Donald Trump “Trump 2.0” şeklinde adlandırılan ikinci ABD başkanlık döneminde, sarsıcı ticaret ve gümrük politikalarıyla öne çıkıyor.
Trump “Kurtuluş Günü” olarak nitelendirdiği 2 Nisan 2025’te %10’luk temel gümrük vergisini bazı durumlarda neredeyse % 50’ye kadar çıkardı. Bu “şimdiye kadar benzeri görülmemiş bir uygulama” şeklinde ABD kamuoyuna sunuldu ve Trump, ABD’lilere “sert/sağlam durun, kolay olmayacak ama sonuçları tarihî olacak” mesajını verdi.
Trump’ın yeni gümrük tariflerinde Çin’e uygulanan %20’lık oran 34 çıkartıldı. Elbette yüksek yeni gümrük tarifesi Çin’in ABD’ye 438,95 milyar dolarlık ihracatında sorunlara yol açacak.
Trump’ın 2 Nisan açıklamasının ardından finans piyasalarında önemli ölçüde düşüş kaydedilmesi, ABD ekonomisi için de olumsuzluk arz ediyor. Trump’ın destekçileri arasında da çatlaklar ortaya çıktı. Eleştiriler “Trump’ın ticaret savaşının kalıcı siyasî yaralar bırakabileceğinin erken işareti” olarak değerlendiriliyor.
Trump’ı eleştirilerin başında danışmanı Tesla CEO’su Elon Musk geliyor. Musk 5 Nisan’da “Kuzey Amerika ile Avrupa arasında sıfır gümrük vergisi” görmeyi umduğunu söyleyerek, Trump’ın stratejisini bozdu. Hatta Musk, başkanının ticaret danışmanı Peter Navarro’yu da “Harvard’dan ekonomi alanında doktora yapmak kötü bir şey, ‘ego/beyin=1’ sorununa yol açıyor” diyerek sert eleştirdi. Eleştirenlerden Hedge Fon’dan Bill Ackman da Trump’ın gümrük tarifelerini yükseltmesini “ekonomik nükleer savaş” ifadesiyle nitelerken, “biz buna oy vermedik” dedi.
Diğer taraftan ABD’de Kongre’nin Trump’ın gümrük tarifelerini geri çekebilir mi? Sorusu tartışılıyor. Bu kapsamda Anayasa’nın 1. maddesi 8. bölümü Kongre’ye “vergi, harç, gümrük vergisi ve ÖTV koyma ve toplama” yetkisini veriyor. Fakat 1930’lardan beri Kongre, tarifelerin uygulanması hususundaki yetkilerini yürütme organına devretmiş durumdadır. Kongre’nin buradaki amacı, yürütmenin daha hızlı hareket edebilmesini sağlamak veya alınması zor kararları yürütmeye devretmek istemesidir.
1932 tarihli Ticaret Genişletme Yasası’nın 232. bölümü de “bir malın ulusal güvenliği tehlikeye atacak miktarlarda veya koşullarda ithal edildiği sonucuna varması”;
1974 tarihli Ticaret Yasası’nın 301. bölümü ise, “ABD Ticaret Temsilcisi’nin, bir yabancı ülkenin bir eylemi, politikası ya da uygulamasının mantıksız veya ayrımcı olduğunu ve ABD ticaretini engellediğini veya kısıtladığını” belirlemesi;
1977 tarihli Uluslararası Acil Ekonomik Yetkiler Yasası da yürütme organına “tamamen veya önemli ölçüde ABD dışından kaynaklanan, ABD’nin ulusal güvenliğine, dış politikasına veya ekonomisine yönelik herhangi bir olağandışı ve olağanüstü tehdit ile başa çıkmak için” yetki veriyor. Bununla, Ulusal Acil Durumlar Yasası benzerlikler gösteriyor. Tüm bunlar başkanının yaptırımlarına izin vermektedir.
Dolayısıyla Trump, Kongre’nin daha önce yürütmeye verdiği yetkilerden yararlanarak 20 Ocak 2025’te güney sınırında ABD’ye gelen göçmen ve yasadışı uyuşturucu akışıyla ilgili “acil durum ilan etti”. 1 Şubat’ta ise, acil durumu genişleterek hem Meksika’ya hem de Kanada ve Çin’e tarifeleri yürürlüğe koydu. 3 Mart’ta her üç ülkeye yönelik uygulamaları genişletti. 2 Nisan’da Çin’e uygulanan acil durum ve tarifeleri bir kez daha genişletti. 9 Nisan’da Çin’e uygulanan gümrük tarifelerini %125’e çıkardı ve diğer tüm ticaret ortaklarına karşılıklı gümrük vergilerini 90 gün süreyle askıya aldı. Bu da piyasalarda büyük bir artışa neden oldu.
Böylece Trump, Kongre’nin gümrük tarifelerini geri çekebilir mi tartışmalarını ve tarife uygulamalarına yönelik eleştirileri bir süreliğine durdurma yoluna seçti.