Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, 2025 senesini “Aile Yılı” ilân ettiklerini söylemesiyle birlikte “eyvah, eyvah!” yorumları yapıldı.
Sebep, geçen yılın “Emekli Yılı” ilân edilmesine rağmen emeklilere yaşatılan zorluklardı.
Emeklilerin büyük kesimi, geçen yıl açlık sınırının yarısı kadar ancak maaş alabildi. Emeklilere yıl dolayısıyla hükûmet tarafından büyük müjde diye açıklanan bedava şezlong ve şemsiye ile KYK yurtlarında ücretsiz tatil gibi imkânlar sunuldu. Ama en düşük emekli aylığı 12.500’de kaldı.
Yeni yılla birlikte SSK ve Bağ-Kur emekli aylığı yüzde 15,75 artışla 14 bin 469’a ancak çıkabildi. Memur emeklisine ise yüzde 11.54 zam geldi. Yani emekliler yeni yılda da ancak açlık sınırının yarısı kadar maaş alabilecek.
İşte bütün bunlar dikkate alındığında 2025’in Aile Yılı ilân edilmesine “eyvah” demekten başka ne denilebilirdi. Bir de buna 1.250 liraya kadar olan aile desteğinin kesildiği haberleri eklenince “vah ki vah”ı da eklemeden edemiyoruz.
Aile ve sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Recep Tayyip Erdoğan’ın “yüksek takdirleri”yle ilân edilen “Aile Yılı” ile ilgili müjdelerin bugün açıklanacağını söylemişti. Bakalım açıklanacak müjdeler emeklilere verilenler gibi mi olacak.
Bugün pek çok emekli evinden tatil yapacağı yere gidecek parayı bulamıyor ama iktidar “Gelirsen şezlong hediye ederiz” diyor. Gerçekten ilginç
***
Limon gibi sıktı!
Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, emekliler yılı ilgili Meclis’te yaptığı konuşmada, Bedriye Hanım’ın sözlerini hatırlatmış. 7 bin lira dul ve yetim maaşıyla geçinmeye çalışan milyonlardan birisi olan Bedriye Hanım, “Cumhurbaşkanı’na söyle oğlum! 2024 yılını emekli yılı ilân eden Cumhurbaşkanı, emeklilerimizi pestil gibi ezdi, limon gibi sıktı. 2025 yılını da ‘Aile Yılı’ ilân etti, ailelere Allah sabır versin, onlar ne yapacak bilemiyorum.” dediğini aktardı.
Ocak ayında dul ve yetim aylıklarına yüzde 15,75 oranında zam yapıldığını yüzde 25 hisse oranına göre dul ve yetim maaşı 3.647 lira olduğunu aktaran Tahtasız, iktidara seslenirken, engelli, dul ve yetim maaşlarını en düşük emekli maaşıyla birlikte asgarî ücret seviyesine eşitlenmişini istemiş.
***
4 milyon genç ne eğitimde ne istihdamda
“Aile Yılı” demişken, üniversiteyi bırakan öğrenci sayısı 1,2 milyonu geçtiğini de söyleyelim.
TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi ve Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, “Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na girip üniversiteye yerleşme hakkı kazanan 2 milyon 755 bin 301 adaydan 1 milyon 85 bin 96’sının hiç tercih yapmadığını” açıklaması da can yakıcı. Yerleştirilen 638 bin 622 öğrenci de üniversiteye hiç kayıt yaptırmamış.
2024 yılında Türkiye’de 15-24 yaş arası gençlerin yüzde 34,9’unun ne eğitimde ne de istihdamda yer aldığı açıklanmıştı. Bu oran, yaklaşık olarak 4 milyon 130 bin gence tekabül ediyor
Bankoğlu, geçim sıkıntısı, aileye bağımlı olma zorunluluğu, liyakatsizlik derken gençlerin 2024 yılında da “geleceği” yurt dışında gördüğünü söylerken, TÜİK’e göre 2023 yılında Türkiye’den yurt dışına göç eden kişi sayısının bir önceki yıla göre yüzde 53 arttığını söylüyor.
İşte ülkenin gerçek gündemi bunlar. Ama iktidarın gündeminde yok.
***
Bu kadar yanılma payı mı olur?
Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, yap-işlet-devret modeliyle yapılan Ankara-Niğde Otoyolu’na verilen garanti araç geçiş sayısının tutmadığını açıklarken şu rakamları paylaşmış. “Hazine’nin şirkete 2024’te garanti ettiği araç geçiş sayısı 27 milyon 375 bin, gerçekleşen araç geçiş sayısı ise sadece 9 milyon 366 bin…
Hata payı yüzde 65,78… Hata payı açıklanırken, “artı-eksi 5” diye açıklanırdı da yüzde 65.78’de hata payı olur mu?”
Bunun hesabını verecek kimse yok mu? Milletin verdiği vergilerden bu şirkete para ödeniyorsa –ki öyle- o zaman birilerinin millete hesap vermesi lâzım.