Dile kolay; Yeni Asya 55 yılını doldurdu. 1970 senesinin Şubat ayında, kış mevsiminde ve bir dizi yokluklar, imkânsızlıklar içinde Bâbıâlî’nin ufkunda bir güneş gibi doğdu.
Diğer gazetelerden farklı ve tamamen kendine has bir misyonla çıkan Yeni Asya, şimdiye kadar yayıncılık dünyasının hemen bütün dallarında güzel meyveler verdi.
Yarım asrı aşan bu zaman zarfında, ülke ve dünya çapında itibarlı bir ekol, bir marka hâline geldi. Her sahada eleman yetiştiren bir okul vazifesini gördü. Her yaşa hitap edecek neşriyat hizmetinde bulundu: Gazete, kitap, dergi, takvim, dijital yayıncılık, vd.
Uzun soluklu ve kararlı bir neşriyat hizmetini yapmada rüştünü ispat etti. Yeni Asya’da yetişen kadrolar, çocuklar için Can Kardeş, hanımlar için Bizim Aile, gençler için Genç Yorum, büyükler ve akademisyenler için Köprü isimli dergileri çıkararak, Türkiye’de rekor denilebilecek bir başarıya imza attı.
En mühimmi, Risale-i Nur Külliyatı’nın ihtiyaç duyulan hemen bütün versiyonlarını yayın sektörüne kazandırmada dirayetli bir rol oynadı.
*
Hz. Bediüzzaman’ın Risale-i Nur ile ortaya koymuş olduğu siyasî-içtimaî meslek ve meşrebini neşir ve ilân etmek, Yeni Asya’nın vazgeçilmez hizmetlerinin başında gelir. Bu husus, özellikle gazete olarak Yeni Asya’nın “olmazsa olmaz” bir şiarıdır.
Bunun yanı sıra, bu vatan ahalisinin ihtiyaç duyduğu, yahut hayatî olduğu kanaatine varılan hemen her konuda neşriyat yapmada, Yeni Asya yine öncü rolünü ifa eden bir marka hâline geldi.
Meselâ, vaktiyle çok ses getiren bazı kampanyaları yürüttü. Bunlardan 1970’lerde “Müstehcen neşriyat ve Türkiye” kampanyası, geniş kitlelerin destek ve teveccühünü kazanırken, sanat ve siyaset âlemini de harekete geçirdi.
Kezâ, 1978’de başlayan “Yeter! Söz Bediüzzaman’ın: Anarşi, sebep ve çareleri” başlıklı kampanya, bir süre sonra önce kitap olarak yayın dünyasına kazandırıldı, ardından dillere destan panel açık oturumlar ile konuyu büyük kitlelere mal etti.
1980’lerde “Gençlik Yılı” münasebetiyle, yine ses getiren yayınlar ve panellerle gençliğin problemlerine çare teklifleri ortaya koyarken, Mehmet Akif’i, Çanakkale Şehitlerini anma programlarıyla farklı açılımlara imza attı.
Yine 1980’li yıllarda, bizzat kendimin de içinde aktif şekilde vazife almış olduğu rekor baskılı kitap serileri çıktı: İlim-Teknik Serisi. İlâhiyat Serisi. Gençlik Serisi, Çocuk Serisi, aynı şekilde fıkıh, roman ve hikâye sahasında, yine “best-seller” diye tabir edilen rekor baskılara imza atıldı.
Bir taraftan da belgesel tadında video filmler hazırlandı: İnanç ve Namaz, Besmelenin Esrarı, Varlıkların Dilinden ve daha birçok video kasetleri peşpeşe yayıncılık sektörüne kazandırılmış oldu. Bu tür hizmetler, bilhassa dinî neşriyat sahasında yine öncü marka olmayı başardı.
Zamanla radyo ve televizyon yayını hizmetlerine de ihtiyaç hasıl oldu. Bu noktada yeni bazı adımlar atıldı, atılıyor. İmkânlar el verdikçe, yetişmiş eleman sayısı arttıkça, bu sahada da boşluk bırakmayacak şekilde kaliteli hizmetlerin ortaya konması ümit ve temenni ediliyor.
*
Bütün bu neşriyat hizmetlerinin ifa edilebilmesi için, şüphesiz iyi derecede yetişmiş kadrolara ihtiyaç vardır. Zira, bilhassa bu zamandaki yayıncılık hizmetleri amatörlüğü kaldırmıyor. Bu tür hizmetler ya profesyonelce yapılır, ya da yapılmaz.
Risale-i Nur neşriyatında, Yeni Asya, emsalleri arasında gayet iyi bir durumda. Külliyatın hemen bütün versiyonlarını tam teşekküllü olarak bulundurmak için azamî derecede gayret sarf ediliyor.
Bu köklü fedakâr camia, yetişmiş entelektüel kadrosuyla birlikte üzerine aldığı diğer bütün neşriyat hizmetlerinin de hakkını tam verecek şekilde geleceğe yönelmesini ümit ve temenni ediyoruz.