"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir çevre felâketi olarak savaş

Mehmet İmamoğlu
13 Nisan 2025, Pazar
Savaş, bu zamanda literatürden kalkması gereken bir kelime olmasına rağmen, ne yazık ki sıklıkla yaşıyor, duyuyoruz.

Günümüz dünyasında çoktan ‘kılıçların kınına girmesi’ lâzımken, hâlen savaşların sürmesi iyiye ve hayra alâmet değil. Artık savaşların eskiye göre çok daha yıkıcı olması da ayrıca düşündürücü. İnsanlık, mesaisini bilim ve teknolojide bir yarışa dönüştürmesi gerekirken, ölüm makineleri üretimleriyle övünür olmuş. Kimi insanların, insanlığı fesada vermek için bir yarışta olduğunu da görüyoruz. 

Taşkın Tuna, Çevre isimli kitabında, "Bir serçe kuşunu öldürmek için bir mermi patlatılsa dünya bir derece değişmiştir" diyor. ABD Başkanı Dwight David Eisenhower, “İmal edilen her tabanca, denize indirilen her savaş gemisi, atılan her roket, nihaî analizde, acıktığı hâlde doyurulamayanlardan, üşüdüğü hâlde giydirilemeyenlerden çalınmış demektir" demiş. Körfez Savaşı sırasında Irak’a 88 bin ton bomba atılmıştı. Filistin’de patlatılan tonlarca bombaya ne demeli? 

Filistin Çevre Kurumu, Gazze’ye atılan bombanın 2. Dünya Savaşında kullanılan bombanın üzerinde olduğunu ifade ederek, İsrail’in bombardımanının geniş tarım alanlarının yok olmasına yol açtığına dikkat çekmiş. İsrail’in Gazze şeridinde başta insan hayatı, sonra her türlü canlı organizma için tehdit oluşturan fosfor bombası kullanılmasına dikkat çekilen açıklamada, bombardıman ile yer altı sularına sızan kimyasalların, Gazze’deki canlı hayatı olumsuz etkileyeceği ifade edilmiş.

Gazze’deki tıbbî yardım örgütü de, sokaklarda cesed yığınlarının olmasının, bir çevre felâketine yol açacağı uyarısında bulunmuş. Beytüllahim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mazin Qumsiyeh, İsrail'in onlarca yıldır süren saldırılarının Filistin topraklarında yol açtığı biyoçeşitlilik kaybını "Çevresel Nekbe" olarak tanımlamış. 

İsrail tarafından hayata geçirilen uygulamaların bölgedeki çevresel etkiler arasındaki uyumu bozduğunu, 1950’lerde Ürdün Nehri’nin akışının değiştirilmesinin bunun en somut örneği olduğunu vurgulayan Qumsiyeh, "Eskiden Ürdün Nehri’nden yılda 1,35 milyar metreküp su akarken şimdi yılda sadece 20 milyon metreküp su akıyor. Bu, artık bir nehir değil, küçük ve kirli bir dereye dönüştü. Bu durum, nehrin etrafındaki hayvanları, bitkileri ve geçimlerini bunlardan sağlayan insanları yok etti" diye konuşmuş. 

İsrail’in son bir yıldır bu savaş sebebiyle ortaya çıkardığı sera gazı emisyonu, birçok ülkenin toplam yıllık emisyonuna eşdeğer. Savaş, bir çevre, sağlık, insan hakları ve çevresel adalet meselesidir.

Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşın da çevreye verdiği zararlar, yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Bu kirlilikler küresel çapta ve bütün insanlığı ilgilendiriyor. Bu konu ile ilgili olarak The Guardian'da yapılan araştırma şu şekildedir: Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının ilk iki yılındaki iklim maliyetinin, 175 ülkenin tek tek ürettiği yıllık sera gazı emisyonlarından daha yüksek olduğunu, bunun da artan ölü sayısı ve yaygın yıkıma ek olarak küresel iklim acil durumunu daha da kötüleştirdiğini ortaya koyuyor.

Rusya’nın işgali, doğrudan savaş, arazi yangınları, rotası değiştirilen uçuşlar, zorunlu göç ve fosil yakıt altyapısına yönelik askerî saldırıların neden olduğu sızıntıların yanı sıra, gelecekteki karbon emisyonlarından kaynaklanan emisyonlardaki artış yüzünden en az 175 milyon ton karbondioksit eşdeğeri (tCO2e) üretti.

Görüldüğü gibi savaş bütün insan ve canlıların zararına olan    kötü bir fiil. O hâlde, insanlığın hayrına çalışan bütün vakıflar, dernekler, gruplar bu kötülüğe karşı birlik olmalı. Yoksa "Günaha, zulme ve haram yemeye koşanlar." (Maide Suresi: 62) kendi menfaatleri için dünyayı fesada verebilirler.

Okunma Sayısı: 379
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı