"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gabavet ve cerbeze

Abdülbakî ÇİMİÇ
03 Mart 2025, Pazartesi
Kapanması gereken kapılar -63

Kuvve-i akliye-i melekiye, nef’ ve zararı, iyi ve kötüyü birbirinden temyiz eder. İdrâk, anlama ve tefekkür âleti olan kuvve-i akliye, insana has düşünme ve eşyanın sebeplerini yakalama ve esmâ lisânı ile tanıma melekesidir. Kuvve-i akliyenin üç mertebesi vardır, vasat mertebesi hikmet ve istikametli olmak, terfit mertebesi gabavet, ifrat (aşırı) mertebesi ise cerbezedir.

Gabavet

Kuvve-i akliyenin ‘tefrit’ mertebesi gabavet ve geri zekâlılıktır. Yani “hiçbir şeyden haberi olmaz.”1

Gabavet, ahmaklık, anlayışsızlık, gabîlik olarak bilinir. Hayatı ve yaratılış hikmetlerini nazara almadan bir hayat yaşamak, hiçbir şeyden haberi olmamak, bir nevi akıl kuvvesinin en aşağı mertebesini yaşayan insanlar için kullanılan bir kavramdır.

Kuvve-i akliyenin ‘tefrit’ mertebesi olan gabavet; halk-ı ef’al meselesinde İtizal (Mutezile) mezhebinin te’sîri insana vermesi, itikadda teşbih (benzetme) yapılması, ahlâkta tezellül ve tabasbus göstermesi, âhirete imanda âhireti tasdik edip fakat inandığı gibi yaşamayan ehl-i sefehat ve dalalet misal olarak verilebilir.

Cerbeze 

Kuvve-i akliyenin ifrat mertebesi cerbezedir. Şaşırtıcı cerbezekârlık ve demogojidir ki; akı kara, karayı ak göstermek gibi işlerin mantık dışı ve ma’nasızlıklarıyla uğraşan ve bulaşan bir zekâdır. Bu mertebede kişi “Hakkı bâtıl, bâtılı hak suretinde gösterecek kadar aldatıcı bir zekâya malik olur.”2

Cerbeze insafsızca, aldatıcı ve muvâzene etmeden hüküm vermektir. Böylece cerbeze ile yapılan mugalâtalar inhilâl-i anâsırı netice vermektedir. “Hem de, cerbezeyle, insan adâlet yaparken zulme düşüyor. Zira insan kusursuz olmaz. Fakat uzun zamanda ve efrad-ı kesîre içinde ve tahallül-i mehasinle [güzelliklerin bozulmasıyla] tadil olunan müteferrik kusurları, cerbeze ile cem edip, bir zaman-ı vahitte bir şahs-ı vahitten sudûrunu tevehhüm ederek şedit cezaya müstahak görür. Hâlbuki bu tarz, bir zulm-i şedittir.”3

Cerbeze, enva’ıyla garâibin makinasıdır

Hem de insan nazar-ı tenkid ile, bir cerbeze ile binler mehasin içinde, nazarında hatiat tevehhüm edilen onbeş-yirmi nokta ile bütün o mehasini setrettirecek ve hükümden iskâd edecek ve yalnız o, onbeş-yirmi nokta ona hedef-i maksûd yapacak bir vaziyet alır. Böylece o nazar-ı tenkid ve cerbeze ile ittihamkârâne ileri sürdüğü garazkâr hâli muhatabına isnâd edebilir. Cerbezenin tavr-ı acîbi; zaman ve mekânda müteferrik şeyleri toplar, bir yapar. O siyah perde ile her şeyi temaşa eder. Hakîkaten cerbeze, enva’ıyla garâibin makinasıdır.4

Müteferrik büyük işlerde yalnız kusurları görmek cerbezeliktir; aldanır ve aldatır. Cerbezenin şe’ni, bir seyyieyi sümbüllendirerek hasenâta galip etmektir. 

Cerbeze, daima zâlimdir 

Evet, “hakîkat-bin göz aldanmaz; hakperest kalb aldatmaz” sırrınca aldanmaz bir göz ve hakperest ve aldatmaz bir kalb için Kur’ân’a, Sünnet-i Peygamberîye (asm) ve onların hakîkî bir tefsiri ve mânevî bir dersi olan Risale-i Nur’a sarılmalıyız ki “Cerbeze”nin aklı yanıltmasından, akıl tutulmasından ve cerbezenin zulmünden korumuş olalım. Çünkü “Sebeb-i ihtilâf, hâkim-i zâlim olan cerbezedir. Fikr-i tenkit ve bedbinliğe istinad eden cerbeze, daima zâlimdir.” bilmeliyiz.5 Hakîkat-bin ve hakperest olan adam: “Cerbeze bir hâkimdir.”6 bilmeli. “Yalnız seyyiat tarafını konuşturmamalı; onun hasmı olan hasenâtı da dinlemeli, sonra muvazene edip, mîzan-ı haşirdeki hükm-ü âdilâne gibi râcih gelene muhabbetle hak vermelidir.”7 

Öyleyse bütün himmetimizi kuvve-i akliyenin vasat mertebesi olan adl ve adalete vermeliyiz. Bu mertebe hikmettir ki; “Kime hikmet verilmişse işte ona pek çok hayır verilmiştir.”8 ayeti, onun mâhiyetini beyan ve tefsir eyler. İnsan hikmet mertebesinde “Hakkı hak bilir, imtisal eder; batılı batıl bilir, içtinap eder.”

Dipnotlar:

1- İşârâtü’l-İ’caz, s. 46.; 2- Age., s. 23.

3- ESDE, Divan-ı Harb-i Örfi, s. 120.

4- ESDE, Münazarat, s. 249.

5- ESDE, Tuluat, s. 570.; 6- Age, s. 572.

7- Age, s. 572.; 8- Bakara Suresi: 269.

Okunma Sayısı: 520
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • süleyman ALIÇ

    3.3.2025 10:05:13

    Teşekkürler Abdulbaki Hocam Rabbim bizleri ömrümüzün sonuna kadar "İfrat" ve Tefritten" korusun ve "Sırat-ı Müstakimden" ayırmasın amin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı