“Beni mihenk taşına vurdunuz. Acaba fırka-i hâlisa dediğiniz adamlar böyle mihenge vurulsalar, kaç tanesi sağlam çıkacaktır?”1
Mihenk taşı, keyfiyeti ortaya çıkaran, altın mı bakır mı olduğunu anlamamızı sağlayan bir ölçü aracıdır. Akıl, ilim ve irfan dünyasına asil bir çağrıdır.
Korkuyu, tereddütü ve menfî algıyı gidermenin yolu mihenge vurmaktır. Test edilince okunanların hakikat olduğu anlaşılır, salâbet ve sadâkat artar, iman parlar. Hakikatli bir eserin değerini düşürmez, yüceltir.
Hakikat kahramanları, bundan çekinmezler, hatta memnun olurlar. Risale-i Nur ve talebeleri hakkında açılan davalar, aynı zamanda birer mihenk davasıdır, yüzakı ile neticelenmiştir.
KADER-İ İLÂHÎ’NİN MÜSAADESİ
Bediüzzaman Hazretleri imtihanın nasıl şiddetli olacağını, nasıl ince eleklerden eleneceğimizi, kader-i İlâhînin niçin müsaade ettiğini izah ediyor:
“Birden, bu sabah kalbe ihtar edildi ki: Siz bu şiddetli imtihâna girmek ve inceden inceye sizi kaç defa altın mı, bakır mı diye mihenge vurmak ve her cihette sizi insafsızca tecrübe etmek ve ‘Nefislerinizin hisseleri ve desiseleri var mı, yok mu?’ üç dört eleklerle elenmek; hâlisâne, sırf hak ve hakikat namına olan hizmetinize pek çok lüzumu vardı ki, kader-i İlâhî ve inâyet-i Rabbâniye müsaade ediyor.
Çünkü, böyle meydan-ı imtihânda inatçı ve bahaneci insafsız muarızların karşısında teşhir edilmesinden herkes anladı ki; hiçbir hile, hiçbir enâniyet, hiçbir garaz, hiçbir dünyevî, uhrevî ve şahsî menfaat karışmayarak, tam hâlis, hak ve hakikatten geliyor.”2
İNCE ELEKLER
Dünya imtihan yeridir. “‘İnandık’ dediyseniz imtihan olunmayacağınızı mı zannediyorsunuz?”3 Başta Peygamberler olmak üzere, büyük zatlar hep ağır imtihanlardan geçti. Bizler de imtihan oluyoruz. 2017 de soruşturması başlanıp 2024’te beraatle biten Güleçyüz, Özdabak davasında çok ince elekler kullanıldı. (Yeri gelmişken belirtelim ki; araştırma sadece ikisi hakkında değildi, merhum Mehmet Kutlular, Mustafa Döküler ve Recep Bozdağ da dahildi.) Yazılar, karikatürler ve paylaşımlar dışında şu hususlar da araştırıldı.
Soru: Bylock kullananlar listesinde adı geçiyor mu?
Cevap: Hayır. Veri girişine rastlanmamıştır.
Çatı soruşturmasında HTS kaydı var mı? Yok...
15 Temmuz sonrası haklarında işlem yapılan listede var mı? “Bank Asya’ya para yatırın” talimatı sonrası ilgili bankada hesap açmışlar mı? Soruşturma kapsamında değerlendirilen dernekler ve şirketlerde ortak veya yönetici veya üye olarak kaydı ve veri akışında isimleri var mı? Bu dernek veya şirketlerde çalışmış mı, SGK kaydı var mı? Bu ve benzeri araştırmaların cevabı adı geçen 5 kişi için de hep aynı: Hayır. Veri girişine rastlanmamıştır!
Sonuç: Oy birliği ile ayrı ayrı beraatlerine!
“Mahkemelerin, Emniyetin 7 yıllık süreçte bulamadıkları malum yapı bağlantısını, bazıları nasıl bir çırpıda buluyor” diye merak ediyor insan. Acaba onlar mihenge vurulsa... Kimbilir?
HASTA VE GADDAR ASIR
Ahirzamanın en dehşetli diliminde yaşıyoruz. Bediüzzaman’dan, bu asrın helâket, felâket, hasta ve gaddar bir asır olduğunu öğreniyoruz.
Şair de, bu asrı yazdığı naat ile Hz. Peygamber’e (asm) şikâyet ediyor, imtihanın ağırlaştığını dile getiriyor:
“Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü, /Mahkumlar yargılıyor; hâkimler mahkum şimdi, /Hakların temeline sanki bir volkan düştü. (...) Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü, /Zedelendi sağduyu; körleşen iz’an düştü, /Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın, /İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü. (...) /Bir belâ tünelinde ağır imtihan düştü.”4
Ağır da olsa, imtihanları kazanmak duasıyla.
Dipnotlar:
1- ESDE., Divan-ı Harb-i Örfî, s. 138.
2- Şualar, s. 814.
3- Ankebut Suresi: 2
4- Yağmur, Nurullah Genç (https://webdosyasp.diyanet. gov.tr/muftuluk)