"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hürriyet aynasında Yeni Asya

Süleyman KÖSMENE
21 Şubat 2025, Cuma
Hazret-i Âdem‘den Gelen Hürriyet

Önce Hazret-i Âdem’in (as) yaratılışında gündeme geldi hürriyet-i şer’iye nuru. Bu nuru, bizzat Cenab-ı Hak melaikeleri muhatap almak, onları iradelerinde muhtar kılmak suretiyle âleme ilan etti. Hiç ihtiyacı olmadığı hâlde ve sırf hürriyeti insanlığın hamuruna koymak hikmetiyle melaikelere:

“Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” buyurdu.1

Melaikeler emre itaatkâr, ama iradelerinde muhtar olduklarını şöyle gösterdiler: “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” 

Cenab-ı Hakkın, melaikelere durumu arz etmesi sadece hürriyet davasının tohumunu atmak içindi. Buyurdu ki: “Ben sizin bilmediğinizi bilirim!” 

Melaikeler teslimiyetlerini şöyle gösterdiler: “Seni bütün eksikliklerden tenzih ederiz. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur.”2      

Peygamberler Hürriyetçidirler

Hürriyet davası, daha sonra bütün Peygamberler için temel ilke oldu. 

Peygamberler, teklif var, icbar yok prensibiyle; “Hak budur; dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.”3 Fehvasıyla insanlar üzerinde zor kullanmadılar, şiddet uygulamadılar, baskı yapmadılar, hakkı ve hidayeti insanların “iradelerine” teklif ettiler. 

Peygamberler tebliğ ettiler; iradelerinde muhtar bulunan insanlardan dileyen iman etti, dileyen inkâr etti. 

Kur’ân Hürriyeti İmanda Şart Koştu

Hürriyet davası en son ve en etkin biçimde Kur’ân’da ifadesini buldu. 

Kur’ân’da hürriyet imanın çok özel vasfı olarak kendini gösterdi. “Dileyen öğüt alır.”4,  “Dileyen, Rabbine ulaştıran bir yol tutar.”5 “Sen, onlar üzerinde zor kullanıcı değilsin.”6 gibi ayetler imanı hürriyete bağladı. Bediüzzaman’ın, “Hürriyet Rahman’ın ihsanıdır, çünkü o imanın hassasıdır”7 demesi bundandır.

Nihayet Kur’ân ileri medeniyet çağının kitabı olması hasebiyle, “hürriyet” davasını toplum yönetiminde de emretti. “İşleri aralarında şûra ile yaparlar.”8 Veya “İş konusunda onlarla müşavere et.”9 gibi ayetlerle, rey-i vahidi değil; ortak iradeyi, ortak aklı, ortak fikri insanlığın gündemine emir kipiyle taşıdı. 

Bu emrin ilk uygulayıcısı Peygamber Efendimiz (asm) oldu. 

Ardından Hulefa-i Raşidîn hürriyet-i şer’iyenin uygulayıcıları oldular. Dört Halife Devri, tam bir hürriyet asrı olarak tarihlere geçti.  . 

Ardından bu dava Hazret-i Ali’den (ra) Hazret-i Hasan’a (ra) ve Hazret-i Hüseyin’e (ra) intikal etti. Hazret-i Hasan (ra) sırf Müslümanlar arasında tarafgir durumda bulunmamak için kılıncını geri çekti, Hazret-i Hüseyin de (ra) bu davayı başına havale eyledi.10 

Bediüzzaman Hürriyeti Savundu

Hürriyet davasını tarihin aydınlık sayfalarından çıkarıp, dört mezhebi de referans göstermek suretiyle bu asrın medeniyet çarşısına getiren Bediüzzaman Said Nursî oldu. 

Bediüzzaman Cumhuriyetten önce meşrutiyet-i meşrua unvanıyla müdafaa etti bu davayı, Üçüncü Said döneminde “demokratlık” adıyla güncelleyerek savundu.

Ve Bediüzzaman İslâmiyet adına başka hiçbir siyasî oluşumu caiz görmedi.  

 Ve Yeni Asya

İşte Yeni Asya yol haritasını bu güçlü referanslardan aldı. Elli beş yıldır, şu ülkenin sarp dağ ve derelerindeki vahşet ayılarıyla, cehalet ejderhasıyla, husumet kurtlarıyla11 çok cedelleşti. 

Çok dövüldü. Ama yılmadı. Çok kırıldı, ama eğilmedi. Çok inceldi, ama kopmadı! Çok ezildi, ama dik duruşundan taviz vermedi. Elhamdülillahi hâzâ min fazl-i Rabbî!

Teşekkürler sana Yeni Asya! Tebrikler sana Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi!

Sizi ayakta alkışlıyorum. Doğum günün kutlu olsun Yeni Asya’m!

Dipnotlar:

1- Bakara Suresi: 30., 2- Bakara Suresi: 32., 3- Kehf Suresi: 29., 4- Abese Suresi: 12; Müddesir Suresi: 55., 5- İnsan Suresi: 29; insan iradesine vurgu yapan benzer ayetlerden bazıları:  Kehf Suresi: 29; İnsan Suresi: 29; Nebe Suresi: 39; Abese Suresi: 12; Müddesir Suresi: 55; Müzzemmil Suresi: 19; Rum Suresi: 38., 6- Gaşiye Suresi: 22., 7- Münazarat, s. 59., 8- Şura Suresi: 38., 9- Âl-i İmran Suresi: 159., 10- Münazarat, s. 37., 11- Münazarat, s. 29.

Okunma Sayısı: 781
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    21.2.2025 18:09:18

    Şahısların değil, prensip ve kaidelerin arkasında durmak. Binlerce tebrikler ediyoruz.56 YILIN KUTLU OLSUN.👏👏👏👏🤲🌅 “Hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. Zira, hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra fedâ edilmemek gerektir. Fakat şu hüsn-ü zannınızı kabul etmem. Zira bir müfside, bir dessasa hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız.”-Münazarat, Enst./inter., s. 59. “Ben taşımı sabıka (geçmişe) atıyorum. Bazılarının hatırı kırılsa da mâzur tutulsun. Yalnız hakkın hatırı kırılmasın. Zira, milletin hatırı, onların hatırından daha âli, daha galîdir (yüksek ve kıymetlidir).”-Münazarat, Enst./inter., s. 95, eski baskı. “Beni mâzur tutsanız, febihâ (ne alâ, ne güzel)... Ve illâ hürriyet var; tahakküm yoktur…”-Muhakemat, Enst./inter., s. 128.

  • HASAN DOĞAN

    21.2.2025 10:35:52

    Bugün maalesef hürriyetten istibdada onu döndürmek isteyen bir güruh var.......

  • Yahya Yıldız

    21.2.2025 07:50:50

    “Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin” şiarını kendine prensip edinmiş bu nurlu ve onurlu yolun aziz, sıddık, çilekeş ve fedakar kahraman hadimlerini canı gönülden tebrik ediyor, Rabbimden kıyamete kadar bu bayrağı hak, hukuk, adalet ve istikamet dairesinde muhafaza ve muvaffak etmesini diliyorum…

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı