâkimliğinde, “Sen Risale-i Nur’un talebesi imişsin?” denildi.
Bediüzzaman Said Nursî gibi bir dâhînin şakirdi olmak liyakatini kendimde göremiyorum. Eğer kabul buyururlarsa, iftiharla “Evet, Risale-i Nur şakirdiyim” derim.
***

Risale-i Nur’dan pek az okuduğum halde, pek fazla istifade ettim. Vatan ve millet ve bütün insanlıkça gayet azîm faydaları temin edecek olan bu çok nâfi’ eser külliyatını eğer servetim olsa idi, neşrettirmek için hepsini sarf ederdim. Zira dinimin, vatan ve milletin ebedî saadet ve selâmeti uğrunda bütün mevcudiyetimi feda etmeye hazırım.
***
Ruhumda büyük bir boşluk hissederek, okuyacak kitap ararken, Risale-i Nur’u okuduğum zaman elimde olmayarak ondan ayrılamadım. Kalbimdeki o büyük ihtiyacı, Risale-i Nur eserlerinin karşıladığını hissettim. İlmî ve imânî şüphelerden kurtaran aklî ve imânî ispatları onda buldum. Böylelikle vesveselerin verdiği sıkıntılardan kurtuldum. Bu hakikatlerden anladım ki, Risale-i Nur, bu asrın insanları olan bizler için yazdırılmıştır.
***
Birimiz şarkta, birimiz garbda, birimiz cenubda, birimiz şimalde, birimiz ahirette, birimiz dünyada olsak, biz yine birbirimizle beraberiz. Kâinatın kuvveti toplansa, bizi yüksek Üstad Said Nursî’den ve Risale-i Nur’dan ve bizi bizden ayıramazlar.
***
Milyonlarla insana din, iman, İslâmiyet, fazilet dersi veren ve onları dinsizlikten muhafaza eden Kur’ân tefsiri Risale-i Nur uğrunda idam edileceksem, sehpaya “Allah Allah, yâ Resulallah” sedaları ile koşarak gideceğim. Komünizme kapılıp dininden çıkan, ebedî felâketlere yuvarlanan ve vatan haini olarak kurşuna dizdirecek cürümlerden gençlerimizi koruyan Risale-i Nur uğrunda kurşunla öldürüleceksem, o kurşunlara çekinmeden göğsümü gereceğim. Üstadım Bediüzzaman için hançerlerle parçalanırsam etrafa sıçrayacak kanlarımın “Risale-i Nur, Risale-i Nur” yazmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
***
Eğer komünistler mürekkep ve kâğıdı yok etmek imkânını da bulsalar, benim gibi birçok gençler ve büyükler fedaî olup, hakikat hazinesi olan Risale-i Nur’un neşri için mümkün olsa derimizi kâğıt, kanımızı mürekkep yaptıracağız. Evet, evet, evet; binler defa evet!..
Şualar, s. 571-579
LUGATÇE:
bilâperva: korkusuzca, çekinmeden.
cenub: güney; bu yöne düşen yer veya ülke.
nâfi’: faydalı, kârlı.
şimal: kuzey; bu yöne düşen yer veya ülke.