“Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini umut eden (gibi) midir? De ki: ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünürler.”1
“Haydi diyelim ki hakkında biraz bilginiz olan konuda tartıştınız; bu bir nebze normal karşılanabilir. Peki, ne diye bilmediğiniz hususlarda tartışıyorsunuz? Hâlbuki gerçeği Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.”2
“Neticede onlar kıyamet gününde kendi günahlarını tamâmen yüklendikleri gibi, bilgisizce saptırdıkları kimselerin bazı günahlarını da yükleneceklerdir. Dikkat edin, sırtlarına ne kötü bir yük alıyorlar!”3
“Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi yaptıklarından sorumludur.”4
“Allah, hakkında hayır dilediği kimseye din hususunda büyük bir anlayış verir.”5
“Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten âlim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır.”6
“Sakın… terakkiyatınızda şeytana uyup hikmet-i İlâhiyenin semavatından, tabiat dalâletine sukuta vasıta yapmayınız. Vakit be vakit başınızı kaldırıp Esmâ-i Hüsnâma dikkat ederek, o semavata uruc etmek için fünununuzu ve terakkiyatınızı merdiven yapınız. Tâ ki fünun ve kemâlâtınızın menbaları ve hakikatları olan Esma-i Rabbaniyeme çıkasınız ve o esmanın dürbünüyle, kalbinizle Rabbinize bakasınız.”7
Dipnotlar:
1- Zümer Suresi,9; 2- Âl-i İmrân Suresi,66
3- Nahl Suresi, 25; 4- İsrâ Suresi, 36;
5- Buhârî, İlim 10; 6- Tirmizî, Zühd 14; 7- Sözler, s.244.