"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yoksulluğu değil, yoksulu bitirdiler

Cevher İLHAN
11 Ocak 2025, Cumartesi
TESBİT

Enflasyonda dünyada dördüncü, özellikle gıda enflasyonunda dünyada “birinci” olan çöküşteki ekonomide peşpeşe dayatılan zamlarla ağır ek vergiler furyası, ekonominin hal-i pürmelâlini ortaya koyuyor. En son vergilerden harçlara yüzde 45’e varan otomatik zamlara karşılık asgarî ücrete yüzde 30, işçi emeklilerine yüzde 15.75 artışla “sefalet zammı”, bütün saptırmalara rağmen gerçeği su yüzüne çıkarıyor.

TÜİK’in “talimatlı enflasyon”un yüzde 44.38 olarak gösterildiği aylık 1.03 arttığının duyurulduğu, yıllık yüzde 44.38 olduğu sahte verilere göre bile “yoksulluk sınırı” bir yana “açlık sınrı”nın da altında kaldığı tesbiti, iktidardakilerin “vatandaşları enflasyona ezdirmedik” iddialarını peşinen boşa çıkarıyor. 

Ve lahanın 150, domatesin 80, elmanın 70, patatesin 40, portakalın 30, biberin 100, fasulyenin 90,  kabağın 85, salatalığın 70 lira olduğu yüksek enflasyonlda “‘çalışanlarımızı birkez daha enflasyona ezdirmeme’ sözüne sadık kaldık” ifadelerinin hiçbir kıymeti kalmıyor.

Kapanan şirket sayısına her yıl yüzlercesinin eklendiği, tâkipteki kredi borçlarının yüzde 115-135 ilave edildiği; vatandaşların ödeyemez hale geldikleri kredi limitlerinin daha da arttırılarak daha da borçlanmaya itildiği borç batağında borçların en az yüzde 100 katlandığı süreçte halâ “kötü günleri geride bıraktık” lâfı da havada kalıyor.

Keza kamu giderlerinin yüzde 80’den fazla artışın olduğu israf ve savurganlıkta siyasî iktidarın yoksulluğu değil, yoksulu bitirdiği, nüfusun üçte birine yakın 24 milyon kişinin devletin - belediyelerin yardımıyla geçinmeye muhtaç hale getirildiği süreçte, ekonomistlerin değerlendirmesiyle son on yılda enflasyonun yüzde 1000, gıda enflasyonunun yüzde 2 bin 500, son bir yılda yüzde 400 artması; AKP iktidara geldiğinde 7 çeyrek altın tutan asgarî ücretin 3 çeyreği bile bulamaması; daha 2009’da tedavüle çıkan 200 liralık banknotla 134 dolar alınırken şimdi an 5 dolar etmesi vakıası ekonomik yıkımı ifşa ediyor.

Buna göre poşete bile yüzde 100 zam yapımışken, emekli maaşlarına artışın yüzde 11-15 arasına kalması ekonomistlerce “ortaya çıkan ekonomik facianın faturası, ekonomiyi felâkete sürükleyenlerce değil, ağır faturanın bedelini ödeyenlerce, ceremesini çekenlerce ödetiliyor. 

Özetle vurguna ve soyguna dönüşen fahiş zamlar ve ağır vergiler vartasında iktidar mahfillerinden, “yandaş medya” ve maaşlı trollerden “Suriye’de fetih” söylemleri, “zafer” narâları atılması, vahametin üstünü örten, gerçek gündemi perdeleyen bir algı operasyonu olduğu her haliyle sırıtıyor.

VAZİYET

Kuruş vergi vermeyen “yandaşlar!”

Vergi adâletinin bütünüyle berhava edildiği “tek kişilik otoriter ucûbe rejim”de yoğun iç ve dış gündemin karamboluna gelen çarpıklıklardan biri de “iktidara iliştirilmiş” dolar garantili “yap-işlet- devret” şirketlerinin hiç vergi vermemesi oldu.

Toplumun bütün kesimlerinden, asgari ücretlilerden ve emeklilerden kuruşu kuruşuna vergi tahsil edilirken, sırf muhalefet belediyelerini “başarısız kılmak” ve “iş yapamaz durumuna düşürmek” maksadıyla ve bir milyarı bulan SGK borçlarından çoğu iktidar partisine mensup belediye başkanları döneminden kalma 100 milyar bulan belediyelerin borçları “silkeleyin!” diye serrişte edilirken, 2024’te sözkonusu 43 şirketten 37’sinin hiç vergi vermemesi çifte standartlı siyasetle çirkin partizanlığı ve kayırmayı bir defa daha deşifre ediyor.

“Savunma sanayiine destek” diye vatandaşlardan 750 lira kredi kartı limiti üzerinden âdeta haraç alınırken, dolar – döviz garantili, Londra mahkemeleri tahkimli “beşli çete” şirketlerinden tek kuruş vergi alınmadığı gibi, son beş yılda 122.3 milyar lira ödeme yapılması; ayrıca 2024’te 162.4 milyar, 2025’te 240.8 milyar, 2026’da 271 milyar lira olmak üzere toplam 674 milyar lira daha ödenmesinin o günkü dövizle öngörülmesi ve sürekli ödeme süreleri uzatılan ihalelerin çeyrek asra uzaması -2046’ya kadar edecek olması- millet malını yağmayı su yüzüne çıkarıyor.  

Her ihaleden onlarca, yüzlerce milyar vurgun gibi kazanç sağlayan, 60 trilyon kâr ettikleri belirtilen “iktidara yakın patronlar”dan “zarar ediyorlar” diye vergi alınmazken, “kredi”, “teşvik”, “vergi muafiyeti”, “borç silinmesi” benzeri katakullilerle rantın peşkeş çekilmesi talânıyla ülkenin geleceği gasbediliyor.

Yazık, çok yazık… 

HAFTANIN SÖZÜ

“Emeklinin bir poşet kadar değeri yok!” (Yeniçağ, 7 .1.25)

KISACA

“Laf dinler’ hale getirilmiş…”

“Olay son derece önemli. Hukuk devletinde kamu görevleri ve görevlileri hukuk tarafından nasıl denetlenebilir, bu dava bunun bir örneği. TÜİK, eski adıyla DİE, Cumhuriyet tarihinde ilk defa verileri tartışılan, yönetimi de “laf dinler” hale getirilmek için ikide bir değiştirilen bir kamu kurumudur. CB sistemi fiilen “denetimsiz” bir sistemdir. Hiçbir hukuk devletinde böyle bir sistem yoktur. Anayasa hükmüdür: “İdarenin hiçbir eylem ve işlemi yargı denetimi dışında bırakılamaz.” (Madde 125) Ya yargı siyasî etki altındaysa?.. En büyük sorun budur.”

Taha Akyol, (Karar, 29.12.24)

ÖZETLE

“Hazîneyi boşalttılar…”

“İşte -o iki kısım- reisler, bilerek veya bilmeyerek o havuzun ve hazînenin etrâfında delik melik açtılar, mâye-i bekâyı [milletin bekâsının esaslarını] ve madde-i hayatı [hayatı meydana getiren unsurları] çektiler, havuzu kurutup hazineyi boş bıraktılar. Böyle gitse, devlet milyarlar borç altında kalıp düşecek.”

Bediüzzaman, (Münazarat, s. 96.)

Okunma Sayısı: 284
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı