"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yatıştırma vazifesi

M. Latif SALİHOĞLU
09 Nisan 2025, Çarşamba
İnsanlık tarihinin belki de en “geçimsiz” çağında yaşıyoruz.

Rekor seviyedeki boşanmaların, aile bireylerinin birbirinden koparcasına uzaklaşmaları, bu acı gerçeğin en bâriz bir göstergesi. Aile fertlerinden tutun toplumun en geniş dairelerine kadar görünen aynı geçimsizlik-uyumsuzluk hâli, akıllı hamiyet sahiplerini derinden derine düşündüyor; ayrıca, onları çare arayışına sevk ediyor.

*

Evet, şu dehşetli asrın en yaygın bir marazı olan benlik, enaniyet, gurur, kibir gibi hâller, insanların birbiriyle anlaşmasını, uzlaşmasını alabildiğine zorlaştırmıştır.

Bu durum, hâliyle asabiyeti besliyor, gerilimi tırmandırıyor; dolayısıyla, derin kırılmaları netice veren çatışmayı körüklüyor.

İşte tam da bu noktada, hamiyet sahiplerinin devreye girmesine ve inisiyatif kullanarak yatıştırıcı olmasına, sulhkârâne rol almasına ihtiyaç hâsıl oluyor.

*

Asrın manevî tabibi olduğuna inandığımız Bediüzzaman Hazretleri, hayatının bütün safhalarında daima asayişi temine çalışmış ve ümmetin evlâtları arasındaki husumeti gidermeye, gerilimi düşürmeye, çatışmalarda adeta barış elçisi gibi davranarak kâmil manada yatıştırıcı rol almaya çalışmıştır.

Bir çırpıda akla gelen bazı misalleri şöylece sıralayabiliriz:

İstanbul’a ilk geldiği yıllarda [1907-1908-1909] onun bu yatıştırıcı vazifesini hakkıyla yaptığını görüyoruz. 

Meselâ, Bosna’nın ilhakı sebebiyle Avusturya mallarına boykotaj uygulanması esnasında, Kürt hamalların siyasî maksatlara âlet edilmeye çalışıldığını fark eder etmez, hemen onların toplandığı yerlere gidip anladıkları dilden nasihatlerde bulunarak, provokasyonlara karşı dikkatli davranmalarını sağlamıştır. 

Kezâ, “31 Mart Vakası” esnasında, komutanlarını dinlemeyerek kışlalarını terk edip sokaklara dökülen Avcı Taburlarına yine anladıkları dilden hitap ederek takdire şayan bir hamiyet örneğini sergilemiştir. En az sekiz taburu yatıştırmaya muvaffak olmuştur. Aksi hâlde, günlerce devam eden o kargaşalı ortamda çok daha fazla kardeş kanı dökülecekti.

Bir başka misâl, Şeyh Said Hadisesi’ndeki yatıştırıcı rolüdür. 1925 senesinin Şubat ve Mart aylarında Elaziz-Diyarbekir arasında patlak veren ve bütün bölgeye yayılma istidadı gösteren o kanlı boğuşma, şayet Bediüzzaman Hazretlerinin yatıştırıcı inisiyatifi sayesinde olmasaydı, hiç şüphe yok ki yekûn zayiat çok daha büyük rakamlarda olacak ve çatışmalar daha aylarca, belki yıllarca devam edip gidecekti. Hatta diyebiliriz ki, o hadise, Allah muhafaza ülkeyi bir iç savaş arenasına çevirebilirdi.

*

Kemalist rejim çatışmadan beslendiği için, Said Nursî gibi yatıştırıcı rol oynayan zatların kıymetini takdir etmesi bir yana, aksine onları tehlikeli görüp cezalandırma cihetine gitti. Sürgünler, hapisler, zindanlar, elli sene devam eden mahkemeler, hep sebeple yaşana geldi.

Evet, Kemalist rejim, 1925’teki Şeyh Said Hadisesinde Kürt-Türk çatışmasını körüklediği gibi, 

1937-1938’deki Dersim Katliâmında da Alevî - Sünnî düşmanlığını besleyip kökleştirmeye çalıştı. Aradan yüz sene kadar zaman geçtiği hâlde, taraflar arasında açılan o derin yaralar maalesef hâlâ kapanabilmiş değil.

Şu var ki: Hz. Bediüzzaman’ın açmış olduğu Asr-ı Saadet modeli kardeşlik çığırından gidenler, her şeye rağmen, taraflar arasında yine de yatıştırıcı rol aldılar ve almaya devam ediyorlar.

Evet, bu onlar için pek mühim bir vazifedir. Özelde bu vatanın, genelde ise ümmetin fertleri arasında meydana gelen veya gelecek olan dahilî bir nizada, bir gerginlikte veya çatışma riski taşıyan hadiseler hengâmesinde, Nur Talebelerinin vazifesi, aynen Üstadları gibi yatıştırıcı olmaya, aralarındaki husumet ateşini söndürmeye, uhuvvet ve muhabbetlerini arttırmaya bütün kuvvetiyle çalışmaktan ibarettir. 

Ne mutlu, bu hizmette hissesi ziyade olanlara...

Okunma Sayısı: 2372
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    10.4.2025 05:46:31

    Üsdat hazretlerinin ortaya koyduğu musbet hareket düsturu toplumun büyük bir kesiminde makes bulmuş, özellikle muhalifler her türlü baskı, zulüm ve haksızlığa rağmen tepkilerini kırmadan dökmeden ortaya koymaya çalışmaktadır. Demokrasilerde Muhalefet bir denge unsurudur. Muhalefeti hukuksuz bir şekilde susturmaya yok etmeye çalışan zihniyete karşı yine musbet hareket düsturu içinde karşı durmak, Demokratik tepkiyi göstermek, gösterenlere destek olmak gerekiyor.

  • Ömer

    9.4.2025 16:02:15

    Evet, şu dehşetli asrın en yaygın bir marazı olan benlik, enaniyet, gurur, kibir gibi hâller, insanların birbiriyle anlaşmasını, uzlaşmasını alabildiğine zorlaştırmıştır.Doğru söze ne denir. Çuvaldızı önce kendimize batıralım.

  • Mehmet Türeli

    9.4.2025 14:48:42

    Dersim katliamı M. Kemal zamanında ve talimatı ile yapıldığı halde alevlerin ekserisi kemalist olmaları şaşırtıcı bir durum, makam mevki için şeref ve onur ayaklar altına alınır mı

  • ömer ergün

    9.4.2025 12:42:30

    Müsbet hareket...

  • İbrahim FİŞEK

    9.4.2025 11:43:12

    Rabbimiz ebeden razı olsun, günümüzde ihtiyaç duyulan meselelere dair yazınız için...👏👏👏

  • HASAN DOĞAN

    9.4.2025 11:29:29

    İşte Üstad'ın tüm bu yatıştırıcı rollerini biz risale i nur mensupları da özellikle bugün dinci siyasalcıların körüklemeye çalıştıkları ve CeHaPe zihniyeti de diyerek dinsiz gösterdiği kısmı ile güya kendilerine destek veren safdil ve gafil dindar kısmı karşı karşıya getirerek ve çatıştırarak siyasetini maalesef tahkim etmek istediği bir hengamede Üstad'ın Meşrutiyet,Adalet ve Hürriyet ekseninde Zulmün karşısında olup milletin hep birlikte bu din umumun malıdır ve hiç bir kimseni ve/veya parti ve/veya tarikat ve camaatin tekelinde olmadığını göstererek İTFA yani yangını söndürme vazifesini yapmalıyız bu zamanda.....

  • Mustafa Yalçın

    9.4.2025 10:05:14

    Allah razı olsun abim. Tamda ihtiyaç anında can simidi gibi geldi. Özellikle bu zaman itibariyle sakin olunmalı. Gerginlik hiç bir şeyi çözmüyor. Çözmemişte.

  • Abdullah

    9.4.2025 06:19:29

    Yazıda belirtiltiği gibi toplumun değişik kesimlerinde olan çatışmaları durdur mak için yatıştırıcı olmak gerekiyor.Ha kikaten bu gerilimler yoplumun huzuru nu emniyet ve asayişini bozuyor. Tarafgirlikle bu yangına körükle gidilme melidir.Kimin elinde ne kadar su varsa bununla söndürmeye çalışmalıdır. Tamirciler az olduğu için ihtilaf ve çatış malar gittikçe yayılıyor.Toplumun emni yet ve asayişini, huzur ve güvenini, bir lik ve beraberliklerini sağlamak için başta hükümet olmak üzere,bütün sivil toplum kuruluşları azami bir gay retin içinde olmalıdırlar.Allah korusun içteki bu gerilimler tehlikeli boyutlara varabilir!.işte bunu önlemek için, ilim adamlerine, eli kalem tutanlara büyük iş düşüyor.ilim ile, akıl ve mantıkla, ikna yoluyla halledilmeyecek hiçbir mesele yoktur.Medenilere yakışan da ilimle bu ikna yolunu seçmektir.Bu makale yerin de ve zamanında yazılmış çok önemli bir yazıdır.Ağzına ve yüreğine sağlık sevgili yazarımız.

  • Mustafa caylak

    9.4.2025 05:16:44

    Bediüzzaman hazretleri nin Âlemi İslam ve Anadolu insanına en büyük nasihat ve Uyarısı dahildeki Siyasi ve Dünyevi cekismelerde musbet hareket etmek, Herkesin haklıyım dediği kirli ve menfaat üzerine gelişen Siyasi,politik, fitne ateşine karşı, Kur'an ve sünnet dairesinde , sabırla İman ve Ahlak hizmetine devam etmek, Dua ile ,Alemi İslam ve Müslüman ahalinin Selameti için Fitnelerin tahribatından Emin olması için, Allah CC iltica edip, Kaderin hükmünün hayırlara tecelli etmesini beklemek olmuştur... Fitne Hariçten geliyorsa, Dahildeki bütün kavgaları terk Edip, İttihad ı İslam ile, Cihadı Ekber sancağı altında toplanmalarıni istemişti. Günümüzde büyük fitne içerde daha çok hissedildiği için, Nur talebeleri itidal, feraset, basiret ile, Musbet harekete noktai istinad olma özelliğine devam etmelidir. Ne iktidar, nede Muhalefetin kısır siyaset topuzuna el ve destek vermemelidir.

  • Ramazan tavşan

    9.4.2025 03:11:28

    Aile toplumun özü, nuvesi. Karı kocasının İzzet ve onurunu koruyup gozetecek, koca da hanımına kanaat edecek. İlk fırsatta yeni sevgili ve ya İslami kesimde moda olan imam nikahlı sevgili aramayacak ki. Ailede saygı ve hürmetle uzun ömürlü olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı