"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İyilikler tevzi edilir, kusurlar reislere verilir

M. Said ZEKİ
22 Temmuz 2024, Pazartesi
“Ey Müslümanlar, sizin en hayırlınız olmadığım halde, sizi idare etmek üzere seçildim. İyilik yaparsam, bana yardım ediniz; kötülük yaparsam, beni doğrultunuz.

Doğruluk, emanet; yalancılık da hıyanettir. (...) Allah’a ve Resulü’ne itaat ettiğim müddetçe, “bana itaat edin! Şayet ben, Allah’a ve Resulü’ne isyan edersem, artık bana itaat yoktur.” (Kenz, III/130 İbn Sa’d, Mehamili, Urve’den).

Peygamberimizden (asm) sonra halife seçilen Hz. Ebubekir’in (ra) ilk konuşması ne kadar ibret verici ve faziletlidir.

*** 

Yaratılış ve hukuk açısından kimse kimseden üstün değildir. Fazilet; adalet, itidal, hoşgörü, doğruluk ve dürüstlük, azim ve sebat, ülfet, kardeşlik ve dostluk, sevgi ve dayanışma, cömertlik, ağırbaşlılık, cesaret ve kahramanlık gibi güzel  haslet ve erdemler demektir.

Hakiki fazilet sahibi insanlar, alçak gönüllü olur kibirlenmez. Kendini hiç kimseden üstün görmez ve hiçbir zaman bir saygı ve hürmet beklentisi içinde olmazlar.  

Faziletli değil ama ‘faziletfuruş’ olanlar ise; ihlasla asla bağdaşmayacak şekilde; kendini üstün, salih ve manevî makam sahibi görüp, başkalarından saygı ve hürmet görme arzusundadır.

DAHA DÜNE KADAR...

Hani derler ya; adamın biri köye muhtar seçilmiş. Ahaliyi toplamış ve “Yüce Allah’ın işine bakın! Ben de daha düne kadar sizin gibi sıradan bir insandım. Ama bugün muhtar oldum” diye ‘havalı’ bir konuşma yapmış.

Böyleleri bir toplumun, cemaatin yaptığı iyilikleri kendisi yapmış gibi böbürlenir. Yaptığı hata ve kusurları kendi üzerine almaz, hep başkalarını suçlayıp tenkit eder.

Bazıları faziletleri ile seçildiği makamı şereflendirirken, faziletten yoksun bazıları ise seçildiği makamın şerefi ile ile böbürlenirler. İyilik ve güzellikleri temellük etmek isterler. 

“Hakikat ise, müsbet şeyler, haseneler, iyilikler cemaate, orduya tevzi edilir ve menfîler ve tahribat ve kusurlar başa verilir. Çünkü bir şeyin vücudu, bütün şeraitin ve erkânının vücudu ile olur ki, kumandan yalnız bir şarttır.

Ve o şeyin ademi ve bozulması ise, bir şartın ademiyle ve bir rüknün bozulmasıyla olur, mahvolur, bozulur. O fenalık başa ve reise verilebilir. İyilikler ve haseneler, ekseriyetle müsbet ve vücudîdir. Başlar sahip çıkamazlar. Fenalıklar ve kusurlar, ademîdir ve tahribîdir. Reisler mes’ul olurlar.“ (Şualar, 315)

HESAP VERİLEBİLİRLİK

Bu kural orduda, siyasette, ticarette olduğu kadar, dinî hizmetlerde de geçerlidir. Yani yapılan güzel hizmetlere “başlar sahip çıkamaz, iyilikler cemaate tevzi edilir.” Bir hata, kusur, yanlış varsa, bu vazife için seçilen kişiler mes’uldür. Mensup olduğu gruba veya cemaate hesap vermekle mükelleftir. 

Böyle hareket etmeyip, etrafındaki insanlara hükmeder, amirlik taslar, etrafındakilerin sürekli kendisini dinlemelerini ve saygı göstermelerini beklerlerse; huzur, ihlas, dostluk ve muhabbet bozulur. Hizmet şevki kırılır. Bu tarz hareket menfi duyguları harekete geçirir, karşıdaki insanların damarını tahrik eder.

KIYAMET KOPMADAN...

Bir toplumda, cemaatte ihlas, sebat, sadakat olmazsa, birlik ve beraberlik içinde hareket edilmezse, ihtilafa düşüp birbirini tenkit ederlerse, huzur ve güven ortamı kaybolur. Suç ve karışıklık artar.

Allah böyle bir topluluğa rahmet nazarı ile bakmaz. Nihayetinde “fabrika sahibi de, o fabrikayı bütün bütün kırıp dağıtır,” kıyameti koparır.

Kıyametin kopmasını çabuklaştırmak istemiyorsak; işlerimizde Allah rızasını esas alarak, meşveretle, kardeşlik şuuruyla, ihlas ve tevazu içinde imana, İslâma, adalet ve barışa hizmet etmeliyiz. Vesselam.

Okunma Sayısı: 1380
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erhan

    22.7.2024 09:04:56

    Şahsi çıkar ve menfaatlerimizi hep ön planda tuttuğumuzdan, hak hukuk adaletten ayrılarak doğruları söylemekten imtina eden bir toplum olduk. Bu durum, bizim kişiliğimize darbe vurarak karakterimizi zayıflattı. Dolayısıyla her yöne evlilik çevrilbilen bir millet olduk hak hukuk adalet demokrasi haykıran insanlara atmadığımız iftiralar kalmadı, bu ülke dikiş tutmaz artık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı