"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

(Merhum) Mehmet Kutlular'dan hizmet hatıraları: Birliğimizi gazete sağlar

21 Şubat 2025, Cuma 21:04
Zübeyir Ağabey yayıncılığın, özellikle gazete yayıncılığının önemini biliyordu. Biz de yayıncılığın ne kadar önemli olduğunu ondan öğrendik.

1967’de İttihad çıkmaya başladı. Manşetler çok “vurucu” seçiliyordu. İslâm’ın bütününü kucaklayan ve İslâm’ı müdafaa eden bir muhtevası vardı. İslâmî grupları, geniş anlamıyla her zaman kucakladık.

Üstadımızdan Allah ebediyen razı olsun. Bize hiçbir İslâmî gruba karşı husumet, adavet, düşmanlık gibi bir duygu aşılamadı. Eserlerde de böyle bir şey yok. Dolayısıyla biz Üstadımızın da ifadesiyle, “Herkesin benim mesleğim haktır veya daha güzeldir demeye hakkı vardır; ama yalnız benimki haktır veya yalnız benimki güzeldir demeye hakkı yoktur” prensibinden hareket ettik. Böylece, kendi dışımızdaki İslâmî grupların hizmetlerine de memnun olup, alkışladık. Gayet tabiîdir ki, kendi mesleğimize, kendi meşrebimize ve kendi Üstadımıza da sahip çıktık ve sadık kaldık.

Bu yayın politikası sonucu, bir ara -yanılmıyorsam-İttihad, sadece kendi imkânlarımızla dağıtmamıza rağmen, elli binlik bir baskı sayısını yakalamıştı.

Bu dağıtım işinde, Nur Talebeleri gazetenin, âdeta emirber neferi gibi davranıyorlardı. Sahip çıkıp, bizzat satıyor, dağıtıyorlardı.

Bu açıdan çok mânidar bir hatırayı kaydetmek istiyorum: Said Özdemir Ağabey,  “Zübeyir Ağabey İhlâs gazetesine sahip çıkmıyor, benimsemiyor” diye sitem etmişti. Hiç unutmuyorum, bu söz Zübeyir Ağabeyi çok üzmüştü: “Ne demek kardeşim? Bir gazete Üstadımızdan bahsedecek de ben ona sahip çıkmayacağım, olur mu?” diye; onu tekzip etmek için gidip Süleymaniye Camii’nin kapısında, Fatih’te ve başka yerlerde bizzat İhlâs’ı satmıştı.

Zübeyir Ağabey yayıncılığın, özellikle gazete yayıncılığının önemini biliyordu. Biz de yayıncılığın ne kadar önemli olduğunu ondan öğrendik.

İttihad’ın yayını, bu şekilde 12 Mart 1971 Muhtırası’na kadar devam etti. Sıkıyönetim süresiz kapattı. 1973’te açıldı ise de, günlük Yeni Asya yayında olduğu için, tekrar çıkarmaya ihtiyaç duyulmadı.

“GÜNLÜK GAZETE” İHTİYACI

Risale-i Nur Talebeleri tarafından çıkarılmamasına rağmen, o dönemlerde, Babıâli’de  Sabah ve Mehmet Şevket Eygi’nin Bugün isimli gazeteleri, günlük gazete ihtiyacını karşılamak üzere alınıyor, okunuyordu. Hatta abone buluyor, onlara sahip çıkıyorlardı. Bu durum, Zübeyir Ağabeyin ifadesiyle, mealen, şöyle  bir cemaatî sıkıntı meydana  getiriyordu:

“Kardeşlerimiz, o gazetelerin içindeki yazıları, neşriyatı okuyorlar. Bunlar Üstadın mesleğine, meşrebine zıt olan şeyler. Siyasetinden tutun da, hizmet tarzına kadar gazeteyi okuyunca, onun belirli yazarları da var, gazetenin şahs-ı manevîsi var, bir tesiri var. Bir güven veriyor. Ve kardeşimiz, ‘Benden daha iyi biliyorlar’  diye düşünüyor. Böylece o tarzı benimsiyorlar.”

Bu durumun hizmetimize sekte vurduğunu, bünyemizde birtakım sıkıntılar meydana getirdiğini yaşayarak görüyordu.

Dolayısıyla Zübeyir Ağabey şunu söylüyordu: “Kardeşim, biz haftada bir çıkıyoruz. Bunlar her gün çıkıyor. Dolayısıyla onların yaptığı bu olumsuz etkiyi gideremiyoruz.”

Alternatif sunmadan tenkidi yeğlemezdi. Meselâ biz kardeşlere, “‘Kardeşim, bu gazeteleri okumayın!’ desek; onlar, ‘Ne okuyacağız, ihtiyacımız var?’ diye cevap verecekler. O zaman bizim günlük bir gazete çıkarmamız lâzım ki, ‘Kardeşim! Bak o gazeteyi okuyacağına, bizim çıkardığımız bu gazeteyi oku’ diyebilelim.”

Bu günlük olarak çıkacak gazeteyi yayınlayanlar, Üstadın sosyal ve siyasî meselelerdeki ölçülerini bilen Nur Talebeleri olacaktır. Öyleyse olayları değerlendirirken o ölçülere göre değerlendireceklerdir. Cemaatî anlamda tam bir dayanışma hâli, bu noktada da birlik beraberlik sağlandığında ortaya çıkacaktır.

Bugün hâlen de, en çok sıkıntı veren şey, siyasî ve sosyal olayların yorumlanmasındaki farklılıklardır. Çünkü bu gibi olaylar yoruma açıktır. Cemaatî bir yapıda, böyle konularda birbirinden farklı çok sayıda görüş seslendirilirse, yapıda ister istemez çatlaklar, birlik ve beraberlikte, kardeşlik duygularında, dolayısıyla dayanışmada zaafiyet noktaları meydana gelir. Bu da çalışma ve hizmet etme şevkini kırar.

Zübeyir Ağabey bunun için, “Bu gazetenin mutlaka günlük olması lâzım. Bu bizim birlik ve beraberliğimizi siyasî noktada da temin edecek. Aynı zamanda meslek ve meşrebe de uygun çıkacağı için ölçü olacaktır. Aynı zamanda haberleşme aracımız da olacaktır. Yani bu gazete hem düşmanlarımıza cevap, hem de dostlarımıza hakikatleri ifade aracı olacak, onları yayacaktır. Hem de bizim haberleşmemizi sağlayacaktır” diyordu.

https://www.yeniasya.com.tr/dizi/birligimizi-gazete-saglar_470529

Gazete bizim için günlük bir lâhika mektubudur

“Zübeyir Ağabey bir direkti, bir harçtı. O hayatta iken biz çok rahattık. Çünkü o “paratoner” gibiydi. Şimşekleri o üzerine çekiyordu. Biz, yani İstanbul’da onun etrafında bulunan Nur Talebeleri, daha rahat hareket ediyorduk. Hatta şöyle bir benzetme yapabiliriz: Peygamber Efendimiz buyuruyor: “Ömer yaşadıkça aranızda fitneler olmaz.” Çünkü o, dirayetli, adil, İslâm’ın meselelerine karşı çok hassas ve çok samimi. İslâm’a ters şeylerin üstüne tereddütsüz gidebilen bir insan. İşte Zübeyir Ağabey de Nur Talebeleri içinde böyle bir şahsiyetti.

Zübeyir Ağabeyin gazete neşriyatı noktasında bana ölçü teşkil eden bir değerlendirmesini de aktarmak isterim: “Bu gazete bizim için âdeta günlük bir lâhika mektubudur. Sadece Risale-i Nur’un imanî meselelerini okumak, bizim ittihadımızı yeteri kadar temin etmez. Üstadın hayat-ı içtimaiye, hayat-ı siyasiye ve mesleği noktasındaki ölçülerinde de ittifak etmedikçe ve onları Üstada göre anlamadıkça; o ittihat ve ittifakımız tam olmaz. Dolayısıyla bunu da sağlayacak gazetedir.”

Ayrıca Zübeyir Ağabeyin Üstaddan gördüğü şekliyle uyguladığı bir yaklaşımı  vardı: Bazı insanların gazeteye gitmesini istemezdi, yani gazetenin hazırlandığı mekâna... Çünkü, “Kardeşim bunlar hangi şeyi tutsa orada fânî oluyor” derdi. Zübeyir Ağabey, bazı insanların gazete ile meşgul oldukları takdirde, zarar göreceklerini biliyordu. Çünkü, o da Üstad Hazretlerinin herkese gazete okutmadığını görmüştü. Zübeyir Ağabey veya onun gibi olanlara okuttururmuş.

Yani, benim Zübeyir Ağabeyin bu uygulamasından anladığım, siyasî ve sosyal meseleleri doğru değerlendiremeyecek, daha safî kalp insanların, bu gibi meselelerden çok, hizmetin diğer kısımlarında çalıştırılmasının daha doğru bir tercih olacağıydı. Bir çeşit “istihdam politikası inceliği”ydi.

Zübeyir Ağabey siyasî noktalarda, bilhassa üst seviyedeki insanlarla çok ilgilenirdi. Siyasîleri, özellikle müsbet olanları uyarmayı ihmal etmezdi. (...) Yani, Üstadın siyasîleri ve siyaseti Kur’ân, vatan ve millet için uyarı görevini o da yürütmekteydi.

Ben de, hizmet hayatım boyunca, bu davranışı rehber edinmeye çalıştım. Demirel ile onun zamanında, bu anlamda kurulan ilişkiyi hiç kesmedim; sonra arkadan gelenlerle de devam etti.

https://www.yeniasya.com.tr/dizi/gazete-bizim-icin-gunluk-lahika-mektubumuzdur_469642

Daima yapıcı olduk

Mehmet Kutlular’ın bir kuruluş yıl dönümü mesajı:

Yeni Asya, Kur’ân’ın bu zamana dersi olarak telif edilen Risale-i Nur Külliyatı’nda ifade edilen ve milletimizin, hatta bütün insanlığın ihtiyaç duyduğu hayat prensiplerini “matbuat lisanıyla konuşturmak” gayesiyle yayın hayatına atıldı. Milletimizin 1000 yıllık tarihini şereflendiren değerleri savundu. Değişen olaylara, değişmeyen ölçülerin ışığında yaklaştı. Daima imanın, hakkın, adaletin, meşrûiyetin, millet iradesinin müdafaasını yaptı. 

HAKKIN HATIRINI ÜSTÜN TUTTU

Her zaman hakkın hatırını yüksek tutma prensibini esas aldı. Hiçbir şahsî, zümrevî ve siyasî menfaate alet olmadı. Daima yapıcı oldu. Tahripkâr zihniyet ve uygulamaların karşısına çıktı. İnandığı meselelerin üstüne samimiyet ve cesaretle yürüdü. Tiraj kaygılarından uzak bir şekilde, doğruluğuna inandığı fikirlerin müdafaasını yaptı.

Gazetecilik mesleğini hakkın hizmetinde kullanma gayesiyle yayın hayatına atıldı ve yine bu anlayışla neşriyatına devam ediyor. Yeni Asya’nın mümtaz vasfı, ilk günden bugüne koruduğu tavizsiz istikrar çizgisi. İnşaallah bundan sonra da Allah’ın lütfu ve aynı ideali paylaştığı okuyucularının desteğiyle aynı yolda devam edecek.

Okunma Sayısı: 481
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı