"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Terörist başının övdüğü “yeni paradigma”

Cevher İLHAN
15 Ocak 2025, Çarşamba
İktidar belediyelerinde ayyuka çıkan yolsuzluklara, ihaleye fesad karıştırmalara, yandaşları kayırmalara ve yoğun rüşvet ağına bakmadan bir yandan muhalefeti “terör” ve “yolsuzluk”la yanyana göstermekle halk nezdinde algı operasyonu oluşturulurken perde arkasında “süreç”te siyasî rant hesaplarının yürütüldüğü daha baştan sırıtıyor.

Ancak en büyük çarpıklık, “otoriter rejim”de yasama ve denetim yetkisi gasbedilen Meclis”i gösterip perde arkasında adı konmayan “süreç”in kırk bin insanın katlinden sorumlu müebbet hapse mahkûm terörist başı üzerinden yürütülmesi.

Vakıa şu ki “iktidar cephesi”nin, DEM’le yürüttüğü adı konmayan “süreç”te de samimi ve şeffaf olmaması; yığınca muğlaklık muammasında muallel algı operasyonlarıyla ülkenin gerçek gündemi “kirli pazarlıklar”la perdeleniyor.

Çoktandır görüşüldüğü anlaşılan terör örgütü elebaşılarıyla, iç ve dış aktörlerle kotarılan “İmralı Heyeti”nin terörist başıyla, akabinde partilerle temaslarına ilişkin hâlâ “temaslar iyi geçti”, “yararlı bir alış-veriş oldu” gibi beylik cümlelerle “süreç” hâlâ karanlıkta bırakılıyor.

“SÜREÇ” TAM BİR KARAMBOLDA…

İktidardakilerin “çözüm süreci/açılım yok” demelerine karşılık, “yandaş medya”nın “İmralı” dediği terörist başının, “umut hakkı”na ilaveten “topluma kazandırma” bahanesiyle cezaevlerindeki 4 bin 750 teröristin serbest bırakılmasını şart koştuğu söylentilerine karşılık kapalı kapılar arkasında hangi tâvizlerin istendiği, hangi cevabın verildiği bilinmiyor.

Tam da “görüşmeler olumlu gidiyor” denilirken, Bahçeli’nin “sıra artık İmralı”da çıkışıyla “süreç”in terörist başına ihale edildiği ikrar edilirken, DEM Eşbaşkanı’nın “çağrı için İmralı kapısı açılmalı” talebi bilinmezlikleri daha da artıyor.

Terörist başından gelecek “cevab”ın beklendiği vetirede her fırsatta “terör örgütünün silâh bırakması”ndan dem vuruluyor. Ancak ABD ve İngiltere’nin başını çektiği emperyallerin baştan beri silahlandırıp her türlü lojistik destekle “eğitip donattığı”, İsrailli subayların terör eğitimini verdiği yurtiçi ve yurt dışındaki -Kandil’den -Kuzey Irak’tan Suriye’nin kuzeyindeki- PKK ve türevleri terör örgütlerinin “tasfiyesi”ne yanaşmadığı ortada.

Bu yüzden “yeni oyun plânı”nda tam bir tezgâh kuruluyor; ve bu karambolda Bahçeli’nin “terörist başı, terör örgütünü tasfiye çağrısında bulunacak” sözünün, Cumhurbaşkanı’nın “ya silâhlarını gömecekler ya da gömülecekler!” uyarısını tekrarın hiçbir ciddiyeti kalmıyor.

Görünen o ki Mayıs 2023 cumhurbaşkanı seçimlerinde montaj sahte videolarla Kandil’deki terörist başlarının “millet ittifakı” adayını desteklediği iftirasını meydanlara gösterip “6’lı masa’nın altında PKK var” isnadıyla “teröristlik”le itham eden, “bunlar Öcalan’ı hapisten salacaklar” töhmetinde bulunan “cumhur ittifakı” ortakları vekillerin son demde terörist başına “sayın” ve “beyefendi” övgüleri de vaziyeti kurtarmıyor.

Ve bu vaziyet, “hani terör örgütü, terörist başının ‘tâlimatı’yla silâh bırakıp tasfiye olacaksa neden yirmi iki yıldır bu ‘çağrı’ sağlanmadı ve bu ‘tasfiye’ yapılmadı da bugüne bırakıldı?” sorularını sorduruyor.

SİYASET “HİZÂYA GETİRİLİYOR!”

Gerçekten AKP’li İçişleri eski Bakanı’nın ifadesiyle “terör örgütünün belinin kırıldığı, yurt içindekilerin bir avuç kaldığı, ayakkabı numaralarına kadar bilindiği” hâlde neden hâlâ tasfiye edilmeyip terörist başına muhtaç olunuyor?  

Sonra “silahlarıyla gömülecekler”se, “terör örgütünün kendini tasfiyesi için niçin terörist başı muhatap alınıyor? Gerçekten dünyada hangi devlet silâhı bırakmadan bir terör örgütü ile peşinen görüşür ki PKK ile silâh bırakmadan masaya oturuluyor?”

Bütün bu çelişkili çarpıklıklar, geçmişte “barış” diyenleri “terör seviciliği”, “terörist” ve “terör destekçisi” diyen iktidardakilerin tam bir çarkla “çözüm”ün terörist başından beklenmesine itiraz edenlere tam bir şımarıklıkla insafsızca “teröristlik” ve “vatan hainliği” iftirası atılması çarpıklığı bundan.

Aslında gittikçe otokratikleşen “tek kişilik rejim”in “adsız süreç”in hiçbir demokratik reform programı, hukuk ve adâlet hedefi, temel hak ve hürriyetler perspektifi ve barış hedefi yok; sadece “mesele”nin iç politikada “kullanışlı” hâle getirilmesiyle “terör örgütünün silâh bırakıp tasfiyesi” edileceği propagandası yapılıyor.

Bundandır ki bir yandan terörist başının iknası sözde DEM’e havale edilirken, diğer yandan bir dizi “tehdit”le, “kayyım atamaları”yla, “kapatılma” şantajıyla Cumhurbaşkanı’nın dördüncü kez seçilmesi ve ömür boyu iktidar koltuğunda kalması, “tek kişilik rejim”in tahkimi için terbiye edilip “hizaya getiriliyor.”

Özetle, terörist başının “Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” çıkışındaki “yeni paradigma” bu.

Okunma Sayısı: 509
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı