“ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da soykırımcı Netanyahu ile görüşmesinde, Türkiye’nin Suriye’deki rolünün önemini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çok iyi ilişkileri olduğunu vurgulayarak, ‘O, çok güçlü ve zeki biri’ dedi.
“ABD Başkanı, ‘Erdoğan adında bir adamla çok iyi ilişkilerim var. Basının, Erdoğan’ı sevmeme kızdığını biliyorum ama ben seviyorum, o da beni seviyor ve hiçbir sorunumuz olmadı’ diye konuştu.
“Türkiye’nin Suriye’de kimsenin yapamadığını yaptığını ifade eden Trump, ‘Erdoğan çok güçlü ve zeki bir adam. (Suriye’de) Başka kimsenin yapamadığı bir şeyi yaptı. Hakkını vermek lâzım.’ dedi.”
Haber bu kadar. Daha ne olsun. “Lider dediğin işte böyle olur” dedirtecek bir haber.
***
“Bayram değil seyran değil, eniştem beni neden öptü” sorusu meşhurdur.
Haberin TRT’nin vermediği kısmı aslında başka şeyler de anlatıyor.
Trump Erdoğan için Netanyahu’ya her nedense(!) “hiç duydunuz mu adını” diyor. Ve bu haber bu parçalarıyla Türk Medyasına servis ediliyor.
Ama o haberlerin içinde Netanyahu’nun, Trump’ı “İsrail ve Yahudî halkı için ‘olağanüstü bir dost’ olarak” tarif ettiği bilgisi yok. Önemsiz olduğu için elbette!
Bu sebeple gerisine “muhalif medya”dan bakalım.
***
Netanyahu, Rusya’dan alınıp ABD’ye ve ortaklarına verileceği anlaşılan Suriye’yi ve bölgeyi Türkiye ya da başka bir ülkenin üs olarak kullanmasını istemediklerini de belirtmiş ve şunları da söylemiş:
“Suriye’de Türkiye’yle çatışma istemiyoruz. Başkan Trump’ın Türkiye lideriyle çok iyi bir ilişkisi var. Bu çatışmayı çeşitli şekillerde nasıl önleyebileceğimizi görüştük. Türkiye’yle bu çatışmanın nasıl önlenebileceğini konuştuk. ABD başkanından daha iyi bir arabulucunun olduğunu düşünmüyorum.”
Bu çatışmaları elbette biz de istemeyiz de, önlemek için kim ne yapacak? kim ne alıp ne verecek? ona bakmak lâzım.
Trump da kendisinin açık ara İsrail’in görmeyi düşündüğü ‘en iyi başkan’ olduğunu söylemiş ve “böyle olmak, benim için bir onurdur” demiş. Ama bunlar da yok TRT’nin haberinde.
Trump’a “Türkiye’nin Suriye’yi istikrara kavuşturacağına dair Türk söylemleri” de sorulmuş ve ABD başkanı, Erdoğan’la harika bir ilişkisi olduğunu, Türkiye’nin Suriye’deki varlığının bir sorun olacağını düşünmediğini ve İsrail’in Türkiye’nin Suriye’de daha fazla kontrol sahibi olmasıyla ilgili her türlü sorununu da ‘çözebileceğini’ söylemiş.
Anlamı şu: “Türkiye Suriye’de biz ne dersek onu yapacak.” Bu da o yok TRT’nin o haberinde elbette.
“Erdoğan adındaki bir adamla harika bir ilişkim var. Hiç duydunuz mu adını? Medyanın sinirleneceğini biliyorum, ‘Erdoğan’ı seviyormuş’ diyecekler, ama Erdoğan’ı seviyorum, o da beni seviyor. Hiç sorunumuz olmadı ve az şey atlatmadık kendisiyle. Ve hiç sorun yaşamadık. Her zaman… (Rahip Brunson vakasına gönderme yaparak) Hatırlarsanız rahibimizi geri aldık Türkiye’den. Büyük olaydı o zamanlar.”
TRT’nin haberinde her nedense Rahip Brunson da yok!
***
Ocak 2001’de Başbakan Ecevit ve ekibinin ABD ziyaretinde yaşananları, ziyaret ekibinde bulunan dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan şöyle anlatıyor:
“Beyaz Saraydayız ve atmosfer sıcak. Dostane bir hava var. Ve Başkan Bush Türkiye’nin stratejik ortak olduğunu söyledi. Çıkarlarımızın nasıl kesiştiğinin, ortaklıktan duyduğu memnuniyetin altını çizdi. Enerji başta olmak üzere birçok konuda fikirler masaya yatırıldı. Başbakan Bülent Ecevit de stratejik ortaklık konusunda Bush’la aynı fikirde olduklarını iletti. Bu sırada konu Türkiye’nin komşularına geldi ve Bush; Irak, İran, Suriye konusunda gerekirse askerî müdahale bile yapılabileceğini açıkladı. Ecevit de üç ülkenin komşu ve Müslüman ülkeler olduğunu söyledi. Harekâta sıcak bakmayacaklarını belirtti. İşte o anda Beyaz Saray buz kesti ve o dostane hava gitti. Bush Ecevit’in sözlerinden sonra bir daha konuşmadı. Başbakan da müsaade istedi ve bizi uğurlamadılar bile. Bush sadece Kemal Derviş’in sırtını sıvazladı. Beyaz Saraydan çıktık. Orada hükümetin düştüğünü gördüm.” (Bu bilgiler için soL TV’nin “Medusa’nın Sal’ı: Bir AKP Belgeseli” adlı video belgeselinin 1. Bölümüne bakılabilir.)
Ecevit’ten on gün sonra 27 Ocak 2001’de Erdoğan ABD’ye gitti. Sonra AKP iktidar oldu ve sonra olanları zaten biliyorsunuz.
Başlığı mı? Anladınız siz onu…