Ali Said futbol oynamayı, bisiklete binmeyi çok seviyordu.
Bir de yemek yemeyi. Üstüne de çikolatalar, şekerler, içecekler.. Anlayacağınız ağzı hiç boş durmazdı.
Kaskını taktığı gibi bisikletine atlar giderdi. Nereye mi? Tabiî ki mahallenin bakkal ve marketlerine. Oradan çiğ köfteciye, sonra pastaneye.
Bir gün Ali Said’in midesinde isyan çıktı. Mide: “Arkadaşlar yeter artık ben dayanamıyorum.
Hiç durmadan çalışıyorum. Artık çok yoruldum. Acil toplantı yapmalıyız” dedi.
O gece Ali Said uyuduktan sonra organları toplantıya başladı.
Önce mide konuştu: “Gün boyu yediği yemekleri öğütmekle meşgulüm. O kadar çok yiyor ki, tam dinleneceğim, ağzına pat diye bir şey daha atıyor. Hiç durmadan yiyor. Artık dinlenmek istiyorum.
Bir süre çalışmadan durmak, tatile çıkmak istiyorum. Öğütme ve sindirmeye yetişemiyorum. Ne yediğini ayırt etmekte zorlanıyorum.”
Beyin: “Hesapladım da bu yıl tam 500 kilo yemek yemiş.”
Karaciğer: Arkadaşlar ben sindirilen yemeklerle ilgili 600’den fazla işlem yapıyorum. Bunlar kimyasal işlemler. Zararlı maddelerden vücudu koruyorum.
Kanımızdaki zehirli maddeleri temizliyorum. Vücut ısımızın dengede kalması için çalışıyorum. Vücudumuza lazım proteinleri sentezliyorum. Enerji için lazım olan karbonhidratı depoluyorum. Daha neler neler, saymakla bitmez. Ben de çok yoruldum dinlenmek istiyorum.
İki tane küçük böbrek el kaldırdı.
Başladılar konuşmaya:
“Biz böbrek kardeşimle her gün vücuttaki kanı süzüyoruz ve temizliyoruz. Kanın içinde zararlı bir şey kalmasın diye devamlı filtreliyoruz. Dakikada yaklaşık 1 litre kanı temizliyoruz. Düşünsene bir günde ne kadar eder bu? Bizim de biraz dinlenmemiz gerekmez mi sizce?”
Hep bir ağızdan: “Tatil yapmak hakkımız. Bir süre çalışmayalım, dinlenmeliyiz.” diye konuşmaya başladılar.
Bağırsak şöyle dedi: “Sözü fazla uzatmayacağım. Zaten yetişkin bir insanda yaklaşık 7 metre uzunluğundayım. Kalın ve ince bağırsak olarak iki kardeşiz. Tüketilen besinlerin emilmesini sağlayıp zararlı moleküllerin dışarı atılmasını sağlarız. Bu çocuk bizi de çok yoruyor. Biz de dinlenmek istiyoruz. Peki var mı bir çözümünüz?
Beyin: ”Arkadaşlar sakin olun. Ramazan ayı geldi. Bu ayda bir ay oruç tutması gerekir. Biz de hiç çalışmadan dinlenmiş olacağız.”
Hepsi sevinçle “Ramazan mı geldi? Yani dinlenecek miyiz? Oh be çok şükür” diye konuşmaya başladılar.
Beyin: “Arkadaşlar! Lütfen sakin olun. Bu çocuk oruç tutacak mı henüz bilmiyoruz. Tutmazsa tatili filan unutun.”
Acaba Ali Said oruç tutacak mı?