“Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın. Yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gider.”1
Sahabe-i Kiram, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e saygıda kusur etmemeye çok dikkat ediyordu.
Bu ayet nâzil olunca Sabit ibni Kays, sesi gür ve Peygamberimizin (asm) sesinden yüksek olduğu için Resulullah’ın yanına gelmemeye başladı. Yüksek sesli olduğundan, Hz. Peygamber’in huzurunda konuşursa amellerinin boşa gideceğini ve Cehennemlik olacağını düşünüyordu. Hatta daha da ileri gidip; “Sabit Cehennemlik oldu” diyordu.
Bu durumu öğrenen sevgili Peygamberimiz (asm), Sabit ibni Kays’a bir adam gönderek onun Cehennemlik değil, Cennetlik olduğunu müjdeledi.
Hucurat Suresi’nin 3. Ayeti’nde, de Peygamberimizin (asm) huzurunda saygı için seslerini kısanlara af ve mükâfat şöyle müjdeleniyor: “Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar; şüphesiz Allah’ın kalblerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.”
“Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’e maddî ve manevî saygısızlık ve itaatsizlik amelleri boşa çıkarır ve hiç eder.”2
Çünkü Peygamberimize (asm) saygısızlık ve itaatsizlik Allah’a saygısızlık ve itaatsizlik gibidir. İşte Sabit ibni Kays böyle bir duruma düşmekten korkmuştu. Endişe etmesine de gerek yoktu. Çünkü onun sesi yaratılıştan gelen fıtrî sesi idi. İyi bir hatip idi ve çok tesirli hitabelerde bulunurdu.
Hülâsa: Sevgili Peygamberimiz (asm) sallallahu aleyhi ve sellem’e saygı; onun sünnetini yaşamak ve yaşatmakla gerçekleşir. Derste, hoca ve öğretmeni dinlemek ve gereğinden fazla sesimizi yükseltmemek sevgi ve saygının gereğidir. Annemize ve babamıza karşı “öf” bile dememek ve sesimizi gereksiz yükseltmemek sevgi ve saygının gereğidir.
Komutana karşı gereğinden ziyade sesimizi yükseltmemek sevgi ve saygının gereğidir. İman, istikâmet, ihlâs, mağfiret, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.
1- Hucurat Suresi: 2.
2- Muhammed Suresi: 33.