Tatlı bir heyecanın habercisidir gece 12’yi beklemek.
Gece 12 çoğu Yeni Asya mensubu için farklı bir mana taşır. Sabah gelecek kâğıt gazeteden önce “www.yeniasya.com.tr” sitemizi ziyaret etmenin lezzeti başkadır. Meraklı gözler e-gazete bölümünü arar. Manşet, yazarlarımızın özenle yazdığı makale ve haberlerde gezinmenin keyfini yaşayan bilir. Merak hissiyatının en güzel istimal edileceği alanların başında da bu faaliyetler gelir. Sıcak gündemi Risale-i Nur penceresinden anlayan bir gazete büyük bir nimettir. Doğru hususları merak ettiğimizde internetin mâlâyani meşgalelerinden uzak durmuş oluruz. Bir anlamda şerlerden koruyan bir paratoner gibidir Yeni Asya…
Gerçek haberin adresi!
Bu güzellikleri yaşayan her mensup elbette bunu sosyal medya gibi platformlarda paylaşmaya çalışarak diğer insanların istifadesine vesile olmayı bir vazife bilir. Zira doğru haber çoğu insanın hasret olduğu bir ihsandır. “Gerçekten haber verir” sloganı kuru bir iddia değildir. En az tekzip alan gazetenin Yeni Asya olması elbette bu hakikati ispat eder…
Tek akıl mı? Ortak akıl mı?
Ülkemiz de dahil birçok ülkenin en önemli problemlerinin başında tek akılla hareket etmek geliyor. Siyasî partiler, cemaat ve STK’lara bakıldığında bu hâl daha bâriz görünüyor. Çözüm ise “Riyaset-i şahsiyenin kat’iyen aleyhindeyim”1 cümlesinde gizli. Ailemiz ve tüm kurumlarımızda “Asya’nın bahtının miftâhı, meşveret ve şûrâdır” kaidesini şiâr edinmek zorundayız. Zira bu asırda tek kişinin aklıyla değil, şahs-ı manevî’nin ortak aklıyla hareket etmek gerekiyor. Yeni Asya’da; haberlerden manşete, yayınlanacak makalelerden, röportajlara kadar her adımda istişare edilmesi çok kıymetli ve ehemmiyetlidir. Bu mânâda ülkemiz ve dünyamız için rol model hükmündedir.
Hakkın sesi: Yeni Asya
Yeni Asya güçlüye göre değil, hakka ve hakikate göre hareket eder. Rüzgâr nereden eserse o yöne savrulmaz. Eskiden “Haydar” dediğine “Haydo” veya “Haydar Ağa” demez.2 “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun.”3 emrine uygun bir yayıncılık yapar. Çoğunluğa göre de hareket etmez. Zira “Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.”4 âyetindeki ikazın farkındadır.
İki kritik viraj:
İstibdat ve Eleştiri
Bir yapının terakki etmesi istibdat unsurlarından arınması ve eleştiriye açık olmasına bağlıdır. Yeni Asya bu konuda da rehberlik ettiği aşikârdır. Yazarlarımızın makaleleri bir tetkik komisyonuna havale edilir. Herhangi bir yanlışlık var ise ilgili yazara bildirilerek düzeltilmesi istenir. Gerekli düzeltme yapıldıktan sonra yayınlanmasına izin verilir. Makaleyi okuyanlar eğer isterlerse yorum yaparak katkıda bulunabilirler. Böylece eksiklikler tamamlanarak daha zengin bir muhteva ortaya çıkar. Neticede makaleyi yazan, okuyan ve yorum yapan herkesin kazandığı bir sistem meydana gelir. Bu sistemin tıkır tıkır işlemesinin ön şartları ise baskı, zorlama olmaması ve eleştirilere hoşgörü nazarıyla bakabilmektir. Yeni Asya’nın da yaptığı tam olarak budur…
En büyük kadro!
Ülkemizin en geniş yazar kadrosunu sahip gazetenin adı Yeni Asya’dır. 56 yıldır yüzlerce yazarın yetişmesine vesile olan Yeni Asya’ya “Yazar okulu” dememizde bir sakınca ve mübalağa olmasa gerektir. Bugün medyada meşhur olan yazarların çoğu Yeni Asya tezgâhından geçmiştir. Bu vakıa istikbalde dahi nice yazarlarımızın bu hizmet kervanına katılacağının habercisidir…
Yazar niçin yazar?
Peki, bu kadar yazar niçin canla başla fikir üretmeye çalışıyor? Maksatları nedir? Çoğu yazarımızın esnaf, öğretmen, memur gibi mesleklerle iştigal ettiği hâlde yazma motivasyonunu sağlayan nedir? Ücret, makam gibi dünyevî bir gaye bu motivasyonu sağlayamaz. Demek ki uhrevî bir amaç söz konusu. “Amelinizde rıza-i İlâhî olmalı.”5 düsturunda özetlenen bir hedef var. Şahs-ı manevî mensubu olmanın ve karınca kararınca bu kudsî vazifeye katkıda bulunma derdi nurlu gönülleri sarmış. Bu lezzetli, saadetli ve huzurlu derdi doya doya yaşama biçimlerinden birinin yazarlık olduğu anlaşılıyor…
Elbette ki Yeni Asya’yı diğer gazetelerden ayıran daha birçok alâmet-i fârikaları vardır. Bediüzzaman Said Nursî’nin başyazar olması, haram görüntüler ihtiva etmediği için ailecek okunabilmesi, bedel ödemeyi göze alarak 1980 Anayasa Oylaması, 28 Şubat gibi örneklerde görüldüğü gibi yıllar sonra haklılığının anlaşılması, herhangi bir sayısının yıllar sonra bile okunabilmesi, aldanmaması ve aldatmaması ilk akla gelen misallerdendir…
Biz ne yapabiliriz?
Bunca emeğe biz de en azından her gün gazetemizi satın alarak, okuyarak, elimizden geldiğince yorumlayarak ve paylaşarak diğer muhtaç gönüllere ulaştırmaya çalışmalıyız. Bunun da iman hizmetinin bir parçası olduğunu hatırlamalıyız. “Doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğa”6 hasret milyarca insana deniz feneri gibi yol göstermek elzemdir…
Yeni Asya’nın; “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”7 âyetindeki müjdeye manevî cihadıyla ulaşacağını ümit ediyoruz. Yolun açık olsun Yeni Asya…
Dipnotlar:
1- ESDE, s.110; 2- ESDE, s. 212; 3- Mâide Sûresi, 8;
4- En’am Sûresi, 116; 5- Lem’alar, s. 275; 6- ESDE, s.192;
7-Âl-i İmrân Sûresi, 104.