Selâm ile İslâm aynı kökten gelir. Sulh, saadet, barış, emniyet, güven, huzur ve mutluluk gibi anlamlara gelir.
Selâm, ayetlerde ve hadislerde geçen ifadelerdendir.
Selâm, Allah’ın güzel isimlerinden biridir. Güven, huzur, sürur ve saadet bahşeden anlamına gelir.
Cennetin isimlerinden biri de, “Dârü’s-Selâm” dır. Güven, emniyet, neşe, haz, huzur, mutluluk ve saadet ülkesi demektir.
Selâm, şeairdendir, yani İslâm’ın ve Müslümanlığın rumuz, işaret ve sembollerindendir.
Gayr-i Müslim bir ülkede, birinin “Selâmün aleyküm” dediğini duyduğumuzda, “Demek ki bu kişi Müslümandır!” deriz.
Selâm; karşılıklı yardımlaşma ve dualaşmadır.
Selâm; barışa, dostluğa, sevgiye, saygıya, sevaba, muhabbete atılan ilk adımdır.
Selâm; Allah’ın “Selâm” ismi ile onun sevgi ve himaye dairesine girmektir.
Selâm, peygamber sallallâhu aleyhi ve sellemin en güçlü sünnetlerden birini yayma ve ihya hareketidir.
Selâm; İslâm’ı yayma, irşad ve tebliğin ilk hamlesi ve ilk adımıdır.
Selâm; sevgili ve şefkatli nebîmizin risâletini tebrik ve ona olan itaati tecdid ve tazelemektir.
Selâm; mirac’tır, hem Kur’ân’ın, hem de şefkatli Peygamberimizin (asm) kesin emridir.
Selâm; Allah’ın ve Resûlünün verdiği sevindirici ve mutlu edici müjdelere karşı bir teşekkürdür. Ve bir tefekkürdür.
Cennette Rahîm olan Rabbimizin “Selâm” ismi mü’minlere; tarifi imkânsız bir mutlulukta, müjdede, hazda, sevinçte, neşede ve tatlılıkta tecellî edecektir.
Cennettte de mü’minler ve melekler arasında; sevgi, mutluluk, neşe, haz, huzur, memnuniyet, şükür ve teşekkür ifadesi olarak en çok kullanılan söz, “Selâmün aleyküm” ifadesi olacaktır.
İşte bu bakımdan başka kelime, söz ve ifadeler aslâ “Selâmün aleyküm” sözünün yerini tutmaz.
Bir gün Resûlullah (asm) Sahabe’ye hitaben: “Aranızda dostluğa, sevgiye, muhabbete, barışa ve kaynaşmaya sebep olacak bir şey öğreteyim mi?” diye sordu.
Sahabe: Öğret ey Allah’ın Resûlü! dediler.
Bunun üzerine sevgili ve şefkatli nebîmiz sallallâhu aleyhi ve sellem: “O hâlde aranızda selâmı yayınız.” buyurdu.
Peygamberimiz (asm) karşılaştığı kimselere Selâmün aleyküm der ve ayrılırken de selâm verirdi. Hatta selâmın önemine vurgu yapmak için bazen iki defa selâm verirdi.
“Aranızda selâmlaşın ve selâm veriniz ki, düşmanlarınıza karşı galip gelesiniz.” derdi sevgili Nebîmiz.
Selâm vermek, mü’minin takvalı ve salih oluşunun alâmetlerindendir.
Selâm, birliğin, dirliğin, ittihadın, ittifakın, barışın ve farz olan İslâm birliğinin de ilk adımıdır.
Es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühû ebeden dâimen.
İman, ihlâs, istikâmet, tahiyye, selâm, sevgi, saygı, hürmet, muhabbet, barış, ümit, şevk, hürriyet, adalet, iyi geçim, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.