"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Wildfires

Ahmet DURSUN
15 Ocak 2025, Çarşamba
Amerikalılar “wildfires” diyorlar. Söndürülmesi güç ateş, kontrol edilemeyen yangın… Belki de “hellfire” demeliydiler; Cehennem ateşi ya da ya da Allah’ın gazabı.

Tek başına Almanya dahil, Avrupa’daki bir çok ülkeden daha zengin olmakla övünen California’nın zenginler ve ünlüler şehri Los Angeles tarihinin en korkunç, en büyük yangınlarından biriyle imtihanda. Şu ana kadar yaklaşık 150 milyar dolarlık maddî zarara yol açan ve bir türlü durdurulamayan yangınla ilgili o kadar çok komplo teorisi konuşulmakta ki… Hepsi bir tarafa, ben de tüm saflığımla, Colombia Üniversitesi’nde çalışan bir akademisyen adayına, Amerikan halkının ya da entelektüel camiasının bu yangını Gazze’de bir insanlık dramına yol açan İsrail saldırılarıyla ilişkilendirip ilişkilendirmediklerini, bu yangını “İlâhî bir ikaz” olarak görüp görmediklerini soruyorum. 

Yüz binlerce yerlinin katledilmesiyle, onların kanı üzerinde kurulan bir medeniyetten bahsettiğimizi, Amerika’da her yıl kasırga, sel ve yangın felâketleriyle birlikte onlarca olay olduğunu ve hiçbirinde “İlâhî ikaz” anlamında bir yoruma rastlayamayacağımızı cevabını alıyorum, biraz da alaycı bir yaklaşımla. Her şeyi maddede arayan, materyalizmi bir din haline getiren bir toplumdan, sahip olduğu güçle küresel şeytaniyetin öncülüğünü yapan bir yapıdan manevî arınmayı sağlayacak bir yüzleşmeyi beklemek hakikaten safdillik olurdu, benimki de biraz öyle oldu.  

Amerikalılar tüm zararlarının sigorta şirketlerince karşılanacağını, maddî kayıplarının fazlasıyla tazmin edileceğini, Los Angeles’in daha şaşaalı bir şekilde yeniden hızlıca inşa edileceğini düşünerek eğlencelerine devam edebilirler.  Esfel-i safilîn çukurlarında dolaşanlar, Gazze’de bombalanan evlerin karşısında yaktıkları sigaralarıyla, iğrenç bir şekilde gülerek poz veren İsrail askerlerini alkışlamayı, insanlığın vicdanını sızlatan katliamlara destek vermeyi de sürdürebilirler. Onlar anlamak istemese de, hakikatte, dünyayı yakanlar ateşle tanıştı, Gazze’yi ateşe verenler Cehennemî ateşi hissetti. 

İspanyolca “Melekler Şehri” demek olan Los Angeles, Amerikalıların gurur duydukları, güçlerinin bir simgesi olarak reklamını yaptıkları Hollywood sebebiyle “şeytanlar şehri” olarak da mazlum dünyanın zaten hedefindeydi. Zira Hollywood, Amerika’nın küresel çaptaki şeytanî planlarının dünya toplumlarına yutturulması, açığa çıkmasını istemedikleri yalanların doğru olarak kabul ettirilmesi, dünya çapında istedikleri doğrultuda bir kamuoyu oluşturulması işlevini üstlenen önemli bir merkezdi. Bununla birlikte heva ve hevesi teşci etmeyi medeniyetlerinin temel prensibi olarak gören bir anlayışın da tüm dünyada yaygınlaştırılmasında, her türlü ahlâksızlığın ve fuhşiyatın normalleştirilerek “özgürlük” adı altında bir hayat tarzı olarak benimsetilmesinde, son yıllarda aile kavramını yerle bir etme yolunda mesafeler kateden cinsiyetsiz toplum projesinin işletilmesinde bu merkezin rolü oldukça büyüktü. Yine de tüm saflığımla merak ediyorum: Dünya sinemasının bir sembolü haline gelen “Hollywood” yazısının  cafcaflı tabelası alevler içinde harf harf çökerken zaman zaman küresel çaptaki planların da bir parçası olan Hollywood’un yıldızları, malikanelerinin yanışını çaresizce izleyen milyarderler, bir şekilde Cehennem ateşini hisseden Los Angeles sakinleri, “Acaba bir yerde yanlış mı yaptık?” diye düşünürler mi?  

Başa gelen her hadisede kader-i İlâhînin bir işareti ve musibetlerin de İlâhî bir ikaz olduğunu bilenler için bazı soruların cevabı nettir. Masumların ahı arşa erişmeye görsün, yeryüzünün nasıl hiddetlendiğini biz iyi biliriz de, İsrail için dünyayı yakacağı tehdidini savuranlar bunu bir anlayabilse.   

Okunma Sayısı: 1781
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin Şahin

    16.1.2025 00:16:49

    Dünyayı, özellikle Orta Doğuyu kan gölüne çeviren zalimler, kendilerine ikaz dersi olduğunu anlaman istemeseler de, İnsanlık vicdanı bunun ne anlama geldiğini düşünecek, bu olayı değerlendirmeye mecbur kalacak ve gerekli DERSİ çıkaracaktır..İnşaAllaah ...

  • Rauf

    15.1.2025 20:57:52

    Biz depremden gereken dersi aldık mı? Biz derken millet olarak, hatta Nur talebesi olarak... " Yıkılsa da daha güzel bir şekilde yeniden inşa ederiz" cümleleriyle bir nevi meydan okundu.

  • S.topuz

    15.1.2025 07:44:05

    ..."Fakat her halde o eskiden beri nurlar yeri olmuş bir yeri zulmetten kurtarmak için, bizim gibilerin âhlarını ateşlendiren onun duasıdır ve himmetidir. İşte o gece Meşihat kısmen yandı. Herkes vâ-esefâ dedi. Ben ve benim gibi yananlar, Elhamdülillah dedik. Zannederim ki, bu fakir millete ikiyüz milyon zarar veren adliye dairesindeki yangında böyle bir mana var. İnşâallah bu da bir ikaz ve intibahı verecektir. Ateş bazan sudan ziyade temizlik yapar. Hakikatlı bir latîfe: Sultan Süleyman-ı Kanunî, kesretli kırk çeşme sularını İstanbul'a getirdiği vakit, Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi ona demiş: "Hilaf-ı şeriat kanunları Avrupa'dan getirdiğin cihetle, İstanbul'a öyle bir bok sıçtın ki; o getirdiğin suların cümlesi üzerinden akıp geçse, yüz senede temizleyemez." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Sikke-i Tasdik-i Gaybi - 161- 🙌🌹🤲🌹❤🌙☝️🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇩🇪🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    15.1.2025 07:39:55

    " Ezcümle: Ben menfî olarak İstanbul'a getirildiğim vakit, bir zaman Meşihat-ı İslâmiye dairesinde bulunan Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye'deki hizmet-i Kur'aniyeye çalıştığım için, o alâkadarlık cihetinde "Meşihat dairesi ne haldedir?" diye sordum. Eyvah! Öyle bir cevab aldım ki; ruhum, kalbim ve fikrim titrediler ve ağladılar. Sorduğum adam dedi ki: "Yüzer sene envâr-ı şeriatın mazharı olmuş olan o daire, şimdi büyük kızların lisesi ve mel'abegâhıdır." İşte o vakit öyle bir halet-i ruhiyeye giriftar oldum ki, dünya başıma yıkılmış gibi oldu. Kuvvetim yok, kerametim yok, kemal-i me'yusiyetle âh vâh diyerek dergâh-ı İlahiyeye müteveccih oldum. Ve bizim gibi kalbleri yanan çok zâtların hararetli âhları, benim âhıma iltihak ettiler. Hatırıma gelmiyor ki, acaba Şeyh-i Geylanî'nin duasını ve himmetini, duamıza yardım için istedim mi, istemedim mi bilmiyorum. Fakat her halde o eskiden beri"... Sikke-i Tasdik-i Gaybi - 161

  • M. Erol

    15.1.2025 05:50:25

    İçimizde bir seneyi aşkın zamandır yanan Filistin ateşine su serpen, teselli, tefekkür, tedavi, terapiler yapan ve gelecek için ümit tedai ümitler veren güzel, hoş, latif, anlamlı bir yazı olmuş onlar anlamasa da....

  • Yahya

    15.1.2025 01:12:16

    Hikmetini ancak Allah bilir. Rabbim tüm masum ve mazlumların yâr ve yardımcısı olsun. Amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı